Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Çocuklar ve hayvanlar

Çocuklar ve hayvanlar

Bir kediyi dört yaşında bir oğlanın elinden zor kurtardım.
Gariptir, hayvan onun çocuk olduğunu bilip zarar vermekten kaçınıyor, tırnaklarını çıkarmamak için direniyordu sanki...
Ama oğlana bıraksak oracıkta boğazlayacaktı kediyi!
Annesi, umursamaz bir tavırla "çocuk işte, aldırmayın!" dedi.
Sonra oğlunun elinden tutup kendine çekerken kediye de bir tekme savurdu.
Annenin zihninden geçenlere bakarsak...
Küçük oğlunun şimdiden öğrenip tecrübe ettiği "üstünlerin şiddeti"nin yanında çelimsiz bir sokak kedisinin lafı edilmeye bile değmezdi.

***

Çocuklarımızı seviyoruz.
Ama çocuklarımızın dünyayı, çevrelerini, insanları ve hayvanları sevip sevmediğiyle pek ilgilenmiyoruz.
Oysa çocukların özellikle hayvanlarla kurdukları ilişkiyi dikkatle izlememiz gerekir.
Neden mi?
Ne demek istediğimi anlatabilmek için konuya en sert, en abartılı noktasından giriş yapayım...
Jeffrey Dahmer, Ted Bundy, Andrew Cunanan, Albert de Salvo, David Berkowitz...
Bu isimleri tanıyor musunuz? Belki kimi Hollywood filmlerinden veya tv belgesellerinden kulağınıza çalınmıştır.
Bu adamlar Amerikan suç tarihinin en korkunç seri katilleri...
Farklı hayat öyküleri, farklı suç işleme teknikleri var.
Fakat hepsinin çocukluklarında ortak bir noktası var: Hayvanlara çok fena eziyet etmişler. Can acıtma zevkini ve ölümü ilk hayvanlar üzerinde test etmişler.
FBI raporları ve suç psikologları bu gerçeğin üzerinde özellikle duruyorlar.

***

Hayır, efendim! "Hayvanlara eziyet eden çocuklar büyüyünce seri katil olurlar" falan demiyorum.
Sadece çocukların hayvanlarla ilişkisinin hiç hafife alınacak şey olmadığını anlatmaya çalışıyorum.
Hayvana eziyet "çocukça" bir şey değil! Masum, hiç değil!
Gelişmiş ülkelerde uzmanlar açık açık uyarmaya başladılar: Eğer zihinsel özür veya akıl sağlığı ile ilgili bir durum yoksa, hayvanlara kötü davranan bir çocuğun evinde ya kendisine, ya kardeşine, ya da annesine kötü davranılıyordur.


***

Bütün bunlar da bir yana...
İstiyorum ki, çocuklarımız hayvanları sadece bir süs veya korku nesnesi gibi algılamasınlar.
Hayatımızın hem maddi hem de manevi zenginliğinde bütün canlıların payı var.
Bilmeliyiz ki, hayatı güzelleştirmenin ilk adımları dilsiz bitkileri, güçsüz hayvanları sevip bağlanmaktan geçiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haşmet Babaoğlu Arşivi