Ahmet Doğan İlbey

Ahmet Doğan İlbey

“Millet”ten Yana mısınız, “Ulus”tan Yana mı?

“Millet”ten Yana mısınız, “Ulus”tan Yana mı?

Türklüğünüzü yahut millet olmaklığınızı, din yerine pozitivizm yüklü “ülkü” kavramını kullanan, “Dinde Türkçülük” adına Kur’an ve ezanın Türkçe olmasını destekleyen, “Müslümanlık semavî bir din değil, Arapların sosyolojik bir durumudur” diyen, ferdin, İslâm’a mugayir düşüncelerle târif ettiği “devlet” içinde erimesini isteyen Türkçü faşist ve tasavvuf düşmanı Nihal Atsız’ın fikirleriyle kavrıyorsanız, “millet” ten yana değil, “ulusçuluk” tan yanasınız.

Türklüğü ve milleti Durkheim’in pozitivist toplum ilkeleriyle târif eden ve İslâm’ı, milletin temel belirleyiciliğinden çıkaran, “Osmanlı’ya millet-i hâkime (hâkim millet), onun aslî unsuru olan Türklere de millet-i mahkûme (bir ülkede din ve kavim bakımından azınlık olanlar)” diyerek fahiş derecede bir idrâk kayması yaşayan Ziya Gökalp’ın fikirlerinin takipçisiyseniz ya cehaletten, ya farkında olmadan “millet”e hasım olan Cumhuriyet ulusçuluğunu destekliyorsunuzdur.

TÜRKLER, CHP PROGRAMINDA KARAR ALTINA ALINARAK “MİLLET” OLMAKTAN ÇIKARILMIŞTIR

Türk milletinden olmayı Atatürkçülükten yardım alarak idrâk etmeye çalışıyorsanız, idrâkiniz kirlidir ve Türklüğünüz “millete”değil, “ulusçuluğa” bağlıdır. M. Kemal’in, “ulus; dil, kültür ve ülkü birliğiyle birbirine bağlı vatandaşların oluşturduğu siyasî ve sosyal topluluktur” târifinde İslâm’ın, hiçbir kamu ve sosyal müeyyidesi olmayan seküler bir unsur olarak yer aldığını hâlâ anlayamamışsanız, “millet” bilginiz ve şuurunuz noksandır.

M. Kemal’in, liselerde okutulmak üzere, Comte’un pozitivist düşünceleriyle dolu “Medeni Bilgiler” kitabına yazılması için dikte ettiği bu târif etrafında Türklük, 1937 yılındaki CHP Programı’nda karar altına alınarak “millet” olmaktan çıkarılmıştır.

Bu karar mucibince “Dil, kültür ve ülkü birliğiyle birbirine bağlı topluluğa Türk ulusu denir” târifini “milliyetçiliğinize” esas alıyorsanız “millet” değil, “ulus” taraftarısınız. Keza, 1961 ve 1982 anayasalarında yer alan “Türkiye Cumhuriyeti Atatürk milliyetçiliğine bağlı...” maddesine bağlıysanız, Türklüğünüz “millet” olmaktan çıkmış ve laikçi “nation”a dönüşmüştür.

“Millet” i mevzuu ederken, “M. Kemal Atatürk’ün meseleye bakışı nedir?” diye söze başlıyorsanız, sizin “millet”le işiniz yoktur.

“ Irk ve din ortaklığı, yeni Türkiye gözünde artık ulusal ortaklık demek değildir. Aynı ulustan olmak için aynı dinden olmak değil, aynı dili konuşmak, aynı kültüre ve aynı ideale sahip olmak şarttır” diyen Türkçü Mohiz Kohen (Tekinalp)’in târifini doğru buluyorsanız, Türklüğünüz “sahib-i millet” değil, Fransız laisizminden meydana gelen kopkoyu bir “ulus”tur.

TÜRKÇÜ KURULUŞLARIN PEŞİNDEN GİTMEK, ULUSÇULUĞA HİZMETTİR

Dün olduğu gibi bugün de Türkçü kuruluşların, “Bizim oğlan bina okur, döner döner yine okur” faslınca, Türklüğe “millet” kimliğini kazandırabilecek fikirler üretemediğini anlamışsanız, uyanışınız hayırlıdır.

Türklüğü, “İslâm dininin ikliminde doğup gelişen Müslüman millet” olarak târif eden Mehmet Âkif’in, Necip Fazıl’ın, Nurettin Topçu’nun, Sezai Karakoç’un görüşlerini sahipleniyorsanız, Kur’ân-ı Kerim’in öngördüğü “millet”ten yanasınız demektir.

Prof. Dr. Erol Güngör’ün “Türk milleti, Türk millî kültürü İslâm’ın kabulüyle birlikte ortaya çıkmıştır. Dağınık Türkmen grupları İslâm’a bağlanarak bir millet teşkil etmişlerdir. Çünkü millet, maddî bir varlığa mâna veren bir bağlantı sisteminin adıdır. (...) Ümmet içinde millet olma, çeşitli Türk gruplarını birleştiren asıl bağlar İslâm’dan geliyordu. İslâmiyet şehir merkezlerine hâkim olarak yerleşik medeniyet yönünde büyük bir hamleye yol açmış, bütün Türkleri birleştiren en büyük güç olmuştur” görüşlerini milliyetçiliğinize esas alıyorsanız, siz Türkçü ve ulusçu değilsiniz.

Onun, “Kültürümüzün çekirdeğini dinî inançlarımız oluşturmaktadır. Konuştuğumuz dil, örf ve âdetlerimiz, selâmlaşma, ibadet, eğlenme biçimlerimiz, alışkanlıklarımız, kılık ve kıyafetimiz, tekke ve tarikatlar, camilerimiz, folklor ve müziğimiz... millî kültürü oluşturur...” şeklinde belirttiği görüşlerini “millet”e aidiyet olarak kavramışsanız, ulusçu olmadığınıza kanaat edilir.

“Dünyanın her tarafında Türkler Müslümandır. Müslüman ve gayr-ı müslim olarak iki kısma inkısam etmemiştir. Nerede bir Türk taife varsa Müslümandır. Müslümanlıktan çıkan veya Müslüman olmayan Türkler, Türklükten çıkmışlardır (Macarlar gibi). Halbuki küçük unsurlar dahi, hem Müslüman, hem de gayr-ı Müslim olmuştur. (...) Ey Türk kardeş! Bilhassa sen dikkat et! Senin milliyetin İslâmiyetle imtizaç etmiş. Ondan kabil-i tefrik değildir” diyen Said Nursî Hazretleri gibi düşünüyorsanız, Türk milleti anlayışınız Kur’anî’dir.

DİN İLE MİLLET İŞLERİNİN AYRI OLDUĞUNA İNANIYORSANIZ,
TÜRK MİLLETİ İDDİANIZ YOK DEMEKTİR

Türk milletinin İslâm’dan neşet ettiğini anlamadıkça, millet olmaklığınız Cumhuriyet Türklüğünün çürük zemininde asliyetini ve gücünü kaybetmeye mahkûmdur. Milleti dininden ayrı tutan “çağdaş milliyetçi fikirlerde” ısrar etmek, Batılılaşmadan kurtulamadığınızı gösterir.

Din ile millet ve din ile devlet işlerinin ayrı olduğuna inanıyorsanız, Türk milleti iddianız İslâm mâzisinden kopmuş demektir. Batı’dan ithal edilen, materyalizmden daha âdi ve parçalayıcı bir özelliğe sahip “din ile milletin işlerinin ayrı olduğu” düşüncesini “normal” buluyorsanız, beyni Atatürkçü Cumhuriyet kavramlarıyla “mankurtlaşmış” bir ulusçu olduğunuz kesindir.

Din ile milletin fonksiyonlarının bir ve bütün olduğunu inkâr edenler “millet”e düşman olanlardır. İslâm’ın kamu ve sosyal gücüne karşı olup, “Türk ulusundanım” demek, Batı “uygarlığının” Türkiye’de devam etmesini istemektir.

Hâsılı, “ulus”tan yana olanların prensipleri sun’î idi. “Ulus”, seksen küsur yıldır sosyal çatışmanın kaynağı olarak yapma bir Cumhuriyet rejiminin adıydı ve Türkiye’yi “millet”leştiremeyeceği baştan belliydi.

“Millet” ten yana olanlara ise, “millet” kelimesinin mânası üstüne fikir tâlimi yapmaya daha devam etmek düşüyor.





Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Doğan İlbey Arşivi