Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

‘Ne aşağılık adamlarsınız’

‘Ne aşağılık adamlarsınız’

Bizim gibi “düz” adamlar, kendilerini savunurken, genellikle karşı tarafın anlayacağı argümanlar kullanırlar; “Şu şu gerekçelerle böyle düşünüyorum” derler.

Karşı taraftakiler ise, (kimlerse onlar), bu düz anlatımdan genellikle ters sonuçlar çıkarırlar.

Bunu nasıl örnekleyebilirim?
Esasında örneklenebilir bir durum değil... Doğrudan konuya gireyim, ola ki meramımı anlatırım.

Bugüne kadar aldığım “tepki gönderileri”nin neredeyse tümünde, aynı kalıp ifade yer alıyordu: “Siz ne aşağılık adamlarsınız. Hiç muhalefete muhalefet edilir mi? Biraz da iktidar partisini yazsanıza...”

Burada anahtar cümle, “muhalefete muhalefet etmek...”

Bunu sadece “kendini bilmez” okurlar dile getirmiyor.

Medyada köşe tutmuş koca koca adamlar da bu düşüncede...
Sanki soylu bir muhalefet geçmişinden geliyorlarmış gibi, sanki darbelerin arkasın da saf tutmuyorlarmış gibi, sanki düşene vurmayı itiyat haline getirip onun bereketiyle (!) yaşamıyorlarmış gibi, “Şu yandaş medya da muhalefete muhalefet ediyor canım... Ne kadar ayıp...” şeklinde göz yaşartıcı objektif yazılar yazıyorlar.

Biri var...

Bütün netameli dönemlerde arazi olmuş, hiçbir darbeyi sorun yapmamış, hiçbir muhtıra girişimine “Bir Dakka, ne oluyoruz?” dememiş bir arkadaş...

Patlamak için, meğer bu günleri, sivil siyasetin inisiyatif almaya çalıştığı steril parlamento dönemini bekliyormuş...

Peş peşe onlarca “zulüm yazısı” yazdı...

Diyarbakır Cezaevi’nden girdi, JİTEM cinayetlerinden ve Sivas katliamından çıktı...

Devlet baba böyleymiş...

Hep öldürürmüş.

Konuşanı tutuklama tehdidiyle sustururmuş...

Silivri Cezaevi, bu şekilde, “susturulan aydınlarla” doluymuş.

Devlet baba böyledir, hep öldürür de, sen neredeydin bugüne kadar? Devlet babanın cinayetleriyle ödeşmek için, neden devlet babanın tehlikeli olmaktan çıktığı bu dönemi bekledin?

Hem, devlet babanın cinayetleriyle, bu cinayetleri ortaya çıkaran ve yargılayan sivil siyaset üzerinden mi ödeşeceksin?

Dağıttığımın farkındayım... “Muhalefete muhalefet etmek” diskurundan söz ediyordum...

Evet, kendilerine “yandaş” denilen bir gurup gazeteci ve aydın bu aşağılık işi yapıyor, muhalefete muhalefet ediyor.

Fakat, Uğur Mumcu’nun ifadesiyle, “sağını solunu karıştırmış bu ülkede”, siyasal pozisyonlarla birlikte, “iktidar” erkinin ne olduğu, nerede başladığı, muhalefetin ne ölçüde muhalefeti yansıttığı da karıştırılıyor.

Bir muhalefet düşünün ki, biricik mesaisi, statükoyu, var olanı, eski kötü alışkanlıkları “ölümüne” muhafaza etmek ve “bütün bunların değiştirilmesi tehlikesine” (!) karşı resmi ideolojinin yanında saf tutmak olsun...

Bu muhalefet midir?

Böyle bir muhalefete karşı çıkmak, muhalefete muhalefet etmek midir?

Hemen sözü örneğimizdeki “muhalefet partisine”, yani CHP’ye getiriyoruz ve şunu soruyoruz:

Bu parti, kapalı iktisat politikalarını (rejimini) savunmak ve zaman zaman kirli karanlık yüzüyle karşımıza çıkan devlet babanın siyasal alandaki tasarruflarını meşrulaştırmak dışında yeni ne söyledi, demokrasinin gelişmesine hangi “yaratıcı katkıyı” sundu?
Bilenler söylesin de, en azından kendi adıma muhalefete muhalefet etmekten vazgeçeyim...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi