Süleyman Yaşar

Süleyman Yaşar

IMF'ye göre, Türkiye en önemli küresel ticaret merkezi oldu

IMF'ye göre, Türkiye en önemli küresel ticaret merkezi oldu

IMF'nin bu yıl yaptığı araştırmada, Türkiye, küresel ekonominin en önemli sistemik ticaret merkezleri arasına girdi. 'Küresel sistemik ticaret merkezi olmak nedir' derseniz... Bu, küresel mal arzı ve ileri teknoloji ürün ihracatı yapan ülke olmak anlamına geliyor ve Türkiye dünya sıralamasında ilk 25 arasında yer alıyor. Böyle bir zincirin içinde yer almak, o ülkeyi "hub" ya da bir "küresel merkez" haline getiriyor.
Türkiye 2011' den önce yapılan araştırmalarda bu sıralamaya girememişti ve küresel merkez olamamıştı. Türkiye ekonomisinin küresel düzeyde geldiği yeri göstermek açısından IMF'nin araştırması bu yüzden önemli.
IMF'den Richard Harmsen ve Nagwa Riad imzalı araştırmada Avusturya ve İrlanda küresel sistemik ticaret merkezi sıralamasından çıkıyor, yerlerine Rusya ve Türkiye alınıyor. Genel sıralamaya Rusya 16'ncı, Türkiye 25'inci sırada giriyor. Türkiye dış ticaret hacmi olarak 29'uncu olurken, ticari partner sayısı açısından 15'inci sırada yer alıyor.
Küresel sistemik ticaret merkezi sıralamasında Almanya birincilikten üçüncülüğe düşerken, Çin dokuzunculuktan birinci sıraya yükseliyor. ABD ise ikinci sırada yer alıyor. 1999 ve 2009 verileri dikkate alınarak yapılan araştırmada, gelişmekte olan ülkelerin küresel mal arzında zengin ülkelere üstünlük sağladığı belirtiliyor.
Özellikle Çin, 1999'da küresel ticarette bir çevre ülke konumundayken yakın zamanda küresel mal arzının en önemli merkezi oyuncusu haline geliyor. Araştırmaya göre, son 40 yılın dünyanın en büyük dış ticaret limanı olarak bilinen Rotterdam limanı, yerini 2006'da Singapur limanına terk ediyor, 2011'de de bu kez Singapur limanı yerini Şanghay limanına bırakıyor.
Bu baş döndürücü hızlı değişmenin son beş yılda yaşanması herhalde tesadüf değil. Şanghay limanında yılda 29 milyon adet standart konteynır yüklenip boşatılıyor. Ve dünyanın en büyük 10 iş limanından 6'sı artık Çin'de yer alıyor.
Peki Türkiye'nin de içinde yer aldığı gelişmekte olan ülkeler bu hızlı değişmeyi nasıl başardılar? Öyle ki, bu ülkeler on yıl önce dünya üretiminin ancak üçte birini yaparken şimdi yarısından fazlasını yapmaya başladılar. 10-15 yıl önce pek çoğu mali krizlerle savrulan gelişmekte olan ülkeler, uyguladıkları mali disiplin sayesinde küresel ekonomideki dış şoklara karşı dayanıklı hale geldiler. Böylece sağlanan mali disiplin özel sektörün kaynak bulmasına imkan verdi. Ve hızla yapılan özel sektör yatırımları gelişmekte olan ülkelerin üretimde paylarını çoğalttı.
Hemen bir rakam verelim, Türkiye, 1999'un ilk dokuz ayında 3.7 milyar dolar sermaye malı ithal ederken 1.2 milyar dolarlık sermaye malı ihraç ediyordu. 2011'in ilk dokuz ayında ise Türkiye 27.9 milyar dolarlık sermaye malı ithal ederken 10.5 milyar dolarlık sermaye malı ihraç etti. Son 12 yılda sermaye malları dış ticaret hacminin 8 kat arttığını görüyoruz. Aynı dönemde Türkiye'nin dış ticaret hacminin 69 milyar dolardan 300 milyar dolara çıkarak 4.3 kat arttığını hatırlatalım. Bu da bize özellikle üretimde nasıl bir küresel merkez haline geldiğimizi gösteriyor.
Sermaye malı dış ticaret hacmindeki bu hızlı artışı, Anadolu sermayesinin İstanbul'un statükocu sermayesinin bayisi olmaktan kurtulup üretime yönelmesi olarak açıklayabiliriz. Hatırlayacaksınız, Anadolu sermayesini üretim dışında bırakmak için statükocu İstanbul sermayesi askerle el ele vererek 28 Şubat sürecini başlatmıştı. Bu dönemde şahikası yaşanan ahbap çavuş kapitalizmi Türkiye'yi büyük bir krize sokmuş ve kriz sonrasında AK Parti'nin iktidara gelmesiyle Anadolu sermayesi statükocu İstanbul sermayesinin engelinden kurtulmuştu. İşte güçlenen Anadolu sermayesi Türkiye'yi bir üretim merkezi haline dönüştürdü. Ve Türkiye ilk defa küresel sistemik ticaret merkezi olarak dünya sıralamasına girdi. Tabii bu başarıya herkes sevinmedi. Hatta bazıları Türkiye ekonomisinin bu iyi gidişine gene sinirlendi. Türkiye ve Rusya'nın, teknolojisi yüksek ürünlerde Avusturya ve İrlanda'nın yerine geçmesi hiç hoşlarına gitmedi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Yaşar Arşivi