Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Biz hepimiz İsrafiliz!

Biz hepimiz İsrafiliz!

Herkes kendi istikametinin yollarına o taşları kendisi döşer. Herkes kendi cennetine kendi sırtında taşır tuğlaları ve herkes kendi suruna kendisi üfler..

Aslında biz İsrafil’in, Azrail’in “iş ortağı” gibiyiz.

Maneviyatı çok ihmal ettik. Bardakoğlu da geçen gün onu söylüyordu, “Ulema dünyevîleşti” diyordu!

Bu kendi başına mı oldu? Peki benim hiç mi sorumluluğum yok bu işin içinde?..

Görevimiz durum tespiti yapmak değil; sebeplerini ve sonuçlarını sorgularken, kendi sorumluluklarımızı da sorgulamak gerek.

İktidar ve serveti, makam ve mevkiyi öylesine gözümüze yaklaştırdık ki; arkasında bir ormanı kaybettik..

Dün başımızın belası “laiklik” idi, bugün “sekülarizm”.. Yani “dünyevîleşme” tehlikesi.

Tamam “kadınlar dövülmesin” de ruhu mecazi anlamda katledilenlerin, bedenleri metaya indirgenerek cehennem odunu yapılmaya çalışılan bedenlerin ızdırabı ne olacak?

Servet ve iktidar dönüştürür.. Öncelikle de ona sahip olanları. Oysa onlar; insanları, toplumu, dünyayı dönüştürmek için isterler..

Şeriatı ne de çabuk unutuyoruz. Bürokratın şeriatı “mevzuat” oluyor. Onunla hükmediyor. Onunla toplumu terbiye etmeye çalışıyor. Oysa bu meşru değil. Bugünkü beğenmediğimiz Anayasa’nın 90. maddesi bile, uluslararası sözleşmelere atıfta bulunarak kamu yararı, devletin varlık ve meşruiyeti gibi bu sözleşmelerle korunan haklara vurgu yaparak, bu değerlere aykırı yorum bile yapılamayacağını söylemesine rağmen, bizim bürokratlar kanun teknisyeni gibi çalışıyorlar. Hatta yetmiyor, mevzuat yığını içinden kendi akıllarınca kendi yorumlarını kanun namına dayatmaya çalışıyorlar.

Kanunların da ruhu vardır! Hukuka uymayan kanun suç aletidir..

Hukuk devleti olmak marifet, yoksa tek başına kanun devleti olmak değil.. Hitler’in de, Stalin’in de, Firavun’un da yasaları vardı!

Keşke her şeyi yasalarla düzenlemek gibi bir hastalıktan vazgeçsek.. Bir ülkede ne kadar çok yasa varsa özgürlükler o kadar azdır.. Aslolan mübahattır!

Sonuçta herkes layık olduğu gibi idare olunacak.. İnsanlar heva ve heveslerinin peşinden giderlerse, yasa koyucu olan Allah’ın yasalarını dinlemez ve elçilerini taşlarlarsa, helak olacaklardır..

Lut kavmi, demokrat olsa ne yazar.. Ya da Hz. Nuh kavmi, Hz. Salih kavmi..

Yakub Aleyhisselam’ın çocukları kendi aralarında oylama yaptılar ve Yusuf’u kuyuya atma kararı veriler, hem de yüzde 90 çoğunlukla.

Demokrasi, modern zamanların mehdisi mi olacak sanıyorsunuz?.. İşte Batı demokrasisi, “tarihin sonu” diye gururlandığı bir zamanda nasıl da yıkılmaya başladı görüyorsunuz.

Bizler tarihin yaşayan tanıklarıyız.. Faşizm yıkılalı yarım asrı geçti. Komünizm yıkılalı nerede ise çeyrek asır olacak.. Şimdi kapitalizmin yıkılışına tanık oluyoruz.. Arap baharı, paslanmış, çürük prangaların kırılması ile özgürleşen bir halkın çığlığıdır..

Batı bugün “kendisi himmete muhtaç bir dede”. Başkasına himmet etmesi mümkün değil.

Koca Batı, Yunanistan’ı bile kurtarmaktan aciz..

Taşlar yerinden oynadı bir kere.. Babil yıkıldığı gibi “Sodom Gomore” de yıkılacak.. Roma da! Batı Roma çökerken, Doğu Roma’nın yükselişini görüyoruz. Ama dilerim bu süreçte, Batı’yı öldüren zehrin tiryakisi biz olmayız.. Onların zevki, çatışmacı kültürünün mirasçıları biz olmayız..

Şeytan için Doğu da, Batı da birdir.. Zulmün Batı dilindeki, Doğu dilindeki karşılığı da zulümdür..

Adaletten, barıştan yana bir düzen teklif ettiğinizde siz bunu herkesin kabul edeceğini mi sanıyorsunuz?.. Peygamberler tarihine bakın.. Hz. Ali dönemine bakın..

Peygamberlerin dahi kurtarıcı gücü yok ki; liderlerin, örgütlerin, ideolojilerin olsun.. Şeyhlerin, tarikatlerin böyle bir gücü olsun.. Onlar, insanların kurtuluşu için Hakk’ın ipine tutunmaya çalışırlar. Ama sonuçta herkes layık olduğu gibi idare olunur.

Allah, cahil ve zalim bir topluluğa hidayet nasip etmeyecektir.. Biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmedikçe, bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir.. O bizi mallarımızla, canlarımızla ve sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir..

Ve biz dün laiklikle, bugün sekülarizmle imtihan oluyoruz.. Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi