Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Kürtçe faturaların düşündürdükleri

Kürtçe faturaların düşündürdükleri

Kılavuzlarınızın kimler olduklarını biliyordum, amma açıkça söyleyemiyordum... Korktuğumdan ya da çekindiğimden değil... Kürt dostlarım, Kürt arkadaşlarım gücenirler diye...

Kılavuzlarınız, bir başka deyimle rehberleriniz zil zurna ırkçılık yapmaya başladılar...

Gidişatınız tehlike arz ediyor artık...

Boş tabutla insan aldatmanız ancak insanı tiksindirir...

Vekil diye ayrılık cephesine sürdüğünüz kadınlar mı kuracak bağımsız Kürdistan’ı?

Hele onlar bağımsız olsunlar önce...

Ya şu “Kürtçe fatura” meselesi akıl terazisine zarar vermez mi?

Bizim Türk ırkçıları da aynı herzeden yemişlerdi geçmişte...

Ezan-ı Muhammedi’yi Türkçe okutmuşlardı... Bu konuda pek çok baş bedenden koparılmıştı...

Ne oldu?

ALLAHU EKBER ile başlayan asıla dönüş gerçekleşince Türklük yara mı aldı, kuyuya mı düştü?

Hiç birisi...

Aksine bütün Müslümanların üzerinde birleştikleri hakiki ezana kavuştuk...

Kılavuzlarınız vallahi sizi aptal, enayi yerine koymaktadırlar...

Faturalar Kürtçe olmayınca ödeme yapmayacakmışsınız...

Elektriğin trafosu kimin elinde?

Suyun vanasına kim hükmediyor?

Telefonun santralını kontrol altında tutan kimler?

Ya keserlerse?

Avrupalı, Amerikalı sahiplerinize mi şikayet edeceksiniz?

Sırada başka neler var?

Türkiye yerine Kürdiye değişikliği sizi memnun eder mi?

Saçmalamayı, dinsiz güruhun oyununa gelmeyi bırakın...

Bu çıkışlar ayrı devlet olmanın ön çalışmaları ise, ahiri nasıl olur, hesapladınız mı?

Türkiye’deki Kürt memurları, Kürt işçileri çekip götürecek misiniz?

Gitmek istemezlerse hangi tedbiri devreye sokacaksınız?

Daha sorayım mı?

Aslen Kürt olup da size inanmayan, itibar etmeyen kan kardeşlerinizi (Bakın din kardeşlerinizi demiyorum) çünkü Zerdüşt dinine inanan ahmak sayısı ne kadar, biliyor musunuz?

Hitler bile bu kadar derinlere inmemişti...

Mezarları ne yapacaksınız?

Tasnif edip ayıracak mısınız?

Ayırdınız diyelim, Ankara’daki Kürt mezarını Şemdinli’ye, Yüksekova’ya mı nakledeceksiniz?

Türk-Kürt evliliğinden meydana gelen çocukları nasıl bölüştüreceksiniz? Velhasılı ucundan tutulmayacak kadar kirli bir mesele...

Ulan, Allah’tan korkun bir nebze...

Türkiye’nin en eski, en tanınmış, en Türkçü partisinin genel başkanı bildiğiniz vechile Dersim Kürdüdür...

Eee, daha ne istiyorsunuz?

Yani siz şimdi:

Her şey Kürt için, Kürde göre, Kürt felsefesine göre mi diyorsunuz?

Anladığım kadarıyla siz, KAMUTAY’cı, İlbay’cı, hatta ve hatta Moğultay’cı, Oktay’cı, azgın tay’cı, uyuz taycı herifleri de geçtiniz...

Hayırlı olsun mu?

Öyle bir şeyin olması asla ve kat’a mümkün değildir...

Utanın be!..

Şu anki kabinenin yarısı, Kürt kökenli ve seviyeli insanlardır...

Eğer “Tamamı bizden olsun, aksi halde çocuklarımızı okula göndermeyiz” diyecekseniz, siz bilirsiniz...

Durumunuzu düzeltmenizi tavsiye ederim...

Bu iş, yakarız, yıkarız, savaş çıkartırız efelenmesi ile olmaz...

Kimin zarar edeceğini Allah biliyor, kulları da bilmekte... Ben sizlere düşman değilim... Düşmanınız rehberlerinizdir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi