Merve Kavakçı İslam

Merve Kavakçı İslam

Tarihin sürprizleri

Tarihin sürprizleri

Her zaman en güzel roman yazanın Rabbimiz olduğunu ikrar ettim. Tarihi ve belki de bunun kişiselleştirilmiş küçük bir kesiti olarak nitelendirebileceğimiz insan hayatını anlatan biyografileri de ondan dolayı her zaman çok etkileyici bulurum. Derslerle doludur bizim için çünkü her biri. Kader halinde önümüze dökülen alın yazısıdır okuduğumuz. Yazmak, bir hikaye, roman ortaya koymak hiç şüphesiz önemlidir. Ama en güzel hikayeyi, O’nun yazdığından bir şüphemiz olabilir mi... Allah Zul Celal’ın külli iradesi ve bize bahsettiği cüz-i iradenin prizmasından bize, insanoğluna aktarılanlar derslerle doludur her biri.... Bizim için... Bizlerden sonrakiler için...

Yeter ki akledenlerden olabilelim.

Arab baharı birinci yılını kutlamaya hazırlanıyor. Zaman akıp gidiyor. Değişiklikler en beklenmedik anda gelip çatıyor. Kim tahmin edebilirdi ki canavarlaşmış liderlerin bir anda yok olup gideceğini... kim öngörebilirdi. Evet, herkes, her dem şikayet etmekteydi. Ama arkalarını dayamışlardı küresel güçlere ve maalesef diledikleri gibi at koşturuyor, halklarına zulmederken kendileri vur patlasın çal oynasın ile zevk-u sefa içinde yaşıyorlardı... Ama her şey bir anda değişti. Gaybı sadece Allah- Taala bilirdi ve her saltanat bir gün gelecek bitecekti. Yeter ki akledenler ders alsınlar.

Siyaset biliminde bu türde beklenmedik değişikliklere tarihin içinde ansızın gelen kazalar diyoruz. Bunlar, bir katagorizasyon yapmak gerekirse gücün soyut türdekki sınıfına tekabül ediyor. Bir ulus devletin gücünü artırabilir, gücüne güç katabilir de azaltıp, ülkeyi yok edecek bir hale bile getirebilir. Kaza dediğiniz zaten hiç tahmin edilemeyecek bir anda gelir vurur, bir ülkeyi, öyle değil mi. Bir liderin ani ölümü şeklinde tezahür edebilir bu, mesela. Bu durumda eğer o lider, memleketini geliştiren, güzelleştiren, güçlendiren, halkının memnun olduğu bir liderdiyse onun kaybı, sadece ailesine, yakınlarına, sevenlerine bir kayıp değil aynı zamanda da o ulus devlet için kayıp olacaktır, çünkü o iyi bir liderdir. Bu gelişme sonuçta da o ulus devletin gücünü azaltacak, negatif bir tesiri olacaktır.

Oysa ölen veya öldürülen lider ülkesine zulmediyorduysa ve halkının bir an önce başımızdan çekip gitse diye dua ettiği, tabiri caizse illallah dediği türden bir devlet adamıysa işte o zaman onun çekilmesi de ülkenin önünü açacak bir hamle olarak algılanabilir. Düşününüz, Hitler gibi bir insan ömrü daha da uzun olsaydı, neler yapabilirdi. Daha yakın tarihimize baktığımızda da benzer bir referansı Miloseviç için yapabiliriz. Daha kaç binlerce Müslümanı katlederdi, eline daha fazla fırsat geçseydi. düşününüz... Böyle bir lidere bir şekilde dur denmesi, o ülke halkına yapılabilecek en büyük hayır olacaktır. Öldürülmesi, tabiattan kaynaklanan doğal afetler, bir ulus devleti tarumar edebilir. Bir askeri müdahale gücünü dibe çekebilir. Eğer giden bir diktatör ise ülkenin gücüne pozitif bir anlam yüklenir.

İngilizce’de Arap sıçraması, fışkırması, Türkçe’ye tercüme ettiğimizde Arap baharı dediğimiz olaylar zinciri de olumlu güç etkileşimi sınıfına giriyor. Batı hegemonyasının gayreti, himayesi ve koruması altında onyıllarca kendi halklarına zulmedebilen ülke başkanları yani diktatörler kar topu etkisi ile birbiri ardınca güçten uzaklaştırıldılar.

Bu olaylara tabiri caizse kıvılcım ateşi gibi öncü olan olaya, onun yaşandığı ilk güne döneceğiz ve o süreci, bütün bunlara sebep olacağını bilmeden kalbinin sesini dinleyen, yeter artık diyen, zulme karşı ayaklanan Muhammed Buazizi’nin annesinden dinleyeceğiz. Cuma günü inşaallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Merve Kavakçı İslam Arşivi