Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Ne olacak bu memleketin hali?

Ne olacak bu memleketin hali?

Başımız sıkıştığında bu klasik soruya başvururuz.

Aslında memleketin hali her zaman mükemmeldir...

Eşekler eşekliğinin keyfini sürüyor...

Mandalar, yani burnundan ateş fışkıran, SU sığırı veya DOMAY veya camız dediğimiz yaratıklar herkesten cevap bekliyor...

İnşallah doyurucu cevaplar alınır...

Yamaçlardan bir türlü uç veriyor:

Kapıya bağladım kınalı koçu

Nereden gelirsin canımın içi?

Ya da:

Dağların salında sümbüller açtı

Sevda filizlendi, uykular kaçtı...

Güzel Allah bizleri sevdiğini bir daha gösterdi... Ya şaşırsak da vekil olmaya kafa koysaydık?

Boyumuza kadar harama gömülürdük kesinlikle...

Her türlü kötülüklerden tenzih ettiğim arkadaşlar var...

Ben doğruları dillendirdiğim zaman inşallah sitem etmezler...

Ne olacak bu memlekete yürekten bağlı dürüst insanların hali?

Karlı dağlar karanlığın kalktı mı?

Kahpe felek ayrılığın vakti mi?

Belli olmaz ki...

Bana sorarsanız her şeyin ortasında kalleşlik var... BELEŞlik var...

Garib milletimin başına gelenleri size nasıl anlatsam...

Hani bir şairimiz: “Kime hacı desem, haçı koynundan çıktı, itirafı var ya bunu siz daha enteresan ifadelerle anlatacaksınız...

Yani efendim:

Dert bir değil, elvan elvan...

Ben ancak hatırıma geldiği gibi yazmaya gayret ediyorum...

Rab’bim şaşırtmasın... Çaresiz hallere düşürmesin inşallah...

Nereden bakarsam idrakime açıklık getirmesini diliyorum...

Maddi ve manevi güzellikleri bize, bizim gibi gariblerin tamamına doğursun...

Güzellikler her zaman samimiyet ehliyle beraber olsun...

Halimiz Yaradana ayandır...

Bir tabiilik ve tabiatın en muhteşem başlığını talık derecesinde.

Neydi o günler?

Herkesin hemdert olduğu zamanları hatırlarım...

Halimi Yaradana ayandır diyerek, teslimiyet bayrağını çekerdik...

Her şeyin itibari olduğunu nerden bileceğiz?

Kimler hangi yaylada açan çiçeğin özüne vakıftır?

Kimler, dün ile yarını birleştirmek kudretine sahiptir?

Her taraf tehlike...

Kaza/kader faslında aldandığımız muhtemel değil, kesindir...

Mütareke yıllarının değer yargıları, normal yılların uçmasını temin ediyor...

Ah güzel kardeşlerim, ah!

Amma, güzel kardeşlerim dediğime aldanmayın... Sizdeki güzellikleri ben aşındırdım...

İçimdeki aşk, DELİ DEVRAN kalıbında kendini gösteriyor...

Ne olacak şimdi?

Ne ineğimiz alıyor, ne buzağımız emiyor...

Bütün dünyanın derdi galiba bana düştü...

Ak saydım kara çıktı...

Sinemde yara çıktı...

Ben kendi telemimde yargı işliyorum...

Vay benim güzel hayallerim???

Deli-dolu günlerimize aşırı saygı duyuyorum...

Ne yapsak acaba?

Yoruldum vallahi...


Çıldır Gölü buz tutmuş, boşver her şey yolunda
Bir fare üç fil yutmuş, boşver her şey yolunda
Baktım dal/budak salmış münafıklık sanatı
Balık, deniz kurutmuş, boşver her şey yolunda...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi