Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Nasıl bir gençlik hedefliyoruz? 1

Nasıl bir gençlik hedefliyoruz? 1

SON günlerde, "Muhafazakâr/Dindar Demokrat Gençlik" söylemi gündemin en çok tepki toplayan meselelerinden biri oldu. Meseleye farklı boyutlardan yaklaşan siyasiler, seküler bakış açısına sahip kimseler ve dindar kesimden gelen beyanlar ile konu tartışılmaya başlandı. Ancak tartışmalar hangi boyutta olursa olsun toplumda ziyan olan, maneviyatından uzaklaşan ve gittikçe de özünden kopan bir gençlikten söz ediyoruz öncelikle bu gerçeği kabul etmek zorundayız...

Toplumun ve insanlarımızın muhafazakârlaştığı veya dindarlaştığından söz ediliyor. Somut olarak bakıldığında bu sav doğru gibi görünebilir. Oysa muhafazakârlaştığı sanılan toplumun kalelerinden içeriye, ilham aldığı özüne doğru bilimsel ve ilahi ölçülere göre bir tarama yaptığınızda içiniz acıyor. Özenti, kompleks, tasavvur ve yaşamsal düşkünlük tüm yalınkat gerçekliği ile orada dururken hayal kırıklıklarına tanık oluyor ve bir burukluk yaşıyorsunuz.

Ruh ve mana kökü itibariyle yara alan, ellerinde dokunmatik telefonları ve cüzdanlarında kredi kartları ile laçka ilişkiler peşinde koşan genç nesil toplumla bağlarını gittikçe zayıflatıyor. Diğer taraftan başörtüsü, Kur'an Kursu ve İmam Hatip Mücadelesinden gelen ailelerin yeni nesilleri ile arasında da çatışmalar yaşanıyor ve bu çocuklar da ahlaki yozlaşmadan fazlasıyla etkilenmiş durumdalar.

Ramazanda oruç tutanların, Kurban Bayramında kurban kesenlerin sayısının düşmediği hatta nüfusla orantılı arttığı bir ülkede yaşıyoruz. Fakat buna karşın, Toplumun ahlak, adalet, doğruluk ve merhamet duyguları her geçen gün biraz daha zayıflıyor. Başörtülü hanımlar iş hayatına katılabiliyorlar belki ama Allaha karşı sorumluluklarını hakkıyla yerine getiremediklerinden şikayet ediyorlar. Bu insanlar, "özümüze bağlı kalmaya gayret ederken farkında olmadan modernleştik" itiraflarında bulunuyorlar.

Yani, insanlarımızın yaşam tarz ve hayata bakış algıları modernizmin de etkisiyle "Dindarlığın temelindeki güzel ahlak ve İslam insanının sorumluluk Bilinci ve Duyarlılığı" nı aşındırdı. Onu nesnel bir boyutta tiyatral bir gösteriye dönüştürdü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi