Hüseyin Gülerce

Hüseyin Gülerce

Gidiş, yarı başkanlığa mı?

Gidiş, yarı başkanlığa mı?

Yazarlar arada bir "ben yazmıştım" diye nefislerine pay çıkaran hatırlatmalarda bulunurlar.


Benim kaçındığım bir tavır bu. Fakat bugün ben de "yazmıştım" diyeceğim. Bundan üç ay önce, 10 Şubat 2012'de, "MİT, yargı ve yeni anayasa..." başlığı ile şunları yazmıştım:

"Şimdi gelelim, dikkatlerden kaçan en önemli meseleye. Yeni cumhurbaşkanını halk seçecektir. Cumhuriyet tarihinde bu bir ilktir. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı Çankaya'da, daha güçlü bir konumda olacaktır. Acaba yeni anayasa çalışmalarında bu yeni durum dikkate alınmakta mıdır? Şahsen ben böyle bir hazırlığı hiç duymadım. Hâlbuki en başta bu mesele çözülmelidir. Çünkü öncelikle, halkın seçtiği, konumu güçlenmiş cumhurbaşkanının yetki ve görevleri belirlenmelidir. Bu öylesine önemlidir ki, üç temel soruyu cevaplamak zarureti vardır. Yeni anayasada, sistem; 1) Parlamenter sistem mi olacaktır? 2) Yarı başkanlık sistemi mi olacaktır? 3) Başkanlık sistemi mi olacaktır?

Parlamenter sistem korunacak ve güçlendirilecekse, cumhurbaşkanının mevcut yetkileri şimdiki gibi kalsa bile problem çıkacaktır. Bugünkü Anayasa'ya göre, "Cumhurbaşkanı, gerekli gördüğünde Bakanlar Kurulu'na başkanlık etmek ya da Bakanlar Kurulu'nu başkanlığı altında toplantıya çağırmak" yetkisine sahiptir. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı, bu yetkisini her Bakanlar Kurulu toplantısı için kullanırsa ne olacaktır? Yeni anayasada, yarı başkanlık ve başkanlık sistemleri öngörülecekse, bunların ciddi olarak tartışılması gerekmektedir."

İktidar ve muhalefet kanadı, üç ay önce çağrısını yaptığım bu tartışmayı, hiç gündeme getirmedi. Sayın Başbakan, geçen hafta pat diye "tartışalım" deyince, şimdi herkes tartışıyor. Sizce de garip bir durum değil mi? Yönetimle ilgili en önemli tartışmayı baştan beri kimse umursamıyor, yeni anayasa çalışmaları devam ediyor, fakat "yeni anayasada parlamenter sistem mi, başkanlık mı, yarı başkanlık mı olmalı?" konusu gündeme hiç getirilmiyor. Tam, dereyi geçerken atı değiştirelim mi, tartışmasıdır bu...

Tartışma olsun diye mi tartışalım. Yoksa gerçekten parlamenter sistemle ilgili sivil anayasada bir değişiklik mi talep ediliyor şahsen ben karar veremedim. Aslına bakılırsa şu andaki sistem, adı konmamış bir yarı başkanlık sistemidir. Ancak başkan, "başbakan"dır... Şu anda Sayın Başbakan'ın yetkileri ve gücü, yarı başkanlık sistemindeki başkandan daha fazladır. Sayın Başbakan, cumhurbaşkanlığına aday olduğu takdirde bu güç Çankaya'ya taşınacaktır. Yani cumhurbaşkanını halkın seçecek olması, halkın seçtiği ilk cumhurbaşkanının da Sayın Recep Tayyip Erdoğan olması, bugünkü durumu yeni anayasal çerçeveye oturtacaktır. Bu açıdan yeni anayasada cumhurbaşkanının bir-iki yetki daha üstlenmesi, Türkiye'yi otomatikman yarı başkanlık sistemine taşımış olacaktır. Bu iyi mi olur, kötü mü olur? Bunu da halka sormak gerekir. Zaten yeni anayasa referanduma götürülecektir.

Benim gönlüm, küresel bir güç olma yolunda yıldızı parlayan Türkiye'nin önünü tıkamayan, yürütmenin elini ayağını bağlamayan gerçekten demokratik bir sistemden yanadır. Dünyada parlamenter, başkanlık, yarı başkanlık sistemlerinin üçünün de örnekleri var. Sistemin başarısı pek çok faktöre bağlı. Temel mesele, demokrasi kültürünün özümsenmesi, taşların yerine oturması, darbelerin önünün kesilmesidir...

Biz siyasette hemen her tartışmayı, bir kutuplaşmaya/kamplaşmaya çeviriyoruz. Birimizin ak dediğine, birilerimiz kara diyor. Doğruyu bulmak yerine, "onun dediği olmasın" inatlaşması, bizim siyasi karakterimiz haline gelmiş. Meselelere kavga yerine uzlaşma kültürü ile bakabilsek, mahzurlu gibi görünen çözümlerin bile tedbirlerini el birliği ile alarak sıkıntıları asgariye indirebiliriz.

Problem insanda başlıyor, insanda bitiyor. Beklentilerin mahkûmu olmaktan kurtulmak kolay değil. Paylaşmayı esas alan zihniyeti hâkim kılsak, demokrat davranabilsek, ortak akıl her zaman doğru çözümü işaret edecektir...


h.gulerce@zaman.com.tr

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Gülerce Arşivi