Sınav kaygısı öğrencinin başarı durumunu büyük oranda etkiliyor. Kaygı kontrol altına alındığında sorun kalmıyor ancak öğrenciye sürekli geleceğiyle ilgili olumsuz yüklemelerin yapılması motivasyon ve başarıyı kırıyor. Yani, öğrencinin geleceğiyle ilgili hayallerine ailenin beklentileri de eklenince kaygı tavan yapıyor... Öğrenci kendini bitmeyen bir yarışın içinde buluyor ve bu yarışı en iyi şekilde tamamlamaya gayret ediyor. Ailenin ve çevrenin beklentileri ise onu fazlasıyla yoruyor. Her iki durumda da gencin üzerinde yoğun bir baskı oluşuyor ve bu baskı sınav sırasında maksimum düzeye ulaşıyor.

Anne babalar "çocuğumuza baskı yapmıyoruz" deseler de, farkında olmadan bir şekilde çocuk üzerine baskı kuruyor ve onu gücünün üstünde bir mücadeleye sürüklüyorlar. Çocuk, sınava girerken, arkasından Yasin okuyan, ellerini dizlerine vurarak ah çeken, hüzünlenen ebeveynine bakıyor ve onların "kafana takma, önemli olan senin mutluluğun" sözünü samimi bulmuyor. Çocuk bu söze hiç inanmıyor ve kendine alabildiğince yükleniyor.

ÇOCUKLARINIZIN TERCİHLERİNE SAYGI GÖSTERİN

Çocuğunuzu tek bir alternatif üzerine yönlendirmeyin ve ona çok yönlü düşünmeyi öğretin. Yani, çocuğunuz istediği bölümü tutturamadığı takdirde, diğer alternatiflerini gözden geçirmelidir.

Çocuğunuza, "bak komşunun oğlu tıp kazanmış istesen sen de yapabilirsin" gibi ifadeler kullanmayın.

"Zaten sen yapamazsın, senden bir şey çıkmaz" tarzında küçümseyici tutum ve davranışlardan uzak durun.

"Bu kadar çalışmayla bir yere varamazsın" gibi olumsuz ifadelerle çocuğun motivasyonunu kırmayın.

Çocuğunuzu yeteneğine uygun bir mesleğe teşvik edin. Bu konuda onu destekleyin ama beklentilerine ulaşamadığı takdirde baskı yapmayın. Dünyanın sonu değil ya, başka bir mesleğe yönlendirebilir enerjini ve yeteneklerini bu alanda değerlendirebilirsiniz.