Engin Ardıç

Engin Ardıç

Kalpaklı müsamere

Kalpaklı müsamere

Kılıçdaroğlu, İkinci İnönü Zaferi'nin 91. yıldönümü törenlerine katılmış. Zafer İnönü adını taşıyınca katılmamak olmaz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu gibi törenlerle yetinmemesini, örneğin 23 Nisan kutlamalarına da katılıp "birkaç saatliğine başbakanlık koltuğuna da oturmasını" arzu ederiz. Demeç falan da verir, sonra gerçek başbakan çikolata ve şeker ikram ederek onu evine gönderir.
Efendim? Yaşı mı uymuyor? "Kuva-yı milliyecilik oynayan" koca bebeklerinki başka bir açıdan tutmuş da onunki mi tutmuyor?
Törende Kılıçdaroğlu'nun yanı başında boy gösteren "kalpaklı milis kuvvetlerine" baktım, yahu bunların en genci yaşça benim kadar falan! Yani altmış...
Yaşlısına baktım, eh o da olsun da on yaş büyük olsun, yani yetmiş... Hadi bir on yaş da benden koy, oldu seksen.
Oysa kutlanan, zaferin doksan birinci yılı.
Muharebenin tarihi 1921, kalpaklıların en yaşlısının doğum tarihi, olsun da 1931 olsun!
İnönü'nün "geri çekilme paşam, biz kazandık" uyarısına "yaa, öyle mi, biz mi kazandık" diye cevap verdiği gün doğmuş olsalar, şimdi 91 olacaklardı... O sıra bunlar zorla askere alınmış ya da orduya gönüllü katılmış gencecik sıra neferi olsalar şimdi aşağı yukarı 110 yaşında falan olmaları gerekirdi!... Subay olsalar en az 120...
Bazıları "paşa gözlüğü" de takmışlar, her generalin olmazsa olmaz beylik teçhizatından sayılan güneş gözlüğü. Ayrıca hemen hepsinin göğsünde birkaç madalya. Ağırlık edecek olmasa, hayatları boyunca aldıkları "plaketleri" falan da getirecekler yanlarında. Eh, Atatürk de şu anda tam 131 yaşında olduğuna göre, bunlar da elleri ayakları tutuyorsa törenlere katılırlar tabii.
Şakayı bir yana bırakırsak da, bayram çocuğu gibi süslenmiş bu "tören millicileri" gülünç olmaktadırlar.
"Temsili milis kuvvetlerinin Anadolu kasabalarını düşman işgalinden kurtarmalarına" alıştık... Ama onlar hiç olmazsa bu role soyunmuş gençler. (Elbette hiçbiri Ermeni ya da Rum oynamak istemiyor bu müsamerelerde, tatsızlık çıkıyor. Bu o kadar böyle ki, kuzeydoğu sınırımıza yakın il ve ilçe merkezlerindeki törenlere Ermeni oynayacak "gerçek Ermeni" getirtiyorlar sınır ötesinden.) Hani şu, bayrağa sarılmış ve de bir direğe zincirlerle bağlanmış genç kızı kurtarma bahanesiyle sağını solunu mıncıklama törenleri... Hani, o kasaba düşman işgaline hiç uğramamış da olsa "aman geri kalmayalım" diye "hamaset icabı" sergilenen müsamereler... Ama şu kalpaklılar hiç de "oynuyor" havasında değiller. Dürüst olun, adını koyun, "biz burada müsamere yapıyoruz, gerçekte kuva-yı milliyeci falan değiliz, kimimiz emekli albay, kimimiz sıradan sivil emekli" deyin.
Efendim? Siz zaten hiçbir zaman "gerçek kuvvacı" olduğunuzu iddia etmediniz mi?
O zaman, sizin sırtınızdan Kılıçdaroğlu reklamı yapmaya çalışan şerefli gazete sizi gerçekmiş gibi pazarlamasın! Hem gülünç oluyor, hem ayıp oluyor.
Arkadaşlara bir şey daha hatırlatalım: Ortalıkta "milis kuvveti" diye dolanmasınlar, biçimsiz kaçar... 1921 yılının nisan ayında İnönü o milis kuvvetlerinin çanına çoktan ot tıkamış, hepsini vurup dağıtmış, düzenli ordu çoktan kurulmuştu, Çerkes Ethem kaçalı dört ay oluyordu! Rahmetli televizyonda torununa anlatırdı, inanmıyorsanız Gülsün Hanım'a sorun, sizin partiden milletvekili.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Engin Ardıç Arşivi