Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Ah be Paşam

Ah be Paşam

Engin Ardıç "Bırak bu işleri, bas istifayı, gel seninle Boğaz'da rakı içelim" teklifini sunduğunda kabul etseydiniz keşke.

O zaman çok geç değil gibiydi.

Henüz vakit varca görünüyordu.

Ankara'nın netameli işlerini bıraksaydınız...

Boruymuş, kâğıt parçasıymış, piiys of çolk'muş hiç uğraşmasaydınız keşke.

Şimdi kafanız rahat olurdu.

Rahat bir emeklilik dönemi yaşardınız.

İnternet siteleriyle hükümet aleyhine propaganda sizin neyinize allasen?

*

Ah be Paşam!

Tutuklu bütün sanıkların sizi işaret etmelerine ne demeli?

Ya o Mualla'yı sandala atıp, ruhumda hicranını söyletme hikâyesi?

Yok, bu başkaydı.

Bir karışıklık oldu yine hatlarda.

Bu hatlar ekseriyetle böyle, biliyor musunuz Paşam?

Durup dururken araya alakasız bir şeyler giriyor, anlayamıyoruz neyin nesidir.

*

O Boğaz'da rakı ve balık teklifini hafife almayacaktınız.

Vallahi uzgörüden uzak bir yaklaşımdı sizinki.

Balığın yanında kebap da olurdu, roka da.

Belki enginar dolması bile; kuş üzümlü, fıstıklı.

Artık vakit geç.

Fazlasıyla geç.

*

İlklerin paşasıydınız; adınıza yaraşır şekilde ilklere imza atmıştınız meslek hayatınız boyunca.

Görüyorsunuz, emeklilik gelip çattıktan sonra da ilklere devam etmek zorunda kalıyorsunuz.

Bir an gaflete kapılıp "Ah bana bu ismi kim verdi, niye verdi?" diye yazıklanmadınız inşallah.

Yargılanan ilk Genelkurmay Başkanı olmak da size nasipmiş.

Olsun, böyle de hizmet ediyorsunuz ülkeye.

Sıkıntıyı siz çekiyorsunuz ama ne yapalım Paşam?

Kahramanların kaderi bu değil midir?

Bütün bir ülkenin çekeceği sıkıntıyı göğüslemekten kaçabilir miydiniz?

*

Muhtemelen böyle bir noktaya geleceğini hesap etmediniz.

Bakınız, bu da bir kurmay için büyük hatadır, haddimi aşarak hatırlatmış olayım.

Çıkmasına çıktınız erik dalına amma, anda yiyemediniz üzümü.

Ah be Paşam!

Kemanımla size bir ses verebilseydim keşke.

Hâlbuki ne kadar güzel bir üslupla, ne kadar büyük bir özgüvenle altını çiziyordunuz meselelerin.

Bakınız, yine söyleyeceğim: Ah be Paşam!

*

Gencecik bir savcı sizi çağırıyor, gün boyunca ifadenizi alıyor, tutuklanmanız talebiyle mahkemeye sevk ediyor.

Bendeniz orada koptum işte.

Sonrasında haberleri takip edemedim.

Şu an itibariyle mahkemeden çıkan karardan bile habersizim.

Başka kanallara geçtim.

Acılı müzikler seçtim, dinliyorum.

Bilmiyorum tutuklayıp cezaevine gönderirler mi?

Manevi oğlunuz, ıslak imza Dursun Albay gelip de size "Bana bir masal anlat manevi baba, içinde tüm darbeler, darbe planları ve tüm internet siteleri olsun" diye seslenir mi?

Ah ki ah!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi