Mehmet Emin Genç

Mehmet Emin Genç

İmam Hatip Kurultayı Diyarbakır’daydı

İmam Hatip Kurultayı Diyarbakır’daydı

Kısa adı ÖNDER olan İHL mezunları ve mensupları derneğinin 7. genel kurulu güney doğunun en önemli merkezi olan Diyarbakır’da 13 Aralık 2011 Pazar günü Devlet Tiyatroları, Cahit Sıtkı Tarancı Kültür ve Sanat merkezinde büyük bir coşku içersinde yapıldı. Yurt içi ve yurt dışından misafirlerin, çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin, İHL yöneticilerinin ve okul aile birlikleri sorumlularının katıldığı 7. genel kurulu büyük bir basın ordusu tarafından da takip edildi. Türkiye’nin ve Dünya’nın önemli bir gerçeği olan İmam Hatip Liselerine kayıtsız kalmak ve onları yok saymak artık hiç kimsenin göze alabileceği bir tavır değil. İHL mensuplarının özverili ve başarılı hizmetlerini gören herkes hayranlığını ve muhabbetini göstermekten kendini alamıyor artık. Hala bu büyük gerçeğe gözlerini ve kulaklarını tıkayanların durumu ise acınacak haldedir. Bu anlayışta olanlar, tarihin çöplüğündeki yerlerini hızlı bir şekilde doldurmaya hazırlanıyorlar şükürler olsun.

İşte bu çok önemli görevi ifa eden insanların oluşturduğu ve haklarını her platformda sonuna kadar savunan ÖNDER mensupları bu anlamlı toplantıya beni de davet ettiler. ÖNDER’in genç, dinamik ve deneyimli kadrosundan kurumsal ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcısı, muhterem Fatih Başçı kardeşimin daveti ve organizesi ile bu tarihi buluşmaya ben de şahitlik ettim. Bir İmam-Hatipli olarak bu davetten onur duydum ve daha önceden yaptığım planlarımı, bu samimi davet karşısında değiştirerek kardeşler buluşmasına iştirak ettim. Sabah Ankara’dan 09:30 da Esenboğa havaalanından yola koyulduk ve bir saat sonra da Diyarbakır’mıza ulaştık. Uçakta önsıralarda idim. Yerleşme hazırlıklarını yaparken uçağımıza bir kaç güzel insan teşrif etti. BBP genel başkanı Sayın Mustafa Destici ve beraberinde ise, yan kuruluşlardan sorumlu genel başkan yardımcısı, benimde kadim dostum, gönül ve dava adamı, fedakârlık timsali İlker Kayalıoğlu kardeşim ve yine pek tanıyamadığım bir güzel insanla aynı kurultaya katılmak üzere geldikleri uçakta yanıma oturdular. Kendisi de bir İmam-Hatipli olan Mustafa Destici beyefendi ile tanışma faslının ardından güzel bir sohbete daldık. Yanınızda bir gönül, dava ve ideal adamı bulunursa hem yolculuk kısa sürer, hem de zaman çabuk geçer. Kendinizi hemen varacağınız yerde buluverirsiniz.

Büyük Allahım’ın bu güzel takdirine ancak şükredebilirim. Ben de zaten uzun zamandan beri merhum Muhsin Başkanımın şehadeti olayındaki son gelişmeleri daha detaylı sorabileceğim güvenilir bir insan arıyordum. Özellikle de kendisinin Cumhurbaşkanımıza sunduğu son raporun içeriğini doğrusu çok merak ediyordum. Malum gelişmelere ilaveten yeni ortaya çıkan delillerin neler olduğunu kendisine sordum. Sayın Destici benimle Sınırlı da olsa bazı bilgileri paylaştılar. Devletin daha gayretle bu işin üzerine gitmesi durumunda kısa sürede çözüleceğini ifade ettiler. Özellikle yargının ağır işlemesinden şikâyet ettiler. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın konuya ilgilerinden camia olarak duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Vefakâr ve cefakâr Milletimizin merhum ve şehid genel Başkan Muhsin Yazıcıoğlu’na hala duydukları derin muhabbetten duydukları tarifsiz memnuniyetlerini dile getirdiler. Biz Milletimizin hizmetindeyiz, içleri rahat olsun, onların dertlerini kendi derdi gibi gören ve çözümüne gayret eden bir kadro olduğumuzu unutmasınlar, bizlere ve merhum-şehit Muhsin başkanımıza duayı eksik etmesinler temennisini dile getirdiler. Kalpler bir olunca aşılamayacak hiçbir engelin olmadığını hatırlattılar. Gücünü, önce Yüce yaratıcıdan, sonra da Milletinden alan kutlu yolcuların kervanı eninde sonunda hedefine ulaşacaktır biiznillah.

Diyarbakır havaalanında bizleri bir gönül ordusu karşıladı. Tekbir ve takdir sesleriyle havaalanını inleten bu güzel ve inanmış insanlarla aynı dili paylaştığımızı görmekten büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade etmeden geçemeyeceğim. Sayın genel başkan ve İlker başkanım beni de yanlarına aldılar ve emniyet mensubu arkadaşlarımızın nezaretinde Cahit Sıtkı Tarancı Kültür ve Sanat Merkezine ulaştırdılar. Doğrusunu isterseniz ÖNDER’in 7. genel kurulunu yapmakta oldukları salona girmekte çok zorlandık. Oturma imkânı olmadığı her halinden beli olduğu için sadece genel başkanı öne yolladık, bizler de salonun kenarlarına dizilmiş İmam Hatip Lisesi dostlarının arasına girdik. Program çoktan başlamış, protokol konuşmalarının da nerdeyse sonuna gelinmişti. Ayakta programı izlerken önümde iki güzel insan ve iki eski dost beni fark ettiler. Mevla’m ikramlarını verdikçe vermeye devam ediyordu. Bunlardan biri; Ankara Tevfik İleri İmam hatip Lisesi emekli öğretmeni, şimdiki okul aile birliğinden Abdullah Öztürk hocam ki, hem Marmara İlahiyattan arkadaşım, hem aynı okuldan mezun olan iki oğlumun hocası, hem de uzun yıllar Yenimahalle’den komşuluk yaptığım vefalı bir dostum. Okuldaki hizmetine nihayete erdirip emekliliğe ayrıldıktan sonra yeni mahallede anaokulu işletmeciliği hizmetini yürütüyor. Diğeri de yıllardır hayırlı hizmetlerine şahit olduğum, yayıncı ve fuarcı, Mazlum der genel yönetim kurulu üyesi, ayrıca aynı okuldaki okul aile birliği yönetim kurulu üyesi Metin Mahitapoğlu’ydu.

Metin bey daha önce Diyarbakır’da çeşitli vesilelerle bulunduğu için programdan sonra bizi biraz dolaştırma işini de üstüne aldı. Kongreye katılan ve Metin Mahitapoğlu ile Abdullah Öztürk hocanın dostu bir güzel gönül adamı Diyarbakır İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Abdurrahman Acar hocada bize iştirak etti. Hoca tam bir ilim, irfan edep ve alçakgönüllülük abidesi muhterem bir insan. Hem gönüllerimize sürur oldu, hem de bizlere maddi manevi ikramlarda bulundu. Şam’daki Emeviye camiini andıran Ulu camide birlikte akşam namazını Şafii bir hocanın arkasında kıldıktan sonra bizi önce sur içinde biraz dolaştırdı, daha sonrada meşhur Hasan paşa çarşısına getirdi. Oranın otantik havasını yaşamamıza vesile oldu. Hasan paşa çarşısının alt katındaki belki de Türkiye’nin en büyük kitap evini dolaşmamızı ve oradaki dostlarla tanışmamızı sağladı. Çarşının alt katı 800 metrekare ve tamamı Ensar yayın gurubunun fedakârlıklarıyla ağzına kadar özenle her anlayışa hitap edecek şekilde seçkin kitaplarla dopdolu güzel bir mekân. Diyarbakır’da bu kadar kitap okuyucusu var mı diye sorduğumuzda, olmasını istiyoruz diye cevap verdiler. Çay faslının ardından da bizi kalkış saati yaklaşmakta olan uçağımıza gitmek üzere selam ve dualarla gönderdiler.

Sohbetimiz burada tamamlarken haftaya da kurultaydan bazı izlenimlerimi ve İmam Hatip okullarımızın karşı karşıya bulunduğu bazı sorunları sizinle paylaşmak istiyorum. Ayrıca 19 Aralık 1978 de Kahraman Maraş’taki karanlık Sünni-Alevi kışkırtması ve 23 Aralık 1930 da Menemende Kubilay olayı olarak bilinen derin provokasyonların yıldönümü olduğunu hepinize hatırlatmak istiyorum. Kardeşi kardeşe kırdırma operasyonu olan Maraş olayları savcılarımız tarafından neden yeterince araştırılmaz ve neden hep Anadolu insanı üzerinden çirkin planlar yapılır diye de hala merak ediyorum. Menemen olayı da o dönemlerde benzerleri oldukça fazla olan bir kırdırma opersyonudur. Olayın nihayetinde bu Müslüman millete istiklal mahkemeleri marifetiyle dinlerinin ve Müslüman olmalarının hesabı sorulmuştur. Başta şehit merhum Esad Erbilili hazretleri olmak üzere pek çok masum insan idam edilmiştir. Mazlum konumda gadre uğrayan herkese selam olsun. Bu vesileyle bütün Şehitlere Yüce Allahtan rahmet dilerken, zalimler için yaşasın Cehennem diyorum...

Allaha emanet olun, sağlıcakla kalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Emin Genç Arşivi