Ersoy Dede

Ersoy Dede

Askeri Okullarda 28 Şubat

Askeri Okullarda 28 Şubat

Bilal Okuyucu adında bir gençle tanıştım. İstanbul Üniversitesi Elektrik-Elektronik bölümü öğrencisi..
28 Şubat’la ilgili büyük büyük lafların edildiği bir atmosferde karşı karşıya geldik. YAŞ kararlarıyla (disiplinsizlik ya da kadrosuzluk gerekçesiyle) ordudan atılan subayları konuşuyorduk. Biri re’sen emekli edilenleri hatırlattı. Öyle ya onlar, son düzenlemeden bile yararlanamamış mağdurlardandı. Bir başkası askeri birliklerde görev yapan sivil memurların da bu furyada kıyıma uğradığını söyledi.. Bu da görünmez göze mesela.. Vardır elbet. Ben tanışmadım ama, temizlik (!) yapmakta olan gündelikçi zihniyet, sivil memurları neden affetsin ki?.. (Öyle dedi ya Çevik Bir. ‘temizlik yaptık’ dedi ya, orduda) Bir de şüpheli – Sakıncalı olarak fişlenerek sürgün edilen ve istifaya zorlananlar var. Onların durumu tam komedi. Başarılı hizmetlerinden dolayı art arda taktir belgeleri almışlar, (ne hikmetse) 36 yaşında emekli olmayı tercih etmişler. Nasıl işse bu ?

PEKİ YA SUBAY OLAMAYANLAR?
Hiç birimiz farkında değiliz belki ama bir de askeri okul öğrencilerinin yaşadığı dramlar var.. İşte Bilal onlardan biri.. 1990 doğumlu.. Son derece başarılı, idealist pırıl pırıl bir Türk genci.. 8 yıllık kesintisiz eğitimden sonra sınavlarına girip kazanıyor ve Işıklar Askeri Lisesi’ne kaydoluyor. Liseden dereceyle mezun oluyor. Oradan da beklendiği gibi Harp Okulu’na..

BİLÂL’İN SUÇU NE?
Herşey iyi güzel fakat bu çocuğun bir suçu var. Bu çocuk dindar.. Size daha büyük suçunu söyleyeyim, ailesinde başı örtülü insanlar bile var bu çocuğun..(!) Peki ne yapılacak bu çocuktan? Komutan yapıp da birliklerin başına koyacak değiller herhalde.. Bugün namaz kılan, yarın kim bilir oruç bile tutar.. Hele bir de ileride kapalı bir kızla evlenmeye falan kalkarsa ne yaparız?.. Demek oluyor ki bu çocuk mezun olduğunda askeriye için hayırlı bir subay olmayacak. Dolayısıyla mezun olmasının da çok bir anlamı yok. Bu düşüncelerle yol yakınken Bilal’den kurtulmaya karar veren sistem, sinsi planını uygulamaya koyulur. Kurtulmak lazım geldiğine kanaat getiriyorlar ve Bilal’le ilgili plan yapmaya başlıyorlar..

28 ŞUBAT KAÇ YIL SÜRECEK?
Bilal ile ilgili operasyonun yapıldığı yılları da hatırlatmakta yarar var.. Hangi yıllar gibi geliyor size?.. 1997 mi? 1995 mi? 28 Şubat yılları mı? Yanıldınız.. 2011.. Geçen yıl.. Yani (Çevik Bir’in tabiriyle söylemek gerekirse) ordudaki o temizlik hâlâ daha devam ediyor.. Neyse Bilal, tıpkı Işıklar Askeri Lisesi’nde olduğu gibi Harp Okulu’nda da son derece başarılı bir öğrenci profili çiziyor. Dersleri zaten çok iyi ama asıl önemlisi disiplin notları çok yüksek. Ve o güne kadar hiç düşmemiş.. Ancak nasıl olmuşsa, o güne kadar 100 civarı olan disiplin notları bir-iki haftanın içinde sıfıra kadar düşüyor. Yani istenen disiplinsiz öğrenci bizzat okul yönetimi tarafından oluşturulmuş oluyor. Sonra da öğrenciyle pazarlığa oturuluyor. Fiziksel olarak öyle olmasa bile, yaratılan psikolojik baskı ortamı bunu ister istemez doğuruyor. Bir insanın iş yerinde ya da okulda baskı altında olduğunu hissetmesi ya da düşünmesi, o kişinin baskı altında olduğunun kanıtı sayılmalı bence. Zira bunu “ispat et” dediğiniz zaman ispatı yok. Son durumda, Ya disiplinsizlikten okuldan atılacak ya da kendi isteğiyle okuldan ayrılacak. Her iki durumda da 50 küsur bin TL tutarındaki maddi tazminat hükmünün altına giriyor nasıl olsa. Bilal yine de şanslı.. Bazılarını, kamuda bile çalışmasına yasak koyan hükümlerle atıyorlar okuldan. O şimdi aftan yararlanıp, YÖK tarafından İstanbul Üniversitesi’ne yerleştirilmiş durumda. Aynı şekilde çok başarılı. Geleceği de çok parlak. Ödemekle yükümlü olduğu 50 küsur milyarlık tazminat duruyor. Elbet bir gün ödeyecek. “28 Şubat bitti” diyenleri ise, askeri okullara bakmaya davet ediyor.. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi