Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

‘Kim lan o!’

‘Kim lan o!’

Mehmet Esen diye bir “modern meddah” var... Bir ara “Cem Yılmaz’ı ben yetiştirdim, bildiği her şeyi ona ben öğrettim” diye dolanıyordu ortalıkta.

Cem Yılmaz’ın verdiği cevabı biliyor musunuz?

Ben bilmiyordum, Ekşi Sözlük’ten okudum.

Siz de bilin: “Kim lan o! Güya beni yetiştirmiş. Yalaka! Karşıma tek başına çıksın. (....) Onun talebesiymişim. Yok öyle bir şey. Ayrıca kim lan o! Tanıyan var mı içinizde?”

Mehmet Esen-Cem Yılmaz kavgasında taraf olacak değilim.

İki sanatçının atışması...

İlle bir tarafı tutmak zorunda kalsam, “Mehmet Esen” derim...

Haklı olduğunu bildiğim için değil... Cem Yılmaz’ın tepkisini ölçüsüz, ayıp ve nezaket dışı bulduğum için...

Kaldı ki, Mehmet Esen’in haklı olma ihtimali sıfır...

İnternet mecralarından öğreniyoruz ki, sanatçı arkadaşları aleyhinde konuşmayı, başarı ve ün kazanmış kimselere “laf sokmayı” itiyat haline getirmiş.

Bunda kenarda kalmış olmanın payı var mı?

Bilemiyorum ama yine internet mecralarından öğreniyoruz ki, Mehmet Esen “stand-up” işinin duayenlerindenmiş. Güldürürmüş, güldürürken düşündürürmüş, modern zamanlara uyarladığı “meddah geleneğiyle” farklı ve çağdaş bir mizah anlayışının izini sürermiş...

Yine internet mecralarından öğreniyoruz ki, Mehmet Esen’i meslektaşları aleyhinde konuşturan temel saik, gereğince ve yeterince benimsenememiş, benzerlerinden (faraza Cem Yılmaz’dan) önce keşfedilememiş olması imiş...

Bunu da bilemem...

Kendisini sahnede hiç izlemedim. Oyunculuğu ve espri yeteneği hakkında yorum yapacak ne bilgiye, ne çapa, ne de cürete sahibim.

Bir-iki televizyon dizisinde gördüm, o kadar.

Behzat Ç.’de şöyle bir görünüp kaybolmuştu...

Nereye kayboldu, onu da bilmiyorum.

Hatırımda kalan, “mah

viyet” barındıran acıklı bakışları ve “Kesinlikle seçkin ve entelektüel bir sanatçıyla karşı karşıyayız” dedirten “Cihangir usulü” ses tonuydu.

Öyleymiş... Seçkin bir sanatçıymış... Seçkinlerle birlikte olmayı severmiş ve bunu (kendi seçkinliğini teyit ettiği için) bir statü göstergesi sayarmış. Üstelik Cihangir’de yaşarmış...

Mesela, bir dönem “dünya güzeli”Azra Akın’la birlikte olmuş.

Bu “birlikteliği” gerekçelendiren açıklaması çok şaşırtmıştı beni... Hani insanın “Nasıl yani?” diye tepki verdiği durumlar vardır ya... Usta komedyen Mehmet Esen bende bu durumu yaratmıştı.

Bakın, niçin Azra Akın’la berabermiş: “Dört dil bilmese, opera sevmese Azra ile işim ne?”

Birazcık tanıtabildim mi bilmiyorum ama Mehmet Esen bu...

Hem seçkin, hem entelektüel, hem de beraberliklerinde “kalite” arayan gusto sahibi bir insan.

Dün bir internet sitesinde gördüm...

Sanatçı arkadaşları aleyhinde konuşmayı itiyat edinmiş Mehmet Esen, bu defa “ezan” polemiğiyle gündeme gelen Yılmaz Erdoğan’a şarlamış. Öyle kaba, öyle çirkin, öyle aşağılayıcı ifadeler kullanıyor ki... Bunları alıntılamayı bile zül sayarım...

En hafifi şu: “Yılmaz Erdoğan Kürt halkının yüz karasıdır...”

Seçkin ve entelektüel bir komedyen olması hasebiyle rahatlıkla “Türk halkının yüz akı” sayacağımız Mehmet Esen, Yılmaz Erdoğan’ın “gelenek, devrimler, resmi ideolojinin din algısı” konusundaki açıklamalarına hangi itirazları geliştiriyor?

Tamam Kürt halkının yüz karasıdır ama bu adam bir şeyler söylüyor...

Mehmet Esen’in bu söylenen şeylerle ilgili yorumu nedir?

İyi mi olmuştur gelenekle bağımızın koparılması?

Resmi ideolojinin din algısı ve dindar tanımlaması gerçeği mi yansıtmaktadır?

Günde beş vakit ezan okunan bir ülkenin filmlerinde ezana önyargıyla bakılması bir “çağdaşlık göstergesi” midir?

Nedir?

Mehmet Esen tahkir ve tezyifi seçerek bize ne anlatmaya çalışıyor?

Hem, nedir bu kalitesizlik?

Hani Yılmaz Erdoğan çıkıp, “Kim lan o!” dese, yeridir.

Bunu dedirtmemek için, Mehmet Esen’in seçkinliğine ve entelektüel kalibresine yakışır “itiraz gerekçeleri” üretip kamuoyuyla paylaşması gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi