Hayrettin Karaman

Hayrettin Karaman

Filistin Direnişi ve Heniyye

Filistin Direnişi ve Heniyye

İsmail Heniyye 1962 yılında Filistin'de bir mülteciler kampında dünyaya gelmiş ve halen de "Başbakan olduğum halde bir mülteciler kampında yaşamayı kendim için şeref biliyorum" diyor.

Şöyle yüzüne baktığımda bana, Anadolu'nun bir köşesinde yaşayan kardeşlerimizden biri gibi sıcak ve yakın görünüyor.

Kendisine defalarca suikast düzenlenmiş, İsrail'in Gazze'ye vicdansız saldırısında yaralar almış ama granitten, hatta çelikten bir sütun gibi dimdik ayakta, direnişin güler yüzlü, mahzun bakışlı, çelik iradeli temsicisi.

Ülkemizi ziyaret ederken yaptığı konuşmalardan birinden bir alıntı yapacağım. Maksadım bu sözlerin unutulmamasına ve gereğinin yerine getirilmesine küçük bir katkıda bulunmak.

Şöyle diyor:

"İsrail'in Gazze'ye karşı yürüttüğü 5 yıllık savaşın hedefleri vardı. Birincisi hükümeti düşürmekti. İkincisi İslami hükümetin komşu ülkeler üzerinde etkili olmasının önüne geçmekti. Üçüncüsü Filistinliye boyun eğdirerek bir daha Hamas'a oy vermemesini sağlamaktı. Yani direnişi kırmaktı. Hamdolsun 5 yılın ardından Gazze bu savaşı kazanmıştır. Onlar hüsrana uğradı. Hükümet hâlâ halk tarafından kucaklanmaktadır. Direniş daha güçlü, daha genç, savaştan öncekinden daha iyi durumdadır. Filistin örneği Arap Baharı'na ilham vermiştir. Filistinlilerin sabrı tesadüfi değildir. Önce Allah'ın sayesindedir. İkinci sebep ise Filistin hükümetinin ambargoya karşı uyguladığı projelerdir. Başka bir neden de dışardan gelen yardımlardır. Ambargonun etkisini çok derin yaşamaktayız. Savaşın yol açtığı tahribatı hâlâ gidermiş değiliz. Özellikle sağlık alanında gerekli ihtiyaçları karşılayamıyoruz. Örneğin 170'ten fazla ilaç türüne ihtiyaç var. Tıbbi cihazların bakımı ve eksik parçaları gerekiyor. Altyapı büyük zarar gördü. Son savaşta hastaneler, okullar yıkıldı. İşsizlik oranı yüzde 40, yoksulluk yüzde 60. Her konuda desteğe ihtiyaç var..."

Bu sözlerden çıkardığım mana ve vazifeyi özetleyeyim:

1. Filistinli kardeşlerimizin, maddi imkanların yok denecek derecede az olmasına rağmen İsrail gibi teknolojisi ileri ve desteği güçlü bir saldırgana başarı ile direnmeleri bütün mazlumlara örnek olmalıdır.

2. Arap Baharı denilen büyük olay İslam'a ve Müslümanlara düşman olan dış güçlerin bir oyunu değil, zulme ve baskıya tahammülü kalmayan Müslüman toplulukların şanlı bir direnişi ve devrimidir. Meseleye böyle bakıp bu devrimi meşru ve hayırlı amacına ulaştırmak için yardımcı olmak diğer Müslüman toplulukların boyunlarına borçtur.

3. Sömürgecilerin, gözü dönmüş kapitalistlerin, zayıfların, yoksulların, çaresizlerin kanlarını içerek semirmiş Batılıların aç ve açık bıraktığı insanlara yardımcı olmak iman ve vicdan borcumuzdur. Bunlar arasında bulunan Gazze mağdurlarının başta ilaç olmak üzere birçok şeye şiddetle muhtaç oldukları anlaşılmaktadır. Geminin mavisi olmadı beyazı, o olmadı sarısı (yedi rengi) kullanılarak, başka araçlar ve imkanlar devreye sokularak Filistinli kardeşlerimize de yardımcı olmak için elimizden geleni yapmalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hayrettin Karaman Arşivi