Geçtiğimiz günlerde, ABD'nin Afganistan'daki Bagram Hava Üssü'nde Kur'an-ı Kerim nüshalarının yakılması, İslam âleminde büyük protesto gösterilerine ve tepkilere sebep oldu. ABD Başkanı Barak Obama, Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai'ye bir mektup göndererek özür dilemiş. Ancak yapılan yorum ve özür ne olursa olsun mukaddesatımıza, namus ve şerefimize yapılan saygısızlığı ve saldırganlığı telafi edemeyeceği gibi örtemez de.

Bilindiği gibi, bir toplumu yok etmenin pasif ve edilgen duruma düşürmenin en etkili yolu o toplumun kutsallarını ve değerlerini sulandırmak ya da yok etmekten geçer.

Eğer insanların ortak değerlerini, inançlarını zayıflatabilirseniz o topluluğu "uydu toplum" haline getirerek "kendi" olmaktan çıkarabilir ve başkalaştırabilirsiniz. Fakat tarihi, medeni, ahlaki ve manevi duruşundan ödün vermeyen diri ve şuurlu bir toplumu yıkmanız, yabancılaştırmanız ya da yok etmeniz mümkün olamaz.

İSLAM TOPLUMU NASIL UYANIR VE AYAĞA KALKAR

- Bir toplumu ayakta tutan ve varlığına anlam katan bazı değerler vardır. Bunlar din ve dinden beslenen kültür, örf ve ananelerdir. Dolayısıyla bu değerlerin zayıflamaması ve sulandırılmaması çok önemlidir.

- Rabbimiz bizlere "onların putlarına sövmeyin ki, onlar da cahilliklerinden dolayı sizin mukaddeslerinize dil uzatmasınlar" buyurmuştur. Bu yaklaşım ile Rabbimiz "Diğerlerinin Değerleri" üzerinden değil, akıl ve vicdanı harekete geçirecek ortak insani değerlerden yola çıkmamızı öğütlemiştir. Ancak ne yazık ki tarihi tecrübe göstermiştir ki, İslam'a karşı olanlar hangi kültüre, toplumsal değerlere ya da maddi güçlere sahip olursa olsunlar İslam toplumuna ve onun kutsallarına karşı saldırı, baskı, tehdit, alay ve rencide edici her türlü söz ve eylemlerde bulunmuşlardır. Bu taşkınlıkları ve aciziyet ifadesi saldırıları Müslümanların şuur ve bağlıklarını arttırmaktan öteye geçmeyecektir. .

- Yıllardır Kur'an yakma, hakaret karikatürleri, yakma yıkma yok etme amaçlı saldırılar, işgal ve katliamlar ile Müslümanların sabır taşını çatlattılar. Zihniyetlerinin ve özlerinde barındırdıklarının gerçek yüzünü göstermekte: "Sizleri, kutsallarınızı ve nesillerinizi ve ekinlerinizi, yer altı ve yerüstü zenginliklerinizi fesada, inkıtaya uğratacağız" diyorlar. Gerçi kendilerine yakışır olanı ortaya koyuyorlar ama bütün bu olaylar içimizdekileri dahi uyandırmaya kâfi gelmiyor.

Her şeye rağmen İslami halkların uyanışı devam edecektir.

- Onlar isteseler de, istemeseler de Allah dinini kemale erdirecek, İlahi kelam ve Mübarek Elçinin s.a.v. adı-mesajı tüm insanlık ailesine ulaşacak, hüsnü kabul görecektir. Bizler de bu arada Ümmet-i İslam olmanın şuur ve idraki içinde hareket etmeliyiz. İnşallah, Allah' c.c. nin Kitabını zahiren yaksalar da, muhteva, anlam, uyarı ve müjdelerini hayatımıza ve imanımıza işleyerek şahitlikten geri durmayacağız.