Cemal Nar

Cemal Nar

İslam’sız Olmaz

İslam’sız Olmaz

Son zamanlarda sık kullanılan “Ortadoğu’da Türkiye’yi hesaba katmayan hiçbir plan tutmaz.” diye bir söz var. Doğruluğu kanıtlanmış bir söz. Bu zamana kadar aksine bir tutum sergileyenler, hep yanıldılar, emekleri heba ve kendileri perişan olarak ortada kaldılar.
Bunun bir benzerini ülkemiz için söylersek, o da doğru bir söz olacaktır. Yani bu ülkede İslam ve Müslümanları hesaba katmayan hiçbir plan tutmaz. Bu zamana kadar aksine bir tutum sergileyenler, hep yanıldılar, emekleri heba ve kendileri perişan olarak ortada kaldılar. İş bu kadarla kalmadı tabi. Maalesef bu aziz ülkeye büyük zahmet ve zarar verdiler, bu necip milleti de perişan ettiler.

Artık bu bozuk düzenin başarısız toplum mühendisleri anlamalıdırlar ki, İslam ve Müslümanlar hesaba katılmadan bu ülkede ne devlet, ne siyaset, ne yönetim, ne eğitim, ne ekonomi… iflah olmaz.

Sistem İslam’ı yok sayarak değil, yok ederek geldi ve ne yaparsa din dışı yapmaya kesin karar verdi. Din dışı olmayı “laiklik” ve “sekülerizm” olarak ifade etti. Ona göre örnek aldığı “Batı Medeniyeti” böyle yapıyordu. Oysa taklit ettiği batı böyle yapmıyordu.

Taklitçinin eseri ne olur? Taklitçiler hazır referans aldıklarını da rezil ederler. Gerçekte batı halkla ve halkın diniyle savaşmıyordu. Kimsenin dinine karışmıyor, başkasının da fuzulî karışmalarına meydan vermiyordu. Ama taklitçi öyle yapmıyordu işte ve bir türlü başarılı da olamıyordu. ülke yangın yeriydi. Kimse memnun ve mutlu değildi.

Ama taklitçilerin feryadını (!) da anlamıyor değiliz:

- Efendim, Türkiye’nin özel şartları var.

- Neymiş o?

- İslam.

- Ne demek o?

- Yani İslam Yahudilik ve Hristiyanlık gibi dünyaya karışmayan bir din değil, karışıyor. Laikliği kabul etmiyor. Kendine özel bir devlet yapısı ve hukuku var. Biz bu yüzden onunla savaşmak zorunda kalıyoruz.

- Bir kere Yahudilik ve Hristiyanlık da dünyaya karışmayan dinler değildir. İslam kadar olmasa da onlar da az çok yaşanan hayatı düzenler. öyleyse bunu kabullenecek ve dinle, dindarla savaşmayacaksınız.

Dinin değerleriyle çağdaş tecrübe her zaman çatışmaz, ama bunu taklitçi kafa algılayamaz ki. Mermer gibi bir kafa, ne değişimi kabullenir, ne gelişimi. çünkü cahil. İşin özünü kavrayamamış. Taklitten başka ne beklenir ki?

Onun için biz diyoruz ki, bu ülkede İslam ve Müslümanları hesaba katmayan hiçbir plan tutmaz. Ne yasama, ne yürütme, ne yargı, ne ekonomi, ne kültür ve sanat, ne de sair sosyal yapılanmalar, İslam’ı dışlayarak, müslümanları yok sayarak başarılı olamaz. Cumhuriyet kurulalı seksen yılı geçti. Bu kadar yıl, tecrübe için yetmez mi? Hani “ârife tarif gerekmez”di, “ârife işaret bile yeter”di. Fakat görülüyor ki bu ülkede İslam olmazsa ârif de olmaz, irfan da olmaz.
Ne yapmalı?

Yapılacak şey, barıştır. Barış ve karşılıklı uyum. Yani sistem halkıyla ve halkının diniyle barışacak ve alacak karşısına, diyecek ki onlara, “bakınız biz mutlu ve müreffeh olarak var olmak için şunları yapmak zorundayız. Siz ve sizin dininiz buna nasıl bir katkı sunar? Bu işi beraberce nasıl götürebiliriz?”

Bu kadar basit. Evet, bu kadar kolay.

Bir yanda baskıdan, dayatmadan, tehditten, hakaretten, işkenceden, öbür yanda kinden, nefretten, bedduadan, anarşiden, terörden daha iyi değil mi bu?

Bizim teklifimiz budur.

Bu yüzden biz, “İslam’sız Olmaz” diyoruz. Bizim İslam’dan vazgeçmemiz, İslam’ı inkar etmemiz, hayatımızda İslam’ı yok saymamız mümkün değildir.

Muhataplarımız bunu böyle bilsin ve budan ötesini de artık kendileri düşünsün!




Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi