Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Cinnet toplumu

Cinnet toplumu

1.5 yıl kaldığı PKK’nın Bekaa kampında gördüğü infazları anlatan Selma Batmaz, cezalandırmak için mahzene kapatılan sempatizanların birbirlerini yiyerek öldüklerini anlatıyor..

Böyle bir özgürlük savaşı hikayesi olamaz.. Böyle insanlık da olmaz.. Ne yazık ki bu örnekler sadece onlar için geçerli değil..

“Elazığ Devlet Hastanesi morgunda bir kadın cesedi olduğunu söyledi. Gittiğimizde bize her tarafı parçalanmış bir ceset gösterdiler. Gözleri oyulmuş, burnu kulakları kesilmiş, saçları bile önden yoktu. Benzetemedik. Annem ayak parmaklarının arasındaki benden tanıdı. Şimdiki eşimle o zaman nişanlıydık, diş hekimiydi, dişlerine baktı, ‘bunlar benim yaptığım protezler’ dedi.” Bu da Ayten Öztürk’ün hikayesi.. Kardeşi örgüte katıldı diye, devletin içindeki bir çete tarafından cezalandırılan bir kızın hikayesi..

Böyle bir devlet zihniyeti olamaz..

Ha! Bu arada şike soruşturması bitmeden, rating skandalı patladı.. Nereyi tutsanız elinizde kalıyor. Kokuşmuş bir yapı.. Vurgun ve soygun yapan çeteler köşe başlarını tutmuş.. Bütün bunlar olurken, fiesta, futbol, dizi filmler ve eğlence programları ile toplumun dikkatleri başka yönlere çekilmeye çalışılıyor.. Böyle bir düzen kurulmuş gidiyor..

Bu arada Hava kuvvetleri komutanlığı, Hava savunma kontrol dairesi tarafından hazırlanan çizelgede DDK tarafından tesbit edilen bölgedeki hava hareketliliği doğrulandı.. Tam da o bölgede tam da o saatlerde 3 tane savaş uçağı var.. Ve tam da helikopterin düştüğü an radarlar karartılıyor..

İster misiniz birileri de oturup karargahta, canlı yayında bu işleri izlemiş olsunlar..

Hemen olaydan sonra oraya Akdeniz’den NATO’ya ait Amerikan gemisinden kalkan bir helicopter de iniyor, daha sonra Malatya’dan kalkan iki helicopter daha geliyor olay yerine..

Tepede Awacs var. Bölge radarlarındaki bilgiler nerede? Uydu üzerinden sağlanan görüntü nerede?

Kimi emekli, kimi muvazzaf, herkes her haltı biliyor, ama birileri susuyor işte.. Kimden korkuyorlarsa, önce onun üzerine gitmek gerek..

Yahu, operasyona giden savaş uçaklarına, birileri yanlış koordinat bildiriyor.. Kimi çıkmış taslaktı diyor, kimi GPS koordinatlarını F 16 verisine dönüştürürken yanlışlık olmuş olabilir diyor, güldürmeyin insanı yahu. Bu işlerden anlayan birine sordum, bu işler el cihazları ile otomatik yapılıyor. F 16’da zaten dönüştürme sistemi var. Bu cihaz ileri gözetleyicilerin el cihazında bile var.

Şimdi asıl sorulması gereken şu, savaş uçakları gidip terör üslerini vurduklarını zannederken bombaları nereye bıraktılar?.. Düz ovaya attılarsa neyse de, askerin harekat güzargahındaki geçiş koridorlarını vurmuş olmasınlar sakın..

Bunlar olabiliyorsa, yarın uçağı da düşürür bunlar.. Bombaları sivil hedefe de yönlendirebilirler..

Bu tür iddialar yeni değil. Bu olayları ilk defa yaşamıyoruz..

Bunlar gazete manşetlerinde yazılıyor. Oysa şuyuu vukuundan beter hadiseler bunlar..

Böyle bir yapı ile “harbe hazırlık” olmaz.. Ordu da siyaset de, bürokrasi de önce kendi içini temizlemeli..

Yanlış yapanın “bizden”i, “sizden”i olmaz..

Başbakan bir yandan bu çetelerle uğraşırken, kendi belediyelerine, bürokrasisine de bakması gerekir.. Çünki bu yapı, her zaman iktidar içinde ve iktidara yakın birilerini, menfaat temin ederek ya da tehdit ve şantajla yanına alır..

Bu süreçte en temiz kalması gereken yer yargı.. Aman ha! Ve tabii Emniyet.. Operasyonların şova dönüştürülmesinden kaçınılmalı.. Hayali iddia ve isnatlarla, psikolojik harp takdikleri ile operasyon yapılmaz.. Ne o öyle, polisiye film aktörleri misiniz siz beyler..

Bu işlerin kan davası ve intikam alınıyormuş havasında olmaması lazım.. Kenan Evren mantığı ile, biraz oradan, biraz buradan olmaz..

Yargı işi ciddiye almalı.

Bana kalırsa yargıda yolsuzluk, usulsüzlük yapan, hakim, savcı, avukat, kim varsa yakın takibe alınması gerek.. Hâlâ bir sürü şikayet var yargıda. HSYK’nın bu konuda daha duyarlı olması gerek..

Kamu güvenliği müsteşarlığı, kamu personeline, bu oda, baro, vakıf gibi yarı resmi kuruluşlarla ve kamu kaynaklarını, fonlarını kullanan şirketlerle ilgili özel bir istihbarat birimi oluştursa ne iyi eder.. Bu cinnet hikayelerinden kurtulmak için sanırım bu şart.

Selâm ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi