Hayrettin Karaman

Hayrettin Karaman

Demokrasiyi kutsallaştırma

Demokrasiyi kutsallaştırma

Demokrasi, iki güce/egemenliğe karşı halkın/burjuvanın menfaat, ihtiyaç ve iradesinin zaferi ile ortaya çıktı. O iki güç ise kilise ve krallıktı. Demokrasi, teokrasi ve mutlak monarşiyi yendi ama halkın menfaat ve iradesini ne ölçüde gerçekleştirebildi?

Bu soru bugün de anlamlıdır.

Kalkınmış ülkelerde hakim irade halkın mı, güç kümelerinin mi?

Bence ikincisinin.

Kalkınmakta olan ülkelerde kimin dediği oluyor?

Birçok ve değişken güç bileşenlerinin.

Demokrasinin felsefesi de tartışmaya açıktır.

Bir ülke için en iyisi, en hayırlısı, en doğrusu halkın (avâm-ı nasın) dediğinin mi, yoksa o ülkenin "bilgi, ahlak, tecrübe, ehliyet" bakımlarından seçkin heyetinin dediğinin mi olmasıdır sorusu birçok aklı başında adam tarafından tartışılmış, ikincisini savunan bilim ve düşünce adamları da olmuştur.

İslam'a göre de ikincisidir. Ehlü'l-halli ve'l-akd denilen bu heyet ile başkan danışmalar yaparak ülkeyi yönetirler. Yoldan çıkan olursa onu değiştirme imkanı vardır.

Doğru söz bir erdemdir, ama bazen zulüm de olur. Bir masumu düşünün, zalimden kaçıp bir yere gizlenmiş, zalim onu arıyor ve bir "doğrucu Davud'a" yerini soruyor, doğrucu da "yalan söylemek erdemsizliktir" diye masum kişinin yerini söylüyor, yalan söylemiyor, ama zulme alet oluyor, masumun kanına giriyor. Bu durumda da doğru söylemek erdem midir?

Hayır.

Demokrasi şudur, budur, filan uygulama demokrasiye aykırıdır, ülkenin menfaati, eşyanın tabiatı, işin gereği, kamunun yararı icab etse bile (bunlara aykırı olduğu durumlarda bile) demokrasinin genel-geçer kuralları uygulanmalıdır demek -ki, bunu din kuralları için bile demiyorlar- demokrasiyi kutsallaştırmak olmuyor mu?

Demokrasi teorisi hiçbir yerde, hiçbir zaman eksiksiz olarak uygulama alanı bulmamıştır. Ayrıca birçok demokrasi çeşidi vardır. Demokrasinin olmazsa olmazı hukukun üstünlüğü ile "beğenilmeyen, yoldan çıkan" yöneticilerin, seçilmiş ve atanmışların, seçenler ve atayanlar tarafından değiştirilebilmesidir.

Hukukun üstünlüğü bahsinde kanun ile hukuk arasındaki ilişkiye dikkat etmek gerekiyor. Kanuna uyulur, ama her zaman kanun hukuka uygun olmaz ve olmazsa değiştirilir.

İslam alimleri yoldan çıkanları "değiştirme kuralı"nın bile, daha büyük zarar açmaması halinde geçerli olduğuna karar vermişlerdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hayrettin Karaman Arşivi