Engin Ardıç

Engin Ardıç

Kesmiyor

Kesmiyor

Geçenlerde eski bir dostumla sohbet ediyordum... Kendisi "liberal aydın" tabir edilen takımdandır.
"Niçin hükümetle kavga ediyorsunuz?" diye sordum. "Bu aşamada hükümetle papaz olmanız sizin çıkarlarınız açısından stratejik bir yanlış değil midir? İcraatı yetersiz buluyorsanız eleştirin ama düşman gibi saldırmayın."
"Muhalefet yapıyoruz" dedi.
"Muhalefeti 'bir kısım basın' gayet güzel yapıyor zaten, size mi kaldı?" dedim.
"Onlar hükümete muhalif" dedi, "oysa biz rejime muhalifiz!"
Hiç boşuna beklemeyin, ismini asmaya götürseler açıklamam, ancak işkencede söylerim.
Üstünde durmayacaktım, ikide bir dönüp dönüp hükümete "çaktığı" için işinden ayrılmak zorunda bırakılan Mehmet Altan kardeşimiz şöyle bir laf etmeseydi: Internet'te mi televizyonda mı nerede, demiş ki, "başbakan rejimi değiştirmek istemiyor!"
Ona bu yüzden kızıyorlarmış.
Başkanlık sistemine geçmek istiyor, padişahlık kuracak, şeriatı getirecek falan filan diye ahmakça suçlanan adam, şimdi de tam tersine rejime bağlı kalmakla suçlanıyor... Pes.
Evet, bu liberal arkadaşların istedikleri "reform" falan değil. Hani tıpkı özerklik ister görünen ama aslında bağımsızlık isteyen bazı Kürtler gibi, bunların da asıl derdi liberal atılımlar falan değil.
Türkiye Cumhuriyeti tasfiye edilsin, ordu dağıtılsın, Kürtler'e bağımsızlık verilsin, hatta İzmir'i de Yunanistan'a yeniden bırakmayı düşünebiliriz belki...
Saçı sakalı ağarmış kazık kadar herifler böyle abuklamalar içindeler. Pes.
Bunlar Türkiye'yi sevmiyorlar.
Türk olmaktan pişmanlık duyuyorlar.
Üstelik, cumhuriyeti sevmedikleri gibi (eh, cumhuriyet de insanları kendinden soğutmak için elinden geleni yapmadı mı yani?)... Osmanlı'dan da nefret ediyorlar.
Bu topraklarda "kökenleri" yok. Toplumda onlara "tekabül" eden, onlara sahip çıkacak bir sınıf ya da zümre yok. Tutundukları tek dal Avrupa Birliği, ona hükmeden Almanya ve Fransa da Türkiye'yi almıyor ve almayacak.
Oysa bu ülkede bir devrim yapılıyor. Elbette "Türk usulü", mehter adımlarıyla, yıllara yayılarak, ama yapılıyor... Bunu görmek istemiyorlar. Bu onları "kesmiyor"...
Garip bir hınç, tuhaf bir kompleks içindeler.
On yıldır bürokratik vesayetle mücadele eden adama "paşasının başbakanı" demek başka türlü açıklanamaz. Bu hırçınlık hem haksızlıktır hem insafsızlık.
İşte bu nedenle hep "marjinal" kalacaklardır, gazetelerini "kıt kanaat" satıp okutacaklardır hepten batmazlarsa ve de başbakanın "beni iktidara siz getirmediniz" lafına kızmaktan başka yanıt bulamayacaklardır. AKP'nin icraatı kesmiyorsa, buyursunlar parti kursunlar, seçime girsinler ve YDH'nin aldığı sonucu bir kere daha alsınlar.
Yazık. Onları daha akıllı uslu adamlar sanırdık. İçlerinde bu hükümetten "sosyalist" atılım bekleyen şaşkınlar bile var.
Gene de, çoluk çocuğa cevap yazdırmak yerine kendileri tartışmak isterlerse tartışırız. Tenezzül buyurmazlarsa da saygı duyarız.
Sonra "Engin haklıymış" demesinler ama, ben bunu duymaktan yoruldum. İclal bile söylüyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Engin Ardıç Arşivi