D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

CHP’nin “Millî dâva”sı!

CHP’nin “Millî dâva”sı!

Malûm, dilimizde “dâva” kelimesinin farklı anlamları var. Birincisi, hak aramak maksadıyla mahkemeye müracaat etme. Mahkeme toplantısına da dava deniyor. Tabii, duruşma denildiği de oluyor. Diğer mânası, “iddia, benlik”. Gerçekleşmesi için çalışılan fikre, ideale de “dâva” deniyor. Necip Fâzıl’ın meşhur şiirindeki gibi: Eyvah, eyvah Sakaryam, sana mı düştü bu yük?/Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük.

Eskiden matematikte, mesele, problem karşılığı olarak da “dâva” kullanılırdı. (Tabiî argo mânasını hesaba katmıyoruz...)

Ankara’da CHP’nin toplantı afişlerini görünce, “dâva”dan kastın ne olduğunu düşünmeden edemedim.

CHP “Millî Dava”sı için taraftarlarını, halkı Ankara’da Tandoğan meydanına çağırıyordu...

Bu CHP “millî” kelimesini sözlükten tard etmemiş miydi? Açın CHP metinlerini bakın “ulusal”dan geçilmez.

Neden şimdi “millî”ci oldu?

Birinci mim buraya!

Peki “dâva”yı ne yapacağız?

Baktım, TDK’nin sözlüğünün üçüncü baskısında davanın birinci anlamına karşılık “aranç” yazılmış. (Saçmalığa bakın: “Aranç açmak için adliyeye gittim”)

Hadi, CHP böyle bir dâva için yola çıkmıyor. Öyleyse, diğer anlamlara bakalım. Neden “ülkü” demiyor.

Tahmini zor değil! Çünkü ülkü “Ülkücü”lerin kelimesi!

Peki, “mesele, problem” karşılığı olarak CHP geçmişinde ne kullanılıyordu?

“Sorun”.

Neden “ulusal sorun” değil de “millî dâva”?

Elbette kelimeler masum değil, bu kelimelerin kullanılmasının sebebi var. CHP kendi dâvasını, milletin dâvası haline getirmek istiyor. “Ulusal sorun” için kaç kişiyi meydanlara çekebilir ki?

Burada dâvayı ülkü, ideal olarak anlayabiliriz. Aslında Türkiye’de eğitim-öğretim sistemi, CHP’nin 1930’lardaki, 1940’lardaki ayarıyla gidiyor. DP döneminde bir değişiklik hamlesi yapıldı. Maarif Vekili Tevfik İleri, bu yüzden rahmetle yâd edilir.

1960 darbesi, eskiye dönüş yanında, millî eğitimde değişmezliği de kayda bağladı. 80 darbesi bunu pekiştirdi. Millî eğitim milli güvenliğin konusu haline getirildi. 28 Şubat’ta, milli eğitimde “atatürkçülük konsepti” ilan edildi.

Bu ne demek?

Her ders Atatürk, her fırsatta Atatürk! Matematik kitabında da, din ve ahlâk kültüründe de!

Kesintisiz öğretim, 28 Şubat’ta kabul edilirken yapılan ayar, çok fazla değiştirilemedi. Gerçi bakanlığın teşkilatı kanun hükmünde kararname ile tanzim edildi ama, muhteva değişikliği henüz ortada yok.

CHP Türkiye’nin eğitim sisteminden beslenen bir parti. Bütün zamanlarda, kısa kesintiler hariç, mesela Tevfik İleri, mesela Vehbi Dinçerler dönemleri gibi, hangi parti iktidarda olursa olsun, eğitimin iktidarı CHP idi.

Bu sistem, CHP’ye on yıllar boyunca yüzde 20 ile 30 rey sağladı. Eğer eğitim sistemi normalleşirse, CHP gençliği neredeyse sıfıra müncer olabilir; korku bu.

O yüzden işi çok sıkı tutuyorlar. O yüzden canhıraş feryatlar koparıyorlar.

E CHP’nin cirmi malûm. Tek başına büyük etki uyandırması mümkün değil. MHP’ye ve MHP kitlesine oynuyor. Muhafazakârların “milliyetçi” damarına oyunuyor.

O yüzden şakır şakır konuştuğu yazdığı öztürkçeyi bırakıyor, normal türkçe konuşmaya başlıyor.

Anlayacağınız, memleketin, milletin geleceği çocuklarımızın iyi yetiştirilmesi değil onun davası.

Olsa olsa bir dâva-yı fâside, yani “fâsit dâva”!

(Bay Kemal, bu terkibi anlayamamışsa doğru dürüst bir sözlüğe baksın. TDK’nin ne eski ne de en yeni sözlüklerinde bulamaz karşılığını!)



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi