Resul Tosun

Resul Tosun

Yangını söndürmek için izin mi lazım?

Yangını söndürmek için izin mi lazım?

İslam dünyasının ne zamana kadar emperyalist güçlerin güdümündeki uluslararası örgütlerden merhamet dilenecekleri belli değil.

Birleşmiş Milletler, Güvenlik Konseyi ve NATO gibi oluşumlar hak ve adalet esası yerine güç ve menfaat ilkeleriyle hareket ediyor.

Mesela BM bir karar alıyor, eğer bu karar İran gibi bir İslam ülkesi aleyhindeyse yeri göğü inletiyorlar. BM kararına uyulmadı diye; eğer benzer karar İsrail gibi bir ülke aleyhindeyse uyulmadığı zaman yaprak kıpırdamıyor.

Yani BM de Güvenlik Konseyi de kimi güçlerin çıkarlarını koruyan mekanizmadan öteye çoğu kez geçemiyor.

İran üzerindeki baskıyı ve İsrail'in uymadığı BM kararları karşısındaki sessizliği hatırlamamız yeterlidir.

İslam ülkeleri bu çifte standart karşısında acizdir maalesef.

İslam Konferansı Teşkilatı İhsanoğlu'ndan sonra hayli ilerleme kaydetti, ismi bile İslam İşbirliği Teşkilatı oldu, lakin bu işbirliğinin mevcut sorunları çözmede yeterli olmadığını da maalesef gözlemliyoruz.

İşte önümüzde 14 aydır duran Suriye sorunu. Çözümü hâlâ BM'den ve Kofi Annan'dan beklemekteyiz ve her geçen gün onlarca insanın katledilmesini canlı yayınlarda seyrediyoruz.

İnsanlar ölüyor. Biraz empati yapın, ekmek almaya giden çocuğunuzun öldürüldüğünü, namaza giden dedenizin bombalandığını, işe giden babanızın eve dönmediğini, çamaşır asan annenizin kanlar içinde yattığını düşünün.

Komşunun evinde bir yangın çıkmış siz söndüremiyorsunuz. BM'nin Güvenlik Konseyi'nin icazetini bekliyorsunuz. Oysa yangın giderek büyüyor ve ölü sayısı artıyor.

Suriye'de böyle bir yangın var ve komşular bu yangını söndürmek için izin bekliyorlar.

Birileri Suriye'deki sivilleri koruma niyetini Suriye halkına savaş açmak gibi bir mugalata ile yorumlayıp halkın öldürülmesine iştirak ediyorlar.

Komşu ülkelerin akan kanı durdurmak veya sivilleri korumak için atacağı adımın Suriye halkına harp açmak değil Suriye halkını harpten korumak olacağını görmezden geliyorlar.

Suriye'nin dostları da yangına müdahale etmeyerek masumların ölmesine sessiz kalıyorlar.

Müdahaleden maksadım masum halkı himayedir.

Böylesi bir himayeye acilen ihtiyaç vardır. Suudi Arabistan, Katar, Körfez ülkeleri Türkiye ve diğer bölge ülkelerinin askerlerinden oluşacak bir Barış Gücü'nün sivilleri himaye ve insani yardım ulaştırılması için mutlaka devreye girmesi gerekiyor.

Özel Temsilci Kofi Annan'ın planının uygulanması için de mutlaka böyle bir güce ihtiyaç vardır.

Sorunun daha da büyümemesi için böylesi bir güç acilen oluşturulmalı ve soruna bir neşter vurulmalıdır.

Bir insanlık suçu işlenirken, müdahale imkânı olanların seyirci kalmaları da suça iştirakten farksızdır.

En azından tampon bölgeler ve güvenli koridorlar açılarak ilaç ve gıda gibi insani yardımlar ulaştırılmalıdır.

Ne açıktan tehdit edenler ne de el altından zulmü destekleyenlerin böylesi bir girişime itiraz etmeleri mümkün değildir.

Suriye 1974'de Lübnan'da akan kanı nasıl durdurduysa, Suriye'de akan kanı da bölge ülkelerinin oluşturacağı gücün aynı şekilde durdurması gerekir.

Türkiye baskısının ABD'yi Suriye konusunda B planına zorladığı haberleri ne kadar sağlıklı bekleyip göreceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Resul Tosun Arşivi