Aziz Üstel

Aziz Üstel

“Muhalefet Mustafa Kemal’e karşı değil İsmet’e karşıdır”

“Muhalefet Mustafa Kemal’e karşı değil İsmet’e karşıdır”

Lozan Antlaşması’nın onayı, Cumhuriyet’in ilanı, Hilafetin kaldırılması ve 1924 Anayasası’nın kabulü gibi konularda başta Kazım Karabekir olmak üzere, Ali Fuat Cebesoy, Rafet Bele, Adnan Adıvar, Rauf Orbay gibi Mustafa Kemal’in en yakın arkadaşları devre dışı bırakılır; kararlar onlardan habersiz alınır. Kazım Karabekir anılarında şöyle der: “Halifeliğin kaldırılması konusunda kimse benim görüşüme başvurmak zahmetinde bile bulunmadı. “

Ve 1924 Anayasası’nın çok partili düzene geçilmesini engellemediğini gören ve yürütülen politikadan soyutlandıklarını anlayanlar 17 Kasım 1924’de Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurar. Başkan Kazım Karabekir, İkinci Başkan Rauf Orbay, Genel Sekreter ise Ali Fuat Cebesoy’dur. Yani Milli Mücadele’de Mustafa Kemal Paşa’nın en yakınları...

Parti programı egemenliğin halkta bulunmasını, liberalizm ve tam demokrasinin benimsenmesini, Anayasa’nın halkın isteği doğrultusunda değiştirilebileceğini, dini inançlara saygılı kalınacağını, İstanbul’un ekonomik merkez olacağını, Cumhurbaşkanı’nın seçim sonrası milletvekilliğinden istifa edeceğini, yabancı sermayenin destekleneceğini belirtir. Bu program Halk Fırkasının, çağdaşlaşma ve kalkınma girişimlerinin çok ötesindedir elbet. O dönemde fidanlarını veren vesayet düzeninin bu partiye yaşam hakkı tanımaması da doğaldır. İstanbul basını İsmet Paşa Hükümetini topa tutmaya başlar; Meclis’te sert tartışmalar yaşanır, TCF’yi desteklediği bilinen Halit Paşa, TBMM koridorlarında vurulur!

TCF tam güç kazanırken, Şeyh Said İsyanı çıkar Şubat 1925’te. İsmet Paşa istifa etmiş, Fethi Bey hükümeti kurmuştur. TCF’nin parti programında dine saygılı olunacağını belirtmesi, Şeyh Said İsyanı’nı bir irtica hareketi olarak TBMM’de tanımlayan İsmet Paşa’nın, Karabekir ve TCF’yi sorumlu ilan etmesin neden oluşturur! Halk Fırkası, Fethi Bey’in isyanı sert yöntemler kullanarak bastırmamasını da eleştirir; kan ister açıkça! Fethi Bey salt doğu illerinde sıkıyönetim ilan etmekten yanadır İsmet Paşa, bütün ülkede. Gün gelir Fethi Bey, Kazım Karabekir, Rauf Bey, Adnan Bey ve Halide Edip Hanım’ı başbakanlığa çağırarak, “partiyi kapatmanız gerektiğini söylemem emredildi. Bunu yapmazsanız geleceğinizi hiç iyi görmüyorum” demek zorunda kalır. Karabekir Paşa , “yasalar çerçevesinde parti kurmak bizim hakkımızdır. Biz kendi kendimizi kapatmayız. Siz hükümetsiniz; siz kapatın” der. Fethi Bey halkçıların baskılarına dayanamaz, istifa eder ve Paris Büyükelçiliğine atanır. İsmet Paşa yeni hükümeti kurar, Takrir-i Sükun Yasası çıkar İstiklal Mahkemeleri kurulur! Recep Peker Şeyh Said İsyanı’ndan TCF’yi, İstanbul basınını sorumlu tutarak, “...işte biz yılan yuvalarını, irtica odaklarını yıkmak, onları susturmak azmindeyiz. Bunlar ezilmedikçe vatan rahat etmeyecektir!” buyurur; gazeteciler tutuklanır, gazeteler kapatılır birbiri ardına. Ve Ankara İstiklal Mahkemesi, TCF’nin dinsel hoşgörü maddesini gerekçe göstererek partinin kapatılmasına karar verir.

Yakın tarihi sorgulamak boynumuzun borcudur. Musul nasıl, neden teslim edilmiştir İngiliz’e? Neden illa da İsmet Paşa gönderilmiştir Lozan’a, Meclis Rauf Orbay derken? Lozan görüşmeleri sırasında Türkiye’ye gelip giden bir yabancı komutandan söz edilir? Kimdir bu adam? Neden, savaştığımız Yunan’la değil Fransız’la, İngiliz’le masaya oturmuşuzdur Lozan’da? Neden? Neden? Neden?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Üstel Arşivi