Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Böyle bankacılık olmaz olsun

Böyle bankacılık olmaz olsun

Sert bir giriş oldu değil mi? Emin olun anlı şanlı bazı bankaların uygulamaları bu tepkiyi, hatta daha fazlasını hak ediyor. İnsanların neden artık “banka” ve “bankacı” terimlerinden tiksinir hale geldiğini ciddi ciddi sorgulamamız gerekiyor. Bu sektörde yer aldığını bildiğim, oyunu kurallarına göre oynayan, olması gereken şekilde etik bankacılık yapmaya çalışan insanların ve kurumların da en büyük arzusu budur emin olun. Ama maalesef yakinen bildiğim sektörde öyle ahlaksızca çalışan bankalar var ki artık birilerinin bunlara dur demesinin zamanı geçti bile.

Türkiye’nin en büyük ilk 10 özel mevduat bankasından birinde çalışan bir arkadaşımla hasbihal ettik geçenlerde. İşinden, müşterilerden, çalışma koşullarından bahsederken bankacı arkadaşım “her şey bir yana, artık hırsızlık yapmaya takatim kalmadı, daha ne kadar dayanabileceğim bilmiyorum” deyiverdi. Hırsızlıktan kastı genel müdürlük tarafından tevdi edilen satış hedeflerini gerçekleştirmek için o bankanın hemen hemen tüm şubeleri tarafından izlenen yol. Anlattığı tam olarak şu: “Öğleden sonra saat 3’te mail geliyor satış müdürlüğünden, iki saat sonrasına kadar şubeden üç bin liralık komisyon tahsilatı yapılması isteniyor. Bu işin en kolayı, hesabında para olan yahut kredili mevduat hesabı olan ve buradan para çekmiş, hala limiti mevcut insanların hesaplarından limitin büyüklüğüne, hesabındaki bakiyeye göre 20, 30, 40 lira ‘2012 ikinci dönem hesap işletim ücreti’ vs. gibi herhangi bir açıklama ile komisyon kesmek. İnsanların haberleri olmadan sırf hedeflerimizi tutturmak için hesaplarından para çekiyoruz. Bir başka gün merkezden yine bir mail, talimat: ‘saat 17’ye kadar her bir şubemiz 15’er adet hayat sigortası poliçesi kesecek.’ 2-3 saat içinde banka pazarlamacılarının bu satışı olması gerektiği yoldan yapamayacağını bu maili gönderenler de biliyor elbet. Ama bunu kimsenin umursadığı yok. Biz yine kafamıza göre hesabında para olan müşterilerden rast gele 15 kurban seçip bunlara hayat sigortası yapıyoruz ve hesaplarından bunun bedelini çekiyoruz…” Aklıma gelen ilk soru “Peki bu insanlar bunu fark etmiyorlar mı, arayıp sormuyorlar mı neden bu kadar para çekildi benim hesabımdan, nedir bu” Arkadaşımın yanıtı “İnsanların %90’ı fark etmiyorlar, görseler bile önemsemiyorlar haklarını aramıyorlar. Geri kalan %10’nun da yarısına ‘para genel müdürlükten çekilmiş, sistem otomatik, inceleyip dönelim biz size’ vs. tarzı şeyler söyleniyor, onlar da bunun peşine düşmüyorlar..”

Bunun gibi daha nice hikâyeler… Bankalar güven müesseseleridir. Güven müesseselerinin böylesine vurdumduymaz çalışma tarzları asla kabul edilemez. Böylesine hoyratça çalışan bankaların bu ‘çalışma’ tarzlarından muhakkak vazgeçmeleri, daha doğrusu vazgeçirilmeleri gerekiyor. Bunun için evvela en büyük sorumluluk Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na düşüyor. İkinci olarak da müşterilerin, yani bizim bu sorumluluk… Kredi kullanana yasal olmamasına rağmen zorla hayat sigortası yapan, üst limit belirleyip akabinde kafasına göre dönem dönem hesap işletim ücreti kesen ve daha nice nice etik olmayan şekilde ‘çalışmayı’ adet edinmişlerin kapısında kuyruk olmanın bir âlemi yok. Düzgün çalışan, etik bankacılık yapan, müşterisini yolunacak bir kaz değil de iş yaptığı bir ortağı gibi gören kurumlarla çalışmayı tercih etmemiz gerekiyor, hepimizin bunun idrakine varması gerekiyor artık.

Her sektörde, her âlemde kötüler, çok kötüler olduğu gibi namusuyla ahlâkıyla o işi yapmaya çabalayan insanlar kurumlar da var elbet. Bize düşen bunları ayıklama gayreti içinde olmak, iyiyi takdir edip kötüyü ayırt etmek, onunla mücadele etmek olmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Deniz Arşivi