Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Siyer-i Nebi kapitalizmin bir oyunudur arkadaşlar

Siyer-i Nebi kapitalizmin bir oyunudur arkadaşlar

Diyor ki aklı başında, okumuş yazmış, üstelik vaktiyle “yüksek sanatla” iştigal etmiş “solcu” siyasetçimiz (daha doğrusu, demeye getiriyor): “Bu iş, küresel kapitalizme ve sömürü düzenine yarayacaktır, emekçiler zarar görecektir...”

Hangi iş?

Hangisi olacak? 4+4+4 elbette...

Eğitimin “kesintisiz” ve geçişe imkân tanıyacak şekilde düzenlenmesi küresel kapitalizmin işine nasıl yarayacak? Sömürü düzeni buradan nasıl bir çıkar elde edecek?

Marx bu konuda ne diyor?

KESK üyeleri Meclis’e yürüme ısrarını sürdürerek, aynı zamanda küresel kapitalizme karşı soylu bir direniş mi sergilemiş oluyorlar?

Bu mudur?

Eh, “solcuysan”, iki slogan ezberlemişsen, AK Parti’nin “başımıza gelmiş en kötü şey” olduğuna inanmışsan yahut inandırılmışsan, böyle kulplar bulacaksın elbette yapılan doğru işlere...

Bol bol terminoloji konuşturacaksın...

Bol bol jargon patlatacaksın.

Ne işçiler anlayacak ne dediğini, ne de çıkarlarını savunduğun halk...

Bedavadan “aydın” sayılacaksın.

Küresel kapitalizme karşı çıkıyorlar, emekçinin hakkını savunuyorlar, iyi yapıyorlar da... Küresel kapitalizm biraz da, ne birazı, daha çok “yüksek faiz uygulamasından” nemalanıyor. Merkez Bankası’nın artırdığı her puan emekçinin cebinden eksiltiyor... Ama 4+4+4 uygulamasına karşı Çanakkale savunması yapan salim arkadaşlar, Erdem Başçı’yı değil de, “faiz lobisini” hiç üzmemiş eski başkan Durmuş Yılmaz’ı tercihe şayan buluyor.

Neden?

Kemal Bey de şekvacıymış yeni başkandan...

İngiltere’ye gidip geldikten sonra mı böyle oldu? Bilmiyorum...

Fakat, şu küresel kapitalizm işini bir anlatsın salim arkadaşlar. Nasıl olacak bu iş? İliğimizi kemiğimizi “kesintili” üzerinden nasıl sömürecek bu acımasız sistem?

Bir de daha sinsi olan “neo-liberalizm” vardı.

BDP’li bir milletvekili, “4+4+4’ün neo-liberal sistemi tahkim edeceğini” söylüyordu.

Bu nasıl olacak?

Din eğitiminin “seçmeli” olması, isteğe bağlı olarak “Siyer” okutulması neo-liberal sistemi neresinden tahkim edecek?

Eskiden, isteğe bağlı olmadan, zorla, birtakım yabancı büyüklerin hayatını ezberletiyordunuz. Ezberlemeyenlerin canına okuyordunuz. Peygamberimizin hayatının öğretilmesi mi “neo-liberal sistemi” palazlandıracak?

Bırakın onu bunu da, “küresel kapitalizm” nedir, “sömürü düzeni” nasıl işlemektedir, “neo-liberal sistem” referanslarını nereden almaktadır, bize bunları anlatın.

Cahiliz...

Kavramsal düşünemiyoruz...

Kitap neyin bilmeyiz.

Hiç Marx okumadık.

Mesela, eski saygın komutanlarımızdan biri, AK Parti iktidarıyla birlikte Türkiye’de bir “Araplaşma” temayülü oluştuğunu ve bu sinsi tehlikeye karşı topyekûn seferberlik başlatmamız gerektiğini öğütlüyordu.

Küresel tehdit, Arap yarımadası üzerinden gelebilir mi?

Böyle bir ihtimal var mı?

Maocu cenah da, kaç yıldır, “kapitalizm eşittir cemaatler eşittir sömürü düzeni” tezini işliyor...

Böyle bir şey mümkün mü?

Bilelim.

Bilelim de, hep birlikte Tandoğan meydanına çıkalım.

Değerli şantör Zülfü Livaneli’yi de alalım... Kalabalıklara “yiğidim aslanım” çektirsin.

28 Şubat sürecinde böyle yapmıştı. Kalabalıkları coşturmuştu. Çok hoş olmuştu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi