Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

28 Şubat’ı doğru anlamak için birkaç önemli kaynak

28 Şubat’ı doğru anlamak için birkaç önemli kaynak

Bugün akşam Çay Tv’de 28 Şubat’ı konuşacağız.. Programda kimler var söyleyeyim: Ankara’dan Mehmet Elkatmış katılıyor.. O dönemin en önemli tanıklarından biri. Hem Refah Partisi, hem de AK Parti dönemini kapsayan önemli bilgilere sahip.. Hele şu iddianame kabul edilsin, bu konuyu ASDER’le ayrıca konuşmak gerek..

Bir diğer konuk DYP’den, eski Kayseri milletvekili Osman Çilsal.

Aslında 28 Şubat’ta ne olduğunu daha iyi anlamak için size iki kaynak söyleyeyim. Birisi, Çay Tv’deki programa konuk olarak katılacak olan Abdurrahman Babacan’ın hazırladığı, geçtiğimiz günlerde Pınar yayınları arasında çıkan, ders kitabı boyutlarında 3 ciltlik “Bin Yılın Sonu: 28 Şubat Süreklilik ve Kopuş” isimli kitap.. Bir derleme aslında ve tam 1700 sayfa..

Bir başka kaynak da www.kontrgerilla.com. Burada tüm darbelerle ilgili 20 yıllık bir arşiv bulacaksınız ve tabi Abdullah Harun’un yorumlarını da.. Hemen hemen bütün iddianameler var burada. Derin devlet ve darbelerin arşivi tutulmuş..

Bana kalırsa 28 Şubat, ardından gelecek Muhsin Yazıcıoğlu davaları ile çok yeni ve şok edici bilgilere ulaşacağız.. Bu iki dava Ergenekon ve Balyoz’dan daha önemli..

Yazıcıoğlu davası nereden başlayacak bilmiyorum ama, suikasta uzanan yol, Refahyol’un kurulma hazırlıklarının yapıldığı günden başlar.. Yazıcıoğlu Çatlı ile de ilgili idi, Refahyol ile de.. “Türkiye Suriye de olmayacak” derken, aslında Ergenekonculara bir cevaptı bu söz. AK Parti’nin kurulma aşamasında da Yazıcıoğlu aktifti.. Ergenekon ve Balyoz davaları açıldığında da.. Diyeceğim o ki, Yazıcıoğlu suikastı Susurluk ve 28 Şubat’la da bağlantılı, Ergenekon ve Balyoz davası ile de..

Ergenekon ve Balyoz, İstanbul merkezli iki dava ve olay 1. Ordu’da geçiyor.. 28 Şubat Ankara merkezli ve olay yeri Genelkurmay..

Muhsin Yazıcıoğlu suikastı Maraş’ta gerçekleşse ve davaya Malatya baksa da, aslında planın tüm ayrıntıları Ankara’da saklı.. Malatya savcısının Ankara’da bir ofis açıp, uzun süre orada çalışması gerekebilir..

Bana kalırsa, Ergenekon, Balyoz, 28 Şubat, KCK, Yazıcıoğlu davasının savcıları bir araya gelip, sözkonusu davalarla ilgili asimetrik bir sorgulama, istişare yapmalılar.. Çünki bunların hepsi arasında bir kan bağı var..

Bu döneme ilişkin hatıralar, TBMM Araştırma Komisyonu raporlarının da titizlikle incelenmiş olması gerekir..

Burada aslında çok önemli bir kuruma dikkat çekmek istiyorum. O da ASDER. Adaleti Savunanlar Derneği..

ASDER 28 Şubat “mağdurları”nın kurduğu bir dernek ama, soylu bir çıkış yaparak, “mağduriyet”i öne çıkarmadılar. Mağdur edilen sadece bir grub subay değil, bütün bir ülke ve halktı.. Onun için de kaybettikleri maddi ve manevi değerlerden yola çıkmadılar ve “Adalet İstiyoruz” dediler. Sadece kendileri için değil herkes için!

Tanrıverdi’nin buradaki rolü, duruşu önemli.. Doğru olan yaklaşım da bu.. Sadece intikam almak değil, adaleti savunmak..

ASDER üyeleri, dönemin yaşayan tanıklarıdır.. Onlar o dönemde ağır bir bedel ödediler ve buna rağmen taşkınlık yapmadılar ve ülkeye zarar verecek bir tutum içine girmedikleri gibi, asker düşmanlığı da yapmadılar..

Bugün bu subayların bir kısmı, bu süreçte kazandıkları tecrübelerle, özgürleşen İslam ülkelerine savunma danışmanlığı yapıyorlar.. Bir bakıma iş döndü dolaştı, hayra vesile oldu. Darbe yapmayacak, halkına sadakatla bağlı bir ordu nasıl olur, savunma nasıl olur, dışa bağımlı olmaktan nasıl kurtulur, onu öğretiyorlar.. “Onların yaşamak zorunda kaldıkları güçlükler, kendinden sonrakiler için bir baht kaynağına dönüştü.”

28 Şubat soruşturmasında aslında son sözü Astsubaylar söyleyecek. Operasyonlara ilişkin en fazla bilgi onlarda.. Birileri artık bu işin geri dönüşü olmadığını görmeli. Çevik Bir ya da birtakım paşalar için yolun sonu. Her biri “kendileri himmete muhtaç bir dede, nerde ki gayrıya himmet ede”.

Bu arada İmam Hatip Okulları ve diğer liselerdeki, fişlemelerde ajan gibi çalıştırılan ve bu işi darbeci bir anlayışla askeri komiserliğe dönüştüren Milli Güvenlik hocaları hakkında da okul aile dernekleri suç duyurularında bulunabilirler..

Bu işin askerle başladığını, ama askerle bitmediğini bilelim.. Media, Mafia, sermaye, siyaset, bürokrasi, STK, oda, dernek, vakıf, birlik, koop, sendika, sağ-sol, Alevi-Sünni, şeyh-fahişe... Herkes var..

Selâm ve dua ile..




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi