M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Önemli Sorular

Önemli Sorular

Ülkemizde medya hürriyeti yok mu? Var... Lakin gerçekler bütün çıplaklığıyla yazılmıyor, halka duyurulmuyor, neler olup bittiği bildirilmiyor.

Ülkemizde sansür var mı?.. Resmen, kanunen yok ama gizli bir sansür sistemi işletiliyor.

Kemalistlerin ve laiklerin kendi sansürleri var... İslamcıların kendi sansürleri...

İktidar taraftarlarının... Muhaliflerin... Herkesin... Her kesimin kendi sansürü.

Gerçeklerin yazılmaması, söylenmemesi, duyurulmaması sadece bu sansürlerden midir?.. Hayır... Kültürümüz, vicdanımız, ahlakımız gerçekleri iyice anlayıp bilmeye ve bildirmeye yeterli değildir.

Türkiye'nin durumunu ne kadar biliyoruz?.. Herkes kendine göre bir gözlük edinmiş, pembe gözlük takanlar pembe, mavi gözlüklüler mavi, yeşil gözlüklüler yeşil, dumanlı gözlük takanlar kara görüyor.

1912'de, Balkan harbi patlamadan önce de durum böyleydi.

O tarihte, durum iyi bilinmiş ve gereken tedbirler alınmış olsaydı, belki de savaşı ve Rumeliyi kaybetmezdik.

Türkiye yeni bir savaşın eşiğinde mi?.. Evet, Suriye meselesi yüzünden Ortadoğu'da bir savaş patlayabilir ve Türkiye bu yangının içinde kalabilir.

Bu savaşta Türkiye ile İran savaşabilir mi?.. İnşaallah böyle bir felaket olmaz ama olursa büyük can kaybı, yıkım ve tahribat olur.

Türkiye'nin bağımsız bir dış politikası var mıdır?..

Cevap: ABD ve İsrail, Türkiye'yi kendi emelleri ve maksatları için taşeron olarak kullanmak istiyor.

ABD ve AB Türkiyeye hangi rolü vermiştir?

Cevap: Ülkemizdeki bozuk sistemi/düzeni İslam dünyasına model ve örnek olarak gösteriyorlar.

İslam dünyası bunu kabul eder mi?.. Büyük çoğunluğuyla kabul etmez.

Şu anda en büyük iç tehlike nedir?

İktidarın altının oyularak sivil bir darbe yapılmasıdır.

Mevcut AKP iktidarı güçleniyor mu, yoksa kan mı kaybediyor?.. Oy bakımından güçleniyor. Şu anda seçim yapılsa, belki de yüzde 55 oy alır.

Halkın AKP'ye olan güvenin sebebi nedir?

Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) "Siz ne halde iseniz, o şekilde idare olunursunuz" buyurmuştur.

Türkiye halkının yüzde 99'u Müslüman mıdır? Hayır... Bu nispet yüzde 90 olabilir.

Bu yüzde doksanı dinen, itikaden, Müslüman mıdır?

Cevap: Bir kısmı gerçekten Müslümandır, bir kısmı ise sosyolojik kimlik olarak Müslüman.

Bir kısmı musalli Müslüman, bir kısmı musalla Müslümanı.

İki kimlikli Müslümanlar var mıdır? Vardır: Kripto Yahudiler, Kripto Hıristiyanlar.

Nasıl oluyor bu iş?.. Uzun hikayedir, karmaşık bir konudur, anlatılması zordur.

Kürt meselesi ne olacak?.. Kürt meselesi gibi görünen, aslında Ermeni meselesidir.

Ermeniler ne istiyor:

Büyük Ermenistan istiyor.

Bunun için Türkiye'nin parçalanması gerekiyor.

Kürtlerin çoğunluk olduğu bölgeler ya bağımsız olmalıdır, yahut özerk. Daha sonra oralara Ermeni nüfus ithal edilecektir.

Önemli husus: Sahnede Türk ve Müslüman isimleri ile arz-ı endam eden nice aktör (şarkıcı, türkücü, politikacı, gazeteci, yazar, sanatkar, fikir adamları, hatta bazı dinde reformcular, bazı diyalogçular) Ermeni kökenlidir.

Sabataycıları ve diğer Kripto Yahudileri de unutmayalım.

İki kimlikli olmak, dıştan Müslüman görünüp, içte başka dini ve kimliği olmak ayıp değil midir?

Ayıbı mayıbı bırakalım da bu realiteyi kabul edelim ve adam gibi inceleyim, araştıralım, gün ışığına çıkartalım.

Bir soru:

İslam ile İslamcılık aynı şey midir, özdeş midir?

Kesinlikle değildir. İslam ilahî dindir. İslamcılık bir ideolojidir.

İslamcılık İslam'a zarar veriyor mu?

Cevap: Bence veriyor. Hem de çok...

Türkiye'de din sömürüsü var mıdır?

Cevap: Vardır...

Din sömürücüleri ne yapıyor?.. İslam'a ve Müslümanlara hizmet eder gibi görünerek dini ve Ümmeti yıkıyor, dinamitliyor.

Müslümanlar siyaset yapamaz mı?.. Yapabilirler ama bir şartla: Siyasete bir ceket ile girerse, on sene hizmetten sonra yine bir ceketle ayrılacak. Hattâ bazen o ceketi de kaybetmiş olacak.

Din,iman, Kur'an hizmetlerini şahsî zenginliğe ve nüfuza, prestije, üne, alkışa âlet edenlere ne dersiniz?...

Onlar hain, merdut ve mel'undur.

Müslümanlar bugünkü kültürleri, ilimleri, ahlakları ile kurtulabilir mi?

Kurtulamazlar.

Öyleyse ne yapmaları gerekir?

Vasıflı, güçlü, üstün, uyanık, şuurlu, ahlaklı, faziletli, bilge, muhlis Müslüman statüsüne yükselmeleri gerekir.

Bunun için yapılması gereken ilk iş nedir?

Bütün Ehl-i Sünnet Müslümanlarının başlarına bir İmam-ı Kebir (veya Emîrülmü'minîn) seçmeleri, bu zata biat ve itaat etmeleri gerekir.

Müslümanlar bu işi yapmazlarsa?..

Siyonistler ve Haçlılar, kendi işlerine gelen bir kimseyi Müslümanların başına sahte bir Halife olarak geçireceklerdir.

* (İkinci yazı)

Cadı Kazanı ve Şiîlik Faaliyetleri

Âşâyiş berkemâl diyenlere aldanmayınız. Ülkemiz şu anda bir cadı kazanı gibi fokurdamaktadır. PKK (Ermeni) terörü devam ediyor. Çeşitli yerlerde bombalar patlıyor. Dış güçler ve içteki yardakçıları etnik gruplar arasına girip fitne ve fesat tohumları ekiyor.

Hatay ilimizi, hele Antakya'yı çok severim. İmkanım olsa sık sık Antakyaya gitmek, hatta senenin bir kısmını orada geçirmek isterim.

Antakya, Lozan andlaşmasına tâbi olmadığı için orada çok canlı bir çeşitlilik vardır. Türkmenler, Hıristiyan Araplar (Mârunîler vs), Ermeniler, Kürtler, Çerkesler, Nuseyrîler, Yahudiler ve daha başka cemaat (Osmanlı tâbiriyle millet) orada birlikte yaşarlar.

Nuseyrî vatandaşlarımızdan bir kısmı Suriye'deki Nuseryî azınlık iktidarını destelemektedir. Hattâ bir rivayete göre iki bin beş yüz Türkiye Nuseyrîsi Suriyeye geçerek rejimin hizmetine girmiş.

Suriye'den kaçarak Türkiyeye sığınmış Sünnî Müslyümanların kamplardaki durumları parlak değilmiş. Bizim Nuseyrîler onlara pek iyi gözle bakmıyormuş.

İran Şiî uleması eskiden Nuseyrîliği İslamî bir fırka olarak kabul etmezdi. Sonra siyasî maksatlarla onları da Müslüman kabul ettiler.

Adana Nuseyrîlerinden bir kısmının Sünnîleştiklerini ve namaza başladıklarını biliyorum.

Suriyedeki durum yüzünden bir Ortadoğu savaşı patlayabilir ve ardından üçüncü dünya savaşı olarak genişleyebilir mi? Kâhin değilim ama havada savaş kokuları var. Tam tam sesleri geliyor kulaklarıma.

Bir tarafta İran ve Şiî dünyası, öbür tarafta Türkiye, Suudî Arabistan, Körfez ülkeleri ve ABD.

Suriye yüzünden çıkacak bir savaş Büyük Ortadoğu Projesi'nin hayata geçirilmesini kolaylaştıracaktır.

Sünnî Müslümanlar bu tuzağa düşerler mi?

Çok kolay düşerler... Vaktiyle İran ve İrak sekiz yıl boyunca savaşmadılar mı?

Osmanlı devleti Şiî İranla asırlar boyu savaşmamış olsaydı, bütün gücüyle Avrupa'ya yüklenecek ve Tevhid bayrağını çok uzak iklimlerde dalgalandırabilecekti.

Türkiyenin laik hükümetinin İran'daki yirmi milyon Sünnî için ne yaptığını bilmiyorum ama İran Şiî rejiminin Anadoludaki faaliyetlerinin bir kısmından haberim var.

Alevîleri Şiî yapmak istiyorlar.

Bir kısım tarikatlara el atmışlardır.

Seyyid ve Şerif ailelerini çekmeye çalışıyorlar.

Günümüzde Sünnî Müslümanlar, Şiîler kadar uyanık ve aktif değil.

İran devleti, Osmanlılarla yaptığı bir anlaşma ile Tahran'da bir Sünnî camii yapımına izin vermişti ve bu cami yapılmış, ibadete açılmıştı. Sonra kapandı, şu anda Şiî İslam Cumhuriyeti'nin başkentinde bir tek Sünnî camii yok. Aynı andlaşma ile Sünnî Osmanlı İslam devleti İstanbul'da bir Şiî camii açılmasına izin vermişti, o ise açık duruyor. Ülkemizdeki Şiî camileri hızla çoğalıyor. Bu gibi işlerde mütekabiliyet olması gerekmez mi?

Türkiye'deki Şiî faaliyetleri konusundaki nadir uzmanlardan biri, merhum Sadreddin Yüksel hocaefendinin mahdumu Müfid Yüksek beydir. Hükümetimiz ondan bir rapor istese ne iyi olur.

Ülkemizde çok güçlü cemaatler, tarikatlar, İslamî baskı grupları var ama onların en az onunun başkanlarını yılda bir kere bile bir çay sohbetinde bir araya toplayamazsınız. Hepsi mutlak bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir ve birbirleriyle buluşup konuşup müzakere etmezler, birlikte hareket etmek için bir plan ve program yapmazlar.

İnşaallah Ortadoğuda bir Sünnî-Şiî savaşı çıkmaz.

13.04.2012

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi