Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Yılın kazananları kaybedenleri

Yılın kazananları kaybedenleri

İnişli çıkışlı bir yıl oldu geçtiğimiz 2011 yılı. Altın, getirisi pozitif olan yani kazandıran az sayıdaki yatırım araçlarından birisiydi. Amerikan doları bazında yıllık getirisi yüzde dokuz oldu. Yerel para birimleri cinsinden getiride ise Dünya Altın Konseyi’nin incelediği önde gelen 12 ülke arasında Türkiye ilk sırada yer alıyor. Yılbaşında Türk Lirası birikimini altın’a yatıran yatırımcının 1000 TL’si yılsonunda 1,344 TL oldu, altın yatırımcısı %34,4 kazandı. Türkiye’den sonra altın’ın yerel para cinsinden en çok değer kazandığı ülkeler Güney Afrika %33,8 ve Hindistan %28,8 oldu.

Gerçek getiri yılbaşında kaç liradan aldık, yılsonunda kaç liradan sattık şeklinde hesaplanmıyor aslında. En basitinden bu bir yıl boyunca enflasyonun etkisini de hesaba katmak gerekiyor. 2011 için enflasyon kabaca yüzde on idi. Yani 2010 yılsonunda 100 liraya satın alabildiğimiz şeyleri 2011 yılsonunda 110 lira ödeyerek satın alabilir hale geldik. Bu da cebimizdeki paranın satın alma gücünün yüzde on eridiği anlamına geliyor. Demek ki gerçek getiriyi hesap etmek için kazanılan orandan enflasyonun etkisinin arındırılması, net kazancın hesaplanması gerekiyor ki buna reel getiri diyoruz.

Ülkemizde Türkiye İstatistik Kurumu çeşitli yatırım araçlarının reel getirilerini her ay düzenli olarak raporluyor. Tüketici Fiyatları Endeksi oranını baz alarak yapılan hesaplamalara göre Külçe altın, Dolar, Euro, İMKB ve TL mevduat faizini tercih edenlerden geçtiğimiz yıl en çok kayba uğrayan kesim İMKB’yı yani borsayı tercih edenler oldu. İMKB-100 endeksinde geçtiğimiz yıl geneli reel getiri yüzde -28 olarak gerçekleşti. İMKB’de reel getiri değil ciddi manada reel götürü oldu yani.

Borsadan sonra yılın kaybedenleri TL’lerini bankaya faize yatıranlar oldu. Yıl genelinde aldıkları faiz oranından enflasyonu arındırınca faiz geliri elde eden kesimin reel getirisi yüzde -2,79 oldu. Borsadaki gibi gerçekte getiri değil götürü oldu bu sınıfta da. Yılsonu itibarıyla mevduat bankalarındaki Türk Lirası vadeli hesaplarda şirketler hariç sadece gerçek kişilerin paralarının toplamı 244 milyar TL idi. Bu büyük kitle de yılın kaybedenleri oldu.

Döviz ile tanışmamız, dövizin serbest bırakılması yaklaşık otuz sene oldu. Çok eski bir geçmişimiz olmamasına rağmen döviz bulundurmayı hep sevdik. Şu an bankalardaki mevduatın içinde yabancı paraların oranı yüzde otuzların altına düşmüş olsa da bunun geçmişi çok yeni. 2003 yılından önceki yıllarda bankalardaki mevduatın yarısından fazlası döviz idi. Geçtiğimiz yıl dövizden doları tercih edip buna yatırım yapanlar enflasyondan arındırılmış net yüzde 11,23 getiri elde ederken Euro’yu tercih edenler ise net yüzde 10,78 kazanç elde ettiler.

Ve yılın şampiyonu, külçe altın’daki enflasyondan arındırılmış net getiri ise yüzde 31,06 oldu. Artıp azalarak yıl içinde dalgalansa da altın tam 11 yıldır peş peşe yılı başladığı noktadan hep yukarılarda bitirerek yatırımcısının yüzünü yine güldürmüş oldu.

Bankalardaki altın miktarı geçtiğimiz yıl Merkez Bankası’nın altın rezervi miktarını geçerek 140 ton’a yaklaştı. Altın’a ilgi katlanarak devam ediyor, bakalım geçtiğimiz yılın getiri şampiyonu olan altın bu yıl da ipi göğüsleyebilecek mi..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Deniz Arşivi