Faruk Köse

Faruk Köse

CHP’nin din sicili

CHP’nin din sicili

CHP’nin, kurulduğu günden itibaren “din”e, “İslâm”a karşı durduğunu, bugüne kadar da bu karşı duruşundan vazgeçmediğini görüyoruz.
Bu tutumuna dikkat çektiğim 1 Nisan tarihli yazımda, yazının asıl konusunun CHP’nin “din sicili” olmadığını söylemiş, başka bir yazıda buna değineceğime söz vermiştim. Şimdi sözümü tutuyor, kurulduğu 9 Eylül 1923’ten 14 Mayıs 1950’ye kadar kesintisiz 27 yıl tek parti olarak iktidarda kalan CHP’nin, bu iktidar süresi içindeki “din sicili”ne dair örneklerin yer aldığı kısa bir liste sunuyorum.
Müslümanların birlik ve beraberliğinin, dinî otoritenin gereği olan Hilafet’i kaldırdı. Ülkeyi İslâmî düzenden lâik-seküler düzene itekledi.
Anayasa’dan, “Türkiye Devleti’nin dini, Din-i İslâmdır” ve “Büyük Millet Meclisi ahkâmı şer’iyenin tenfizi, ... gibi vezaifi bizzat kendi ifa eder” hükümlerini kaldırdı. İslâm’a hayat hakkı tanımayan “laiklik”i Anayasa’nın değişmez maddesi yaparak inanç ve ibadetler üzerine baskı kurdu. “Şeriat ve Vakıflar Bakanlığı”nı kaldırarak İslâmî hükümleri yönetimden, İslâm’ı siyasetten uzaklaştırdı. Medeni Kanun, Ceza Kanunu ve Ticaret Kanunu başta olmak üzere, İslâm hukukuna göre yapılmış yasaları kaldırarak yerine Avrupa’dan tercüme edilen yasaları getirdi. İslâmî vergi ve iktisat sistemini iptal etti. Milletvekillerinin yemin metninden “Allah” lafzını çıkardı. Parti tüzüğünü devlet felsefesi ve devletin ana nizamnamesi haline getirdi. Partinin cumhuriyetçi, halkçı, ulusçu olduğu ve devletle dinin kesin olarak birbirinden ayrılması anlayışını herkese dayattı.
İslâm’da doğrudan reform yapmak istedi, “dini ıslah” çalışmaları başlattı, dolaylı reformları dayattı. Ezan’ı “Allahu ekber”den “Tanrı uludur”a çevirdi. İbadet dilini ve hutbeyi Türkçeleştirmek için çalışma başlattı. Sazlı-sözlü Kur’an ve Mevlid seansları tertip etti. Camilerde Türkçe Kur’an okumaları başlattı. Avrupalılar sünnet olmuyor diye çocukların sünnet olmasını yasaklamaya kalkıştı. İslâmî ibadetleri zamana uydurma projelerini destekledi. Eğitimin lâikleşmesini sağlayan Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nu çıkardı. İslâmî eğitim sistemini kaldırarak Batı modelini esas alan eğitim sistemini getirdi. Dinî tahsilin yapıldığı medreseleri kapattı. Halkın dinî kaynaklardan uzaklaşmasını sağlayan yazı ve dil değişikliğini yaptı. Cumhuriyetçi ve inkılapçı vaizler yetiştirilmesi projesini devreye soktu. Müslüman öğrencilerin Hıristiyanlaştırılması çalışmalarına göz yumdu. Arapça yazılı bütün kitapları, Elifba cüzlerini bile yasakladı. Cami içinde bile dinîhayata izin vermedi.
İslâmî kültür ve gelenekleri kökünden yıktı, yerine yeni bir hayat tarzı getirdi. İslâmî kılık-kıyafeti yasakladı. Dinî anlam içeren ünvanları kaldırdı. Latin harflerini zorunlu kılarak halkın İslâmî geçmişiyle olan bağlarını kopardı, bütün ülkeyi bir gecede cehalete sürükledi, yerine dinden kopuk yeni bir toplum inşa etti. Tarihi inkâr ve karalama kampanyalarıyla, Türklerin tarihini Cumhuriyet’in ilanından ibaret sayan bir temele oturttu. Böylece Türklerin İslâmî geçmişlerinin silinip atılmasıyla yeni bir uyduruk ve gerçek dışı tarih oluşturdu. Doğruları öğretmesi gereken tarihi, yalanlar külliyatına dönüştürdü.
Ülkede yaşayan toplumları bir arada tutan bağ olarak İslâm’ın yerine kemalist ideolojiyi ikame etti. Ulusçuluğu önceledi, katı milliyetçiliği devlet sistemi haline getirerek ülkede yaşayan toplumlar arasında ayrışmanın temellerini attı. “Derin yapılar”a zemin hazırladı.
Binlerce cami, mescid ve zâviyeyi kapattı, sattı; vakıf varlıklarının talan edilmesini sağladı. Kimi camiler ahır, depo, tuvalet olarak kullanıldı. Dinamitle yıkılan türbeler oldu. İstiklâl Mahkemeleri’ni kurdu, binlerce İslâm âlimini idam ettirdi. İnkılapları yerleştirmek için, hocaların, suç işlemiş olmasına gerek olmaksızın, sırf hoca olması gerekçesiyle idam edilmesini önerdi. Din görevlilerinin cezalandırılması için ihbarlarda bulundu. Hocaları karalamak için iftira kampanyaları düzenledi, yapılan kampanyalara destek verdi. Din görevlilerine maddi-manevi zulümler yapılan bir ortam oluşturdu. Bugün adını bile bilmediğimiz Buharihan, Müslimhan, Mesabihhan, Şifahan, Şemailhan, Kafian, Hafizan, Aşır-Han, Sûre-Han, Cüz-Han, Devir(Hatim)-Han gibi dinî hizmetleri kaldırdı.
İslâmî takvimi kaldırarak Batı takvimini getirdi. Müslümanların tatil ve ibadet günü olan Cuma’yı çalışma günü yaptı, yerine Yahudilerin ve Hıristiyanların ibadet ve tatil günü olan Cumartesi ve Pazar’ı getirdi. Türkçe’ye girmiş Arapça ve Farsça kelimeleri iptal ederek, yerine Fransızca kelimelerin okunuşunu bire bir aldı. Böylece insanların yakın geçmişini bile anlamalarını önledi. Halkevleri ile, Köy Enstitüleri ile özünden kopuk, aslına yabancı bir nesil yetiştirdi.
Dindarların hak ve özgürlüklerine dair her mevzuata karşı çıktı, her hakkı iptal etti. Hıyanet-i Vataniye ve Takrir-i Sükun gibi kanunlarla özellikle dindar toplumu katı bir baskı altına aldı. Sanki İslâm’a karşı savaşı varlık sebebi saymıştı.
... Ve daha niceleri... Böyle bir CHP’den ne hayır gelir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Köse Arşivi