Cemal Nar

Cemal Nar

İslam Davasında Siyasetin Yeri

İslam Davasında Siyasetin Yeri

Biz Müslümanlar kardeşiz elhamdu lillah. Birbirimizin yâri, yardımcısı, velisi, vekili ve koruyucusu olarak yekdiğerimizi sevmeye mecburuz. Çünkü hadise göre “birbirimizi sevmedikçe mü’min olamayız. Mü’min olamayınca da Cennete giremeyiz.”

Ayni dinden kardeşler olmamız, ayrıntılar müstesna, temel inanç, düşünce ve tasavvurlarda da aynı olmamızı sağlayacaktır elbette. O yüzden evren ve eşyayı değerlendirirken pek farklı düşünemeyiz.

Burada Müslümanların gündemindeki konuları içeren seri yazılar yazıyoruz. Bu yazılar günlük makale çerçevesinde olduğu için pek detaylara ve kaynaklara giremiyoruz. Hülasalar bazında konular sunuluyor. Aslında söylenenlerin altında onları destekleyen ayetler, hadisler ve alimlerin beyanları vardır. “Bunlar biliniyor” diyerek süratle yol almaya çalışıyoruz.

Bunun bazı zararları da olmuyor değil. Mesela enine boyuna yazmayınca zaman zaman kendimizi iyi anlatamamış, ikna edememiş olabiliyoruz. Siz okuyucularımız da farklı düşünce ve siyasi mülahazalarla yanlış anlıyorsunuz olabilir. Kabul ediyorum ki aynı sıkıntılar yorumcular için daha fazlasıyla geçerli.

Son bir daha söyleyeyim; demokrasinin de laikliğin de canı cehenneme. AB ve ABD de, onlara İslam’ı tebliğ hariç, umurumuzda değil. Maddi medeniyetleri bizim gözümüzü boyayamaz. Hikmetlerini alır, canavarlıklarını reddederiz. Din, hukuk, siyaset ve medeniyette onlar bizi taklit etsinler, elimizde Kur’an ve Sünnet olduktan sonra biz niye onlara ittiba edelim?

Bazı yorumcularla anlaşamadığımız noktalar bence basit ayrıntılardır, önemli değil. Asıl ve önemli olan şudur; bu ülkede cari sistem İslam değildir. Biz ise öyle olmasını isteyerek “İslam ve ümmet” diyoruz. Türkiye’de İslamî hareketin gelişmesi için mücadele diyoruz.

Burada tartışma konusu şu, bize şunu soruyorlar: “İslam Partisine izin vermeyen bu sistemde bizim davamızın siyasi bir ayağı olacak mı?”

Sormasalar ilgilenmezdik. Ama madem soruyorlar, bir cevabımız olmalı herhalde.

Evet, vardır ve şudur:

Bu meselede bu ülkede üç görüş vardır:

1- Parti ve siyaset çağın cihat şeklidir, onsuz olmaz.

2- Batıl sistemlerde siyaset ve partiler şirktir, kaçınmalıyız.

3- Siyaset ve partiler ana davamız ve hedefimiz değildir. Ancak İslam Davamız için dinimize yakın bir parti olursa veya bir partiyle anlaşma yapılır da bize bazı hizmet sunmaya veya zararlardan korumaya söz verirse, o parti kullanılabilir.

Siz hangisindesiniz bilemem ama biz 3. görüşten yanayız. 1. ve 2. görüşte olan kardeşlerimize bir çift sözümüz var, inşallah tevazu gösterir dinlerler, inşallah akıllarına yatar da alırlar. Umut işte, neden olmasın?

Ey “parti ve siyaset çağın cihat şeklidir, onsuz olmaz” diyen kardeşlerimiz, biliyoruz ki sizin de asıl amacınız İslam’dır. Lütfen sizin safınızda olmayan kardeşlerinizi davet ederken olumlu, ılımlı ve yapıcı bir üslup kullanınız, kırıcı ve kaçırıcı olmayınız.

Biz hepimizin biricik davası İslam’dır. Biz batıl bir sistemde bir partiyi asla dava haline getirmemeli, kendimizinkini överken de, başkalarınınkini yererken de ölçüyü kaçırmamalıyız. Çünkü sistem içinde partinin yeri, varlık ve hikmet sebebi bellidir.

Ey “batıl sistemlerde siyaset ve partiler şirktir, kaçınmalıyız” diyen kardeşlerimiz, içtihadınızı bir kere daha düşününüz, zarureten siyaseti kullanmayı faydalı bulan Müslüman kardeşlerinizi “kafir” ve “müşrik” saymayınız, kardeşlik hak ve hukukunu koruyunuz.

Çünkü zaruretler zorlar da bir parti kurma veya kurulu birisi ile anlaşma şayet davamıza hizmet edecek olursa, bunun bir kıymet-i harbiyesi, bir değeri ve faydası olacak olursa, asıl davamıza zarar vermeden hepimiz olmasa da en azından bir kısmımız onunla iştigal edebiliriz. Bu içtihadı da “zaruretlere göre hareket etme” sayarak asla “küfür” ve “şirk” diye niteleyemeyebiliriz.

Elbette bu tavsiyelerimiz bizi de bağlar. Biz de daima kardeşliğimizin gereğini yapmalı, kalbin ve dilin doğru olmasına dikkat etmeli, alay, aşağılama, hakaret, gıybet, nemime, su-i zan ve tecessüs ve benzeri haramlardan kaçınmalı, aziz ömrümüzü ilim, amel, ahlak ve cihatta tüketmeliyiz.

Aslında ilkelerde anlaşmak kolaydır. Esas zor olan anlaşma ayrıntılara girince başlıyor. Bunun örnekleri ile yazsak mı bilemiyorum…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi