Geçtiğimiz ay içinde tanıştığım bir bayan kardeşimin mektubu, insan iradesinin doğruyu yanlıştan ayırma eğilimine sahip olduğunu gösteriyor. Bunun için, hakikati aramada samimi olmanız yeterli...

"Ailem dini bakımdan pek iyi değildi. İki kardeştik, onlar bizi dindarlardan soğutuyorlardı. Ağabeyim eğitim için Amerika'ya gitti ve orada kaldı. Ben de annem ve babamla kalıyordum. Okudum, iş güç sahibi oldum ama zihnimde cevaplanması gereken bazı sorular vardı. Mesela, yakın komşumuz iki bileziği için acımasızca öldürülmüş ve cani birkaç yıl yattıktan sonra bir yolunu bulmuş çıkmıştı. Çalıştığım iş yerinin patronu, elamanlarına haksızlık yapıyor, onların emeğiyle zengin oluyor ama onları gördüğü yerde aşağılıyordu. Televizyonlarda sık sık, haksız yere adam öldüren, hırsızlık yapan, insanlara haksızlık eden insanlar görüyorduk. Hakları ellerinden alınmış binlerce insan vardı ama neden? Bu insanlar yaptıklarının karşılığını tam olarak bu dünyada göremiyorlardı. Öyleyse yapanın yaptığı yanına kâr mı kalacaktı? Mesela komşumu öldüren katil, karısını sokak ortasında linç eden adam, adamın dişinden tırnağından arttırdığı paraları çalan hırsız, özgürlük götüreceğiz bahanesiyle yapılan savaşlar ve katliamlar ne olacaktı? Bütün bu sorular beni Allah'ın dinine ve ahiret gününe götürdü. Ailemin tepkilerine rağmen dinime teslim oldum... Aradan yıllar geçti. Artık sekiz yıl önceki kişi değilim... Hamdolsun sorular beni doğru yola götürdü. Hamdolsun Müslümanım ve artık zihnimde cevap bulmamış bir soru yok...." B. Y"

İnsan bazen, maruz kaldığı ya da şahit olduğu haksızlığa tahammül edemiyor. Böyle zamanlarda öfkeye kapılabiliyor, neden niçin diye sorabiliyor. Ancak, baki ve ebedi olan hayatı ve burada haksızlığa uğrayan insanların haklarını alacağını biliyor ve rahatlıyor. Bu ona bir sukunet veriyor. Haksızlık etmeyeceksin, haksızlık edene de mani olacaksın. Bu bizim sorumluğumuz. Ama unutmayalım, dünya da bir imtihan yeri ve imtihan gereği insan, haksızlığa uğrayabiliyor, istemediği şeyler başına gelebiliyor. Ebedi hayata giden yol dünyadan geçiyor. Bizler bu dünyada, yaşadığımız geçici kederlere sabırla karşılık verecek, haksızlığı ortadan kaldırmaya gayret gösterecek ve sorumluluk bilinciyle yaşayacağız. Bu geçici süre içinde yaşadığımız haksızlıklar, hastalıklar, yoksunluklarımız olacak ama unutmayalım ki, sabırla geçiştirdiğimiz kederlerimiz bize kazanç olarak dönecek. Haksızlık yapanların yaptıkları ise yanlarına kâr kalmayacak. kimsenin hakkı kimsede kalmayacak. Allah'ım ne büyük merhamet sahibisin. Eğer Senin adaletin olmasaydı, canına, malına ve onuruna zarar verilen kimseler haklarını nasıl alabilirlerdi? Hamdolsun ki, ahiret var, sorgu sual var ve Senin sonsuz adaletin var.