Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Katılım Bankaları? İkna edilmeyi bekleyen geniş bir kitle var

Katılım Bankaları? İkna edilmeyi bekleyen geniş bir kitle var

Türk bankacılık sistemine dâhil edilen eskinin özel finans kurumları şimdinin katılım bankaları büyümelerine son sürat devam ediyorlar.

Küresel finans piyasalarında ismi “İslamic Banking” yani İslami bankacılık olan bu sektörün ülkemizdeki son zamanlardaki hızlı büyümesi esasında çok geç kalmış bir büyüme. İlk katılım bankasının faaliyete başlamasından bugüne 25 yıldan fazla süre geçti.

Bugün dört katılım bankası yedi yüz şube ve on beş bin personelle faaliyet göstermekteler. Aradan geçen bunca yıla rağmen katılım bankalarının bankacılık sektöründeki pazar payı çok kısıtlı kaldı.

Eylül sonu itibarıyla sektörün elde ettiği 15 milyar TL’lik net karın sadece 600 milyon TL’si katılım bankalarına ait, yani yüzde 4’ü. Kredilerde ve mevduatta da yaklaşık yüzde 5,5 paya sahipler katılım bankaları. Kuruluşları merhum Özal’ın çabalarıyla 80 ihtilali sonrası, özellikle muhafazakâr kesimin faizli bankalarla çalışmaktan imtina etmesi nedeniyle gerçekleştirilmişti.

Birikimi olanların mevduatlarını alarak bunlarla krediye ihtiyacı olanları fonlayan katılım bankalarının bu kadar düşük pazar payına sahip olmalarının en büyük nedeni tabi ki yıllarca şubeleşmede geri kalmış olmaları.

Bugün 700 olan katılım bankalarının toplam şube sayısı bundan on yıl önce sadece 100 civarında idi. Şubeleşememenin en büyük nedenlerinden biri de finansal piyasalardaki çalkantılardan ziyade siyasi bakış açısıydı. 1980 ihtilalini yapan generaller ikna edilerek kurulmuşlardı ama sonraki yıllarda bu sektörün palazlanmasına bir türlü izin vermediler.

Uzun yıllar diğer bankalar topladıkları mevduatın büyük bir kısmını yüksek faizlerle devlete satarken katılım bankaları topladıkları fonlarla sadece hep reel sektörü fonladılar. Bugün katılım bankaları topladıkları mevduattan daha fazlasını reel sektöre aktarmış durumdalar.

Eylül sonu itibarıyla mevduat bankalarının topladığı 100 liranın 43 lirası tahvil bono gibi kâğıtlarda iken Katılım bankalarının topladığı mevduat 100 birim olmasına rağmen dağıttıkları kredi miktarı 102’yi geçmiş durumda. Mevduatın haricinde yurt dışından kaynak aktarımı da önemli rakamlara ulaşacak önümüzdeki zamanlarda.

Katılım bankalarının önündeki en büyük engel kendilerine karşı olumsuz bakış açısına sahip geniş bir kitlenin oluşu. İslami bankacılık kavramının içini dolduramayan kişilerin odakların ikna edilmesi katılım bankalarının en öncelikli işi. Özellikle reklamlarla vs kendilerini ve sistemi geniş kitlelere tanıtmalılar, kafalardaki soru işaretlerini ciddiyetle ve basitçe izah etmeliler.

İslami kurallar çerçevesinde yapılabilecek bankacılığın en güzelinin yapıldığına dair geniş bir kitle ikna edilmeyi bekliyor. Bu açıdan Türkiye Katılım Bankaları Birliği’ne çok görev düşüyor. Birliğin atıl yapısından sıyrılıp bir an önce aktif bir yapıya bürünmesi bu açıdan önem arz ediyor. Yoksa sayıları sadece dört olan katılım bankalarının her birinin üç yüz-beş yüz pazarlamacısının tanıtım ve pazarlama faaliyeti ile mevduat bankalarından pazar payı alabilmeleri, kendilerini geniş kitlelere tanıtabilmeleri çok zor…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Deniz Arşivi