M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

İdealist Müslüman Gençlere

İdealist Müslüman Gençlere

Zaruret derecesinde lüzum olmadıkça tatil yapmayınız. Gece gündüz ileride dine ve ülkeye hizmet etmek için kendinizi planlı ve programlı şekilde yetiştirmeye bakınız. Müslümanın tatili bu dünyada değil, öteki dünyadadır.

İyi, vasıflı, güçlü bir Müslüman olamazsanız ne kendinize faydanız olur, ne de dine ve memlekete.

Baktınız ki çalışmaktan çok yoruldunuz, bitkin hâle geldiniz, o zaman, bilmecburiye biraz dinlenirsiniz, soluk alırsınız... Sonra yeniden çalışma ve yetişme...

"Efendim ben zamanın gavsı şeyh hazre-i Filancaya mensubum, ulu devlet bulmuşum." gibi kuruntularla kendinize yazık etmeyin.

İnsan ölüp kabre konulunca suâl melekleri gelip "Rabbin kimdir? Nebin kimdir? Dinin Nedir?.." diye soracaklar, şeyhin veya hazretin kimdir diye sormayacaklar.

Türkiyeli bir Müslüman genç olarak mutlaka Osmanlıca okumasını öğren. Öyle kekeleyerek değil. Bundan 100 sene önce basılmış bir kitabı eline alıp gürül gürül okuyacaksın. Hem okuyacaksın, hem de manasını iyice anlayacaksın. Yine Müslüman bir genç olarak akaidini, ilmihâlini ve İslâm ahlâkının özetini çok iyi bilmelisin.

Allâh'ın 14 sıfatı nelerdir?.. Bütün Peygamberlerde olan 5 sıfat nelerdir?.. Bizim Peygamberimizin (Salat ve selam olsun ona) bu 5 sıfattan başka daha ne gibi sıfatları vardır?.. Edille-i şeriyye nelerdir?.. Ef'âl-i mükellefîn kaçtır?.. Namazın, orucun, zekâtın, haccın farzları nelerdir? Bunları öğrenmezsen kendine kendine yazık etmiş olursun.

Bir cemaate, bir tarikate, bir meşrebe bağlı olabilirsin ama asla militanlık, holiganlık, fanatizm yapamazsın.

Zamanımızda nice Müslüman genç harcanıyor. Harcanmak ne demektir biliyor musun? İyi yetişemeyen, olgunlaşamayan, birtakım vasıf ve faziletlerle bezenemeyen genç, harcanmış demektir.

Dört ayrı kan grubu var. Bunlardan birine mensup olmak bir fazilet değildir. Cemaatler, tarikatler, meşrepler de buna benzer.

Tarikat veya cemaat sana imanını, itikadını, ibadetlerini, Kur'an ve sünnet ahlâkını, şeriatın temel prensiplerini, iyi Müslüman olmayı öğretemiyor ve kazandıramıyorsa ne faydası olur?

Tekrar ediyorum: gerekmedikçe tatil yapma. Gece gündüz, cumartesi pazar, yaz kış; faydalı ve kurtarıcı ilimleri öğren, ahlâkını düzelt, hüner ve marifet edin... Söylemeye hâcet yok: Kâmil ve vasıflı bir Müslüman olmanın birinci şartı ihlâslı olmaktır.

Şayet: Hem dinime hizmet edeceğim, hem zengin olacağım... Lüks bir evim... Lüks bir otomobilim.. Lüks bir yazlığım... Gardrobumda en pahalı elbiseler... Başı örtülü olmak şartıyla manken gibi bir hanım... Dünya güzeli çocuklar... En pahalı okul ve kolejlerde okuyacaklar... Böyle havalarla iyi Müslüman olunmaz ve doğru dürüst hizmet edilmez.

Peygamberimize (salat ve selâm olsun ona) bak, gerçek İslam hizmetkârlarına bak, ders al., ibret al. Şeytanî kuruntuları terk et.

Dünya bir müsabaka, bir sınav yeridir, bir tarladır, ekinini ve mükafatını ebedi olarak kalacağın âhirette alırsın.

Müslümanları en fazla zarara uğratan ve yanıltan şey, dünyayı kendilerine sahte ve yalancı bir cennet hâline getirmek için çırpınmalarıdır. Sakın bu tuzağa düşme.

Bu reçete hoşuna gider mi, bilmiyorum. Giderse bana dua edersin.

* (İkinci yazı)

Danışma Müdürü Beyefendi

BEYEFENDİ resmî bir kuruluşun "Danışma Müdürüdür"... Müdür değil sanki bir kont veya dük. Emrinde sekreterler, şöförler, lüks otomobiller.

Peygamberimiz "el-müşteşaru mu'temen" buyuruyorlar, yani danışılacak kimsenin emin ve ehil olması gerekir.

Bizim müdür, daireden çıkacağı vakit, sekreterlerinden birini çağırır ve mütehakkim bir eda ile "Şöförüme haber ver, VİP kapısında beni beklesin!" der.

Beyimiz uçağa bineceği zaman VIP salonunda istirahat eder.

Maaşı dolgundur.

İş saatlerinde bol bol telefon eder.

Bol bol çay kahve, cappucino içer.

Bazen gözleri dalar, bir noktaya bakar da bakar.

Bakar gibi bakar.

Bak babam bak.

Müdürümüz iyi yemek yer.

İyi giyinir.

Ayakkabıları pahalı ve lükstür.

Herkes onun ayağına bakar.

Kravatı bir âlemdir.

Peki bu muhterem ne iş, ne hizmet yapar?

Orası nâ mâlumdur.

Danışma Müdürü olmak yetmez mi? Bir de bunun yanında iş mi yapsın yani...

Ben olsam kapısına Danışma ve Tanışma Yüksek Müdürü levhası asarım.

Tek üzüntüsü, bürosunda sigara içememektir.

Keyfe keder..

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi