Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

İslâm dediğin ne ki!

İslâm dediğin ne ki!

Meşhur fıkradır: Karadenizliye sormuşlar: “Hamsinin kaç tür yemeği olur” diye. Karadenizli “40” demiş. “Bir balıktan 40 çeşit nasıl yemek yapılabilir ki?” demişler ve ardından da “hadi say bakalım” demişler. Karadenizli başlamış saymaya; “baklavası...” Soruyu soran vazgeçmiş. Hamsinin baklavası da olduktan sonra..

Birileri İslam’ın içini boşaltmak istiyor sanki.

Daha önce Kemalistler, İslam’ı yok etmeyi denediler ama olmadı.. “Dinde reform” projesine göre, önce Kur’an’daki geçmiş ve gelecekle ilgili bilgiler, ardından ahkam ayetleri çıkarılacak ve daha sonra yerine Nutuk’tan parçalar eklenecekti. (Merak edenler, Osman Nuri Çerman’ın Dinde Reform Programına bakabilirler.)

Zaten din dediğin ne ki! İrtica. Dindar ise onların lehçesinde mürteci!

Onu başaramayınca, İslam’ın içini boşaltmaya çalıştılar. Müslümanları ümmet fikrinden uzaklaştıracaklardı akıllarına göre, dini bireysel planda vicdanlara, toplumsal planda mabedlere hapsedecekler. Ekonomik, sosyal, siyasal hayattan dini tecrit edeceklerdi. Laiklik bunun aracı olarak düşünüldü. İnkılablarla varılmak istenen hedef buydu aslında. Bunun adına da çağdaşlık dediler.

Soğuk savaş yıllarında sağcılaştırıldık. 1970’de aslında biz sokaklarda, “ne sağdayız, ne solda, hak yoldayız hak yolda” diye slogan atıyorduk. Tekin Erer gibi birileri de çıkıp bize, sağcı olmadığımızı söylediğimiz için “Yeşil Komünist” diyordu..

İnancım o ki, İslam’ın başına ya da sonuna bir sıfat eklenemez. Kim ki, dine bir şey ekler ya da çıkarırsa, kişi eklediği ve çıkardığı ile baş başa kalır ve din aradan çekilir.. Din Allah’a aittir ve Allah, Resul ve Kitaptan ibarettir. Kimse kendi mezhebini ya da tarikatını daha dinine eklemeye çalışmamalıdır. O zaman kişi din büyüklerini İlah ve Rab edinmiş olur ki, o artık İslam değildir.

Onun için İslam’ın sağcısı, solcusu olmaz.. Sosyalisti kapitalisti de olmaz. Ilımlısı, radikali de olmaz.

Tamam! Müslümanın her çeşidi olabilir, ama İslam’ın asla.

Kişilerin dine ilişkin yorumları kendilerini bağlar.

İslam’ın Sünnisi, Şiisi, Selefisi, Türk’ü, Arab’ı, Fars’ı, liberali, demokratı olmaz..

Son zamanlarda ne çok İslam çıktı..

Bu bir atomizasyon politikasının sonucudur.. Bir de başımızda agnostizm belası var.. İnternet yoluyla o kadar çok birbirinden farklı iddialar ortalıkta dolaşıyor ki, İslam’a ilgi duyan ya da bu konuda yeterli bilgiye sahip olmayan insanların aklını karıştırması büyük bir ihtimal..

Zaten, bir tasavvufçu, bir Selefi, bir Şii’yi bir araya getirirseniz başka kimseye gerek yok.. Tasavvuf diye, şeyhinin türbesinin basamaklarını öperek içeri giren, şeyhinin mezarını 7 defa tavaf etmeyi bir hacca eşit gören biri ile bir Selefi’yi zor bir arada tutarsınız.. Selefi de ona bakıp, bir sürü güzel geleneği reddediyor. Bir kısım Şii; Sünni olan herkesi sanki Yezid’in askeri görüyor.. Bu arada bizimkilerden bazıları geçmişte Alevilerin çocukları hakkında bile fetva vermişler..

Tarihte de olmuş bazı şeyler, bugün de birileri tarafından sürdürülmeye çalışılıyor..

Din, mezhep, tarikat, siyaset, ideoloji, felsefi kanaat, vicdani kanaat derken her şey birbirine karışıyor..

Nuseyrisini, Kadiyanisini, Behaisini geçtik, merkezdekiler arasında bile ciddi sorunlar var. O da yetmiyor, sanki Şia kendi içinde bir bütün mü? Sünni dünya kendi içinde bir bütün mü? Bir sterilazyon başladı mı, ayrışa ayrışa, atomize olacaklar..

Yemen’de Husilerle Zeydiler anlaşabiliyor mu sanki. İran Şiası ile Irak Şiası aynı mı düşünüyor.. Hamaney, Ahmedi Nejat ve Rafsanjani aynı yöne mi bakıyorlar. Devrim muhafızları bile, gelenekçiler modernistler diye ayrıldıktan sonra..

Bütün İslam dünyasını birliğe çağıranlar kendi ailelerinde birliği sağlayamıyorlar.

Değil mi ki, bizim Allahımız, Peygamberimiz, kitabımız bir. Kıblemiz bir, neyin peşindeyiz o zaman!

İttifak ettiğimiz konularda birlikte hareket edelim, ihtilaf ettiğimiz konularda ayrı duralım.. Bizbirimizi mazur görelim.. Haksızlıklara karşı birlikte hareket edelim. İttifak ettiğimiz konularda birlikte hareket edelim. Dinde tartışmaya girmeyelim. İmanımızla, amellerimizi birbirine karıştırmayalım.

Yoksa bizim düşmana ihtiyacımız yok, bir birimizi yer bitiririz..

İslam ne olmadığınla da açıklanmaz bu arada. “La ilahe” demeden Müslüman olunmaz da, bunu söylediğiniz için Müslüman olmazsınız. Arkasını getirmeniz gerekir.. “İllallah” demeniz gerekir.. İslam “anti kapiatlizm dini” de değildir, “anti komünizm dini” olmadığı gibi... Zulme, sömürüye karşıdır o kadar.. Haklıdan, mazlumdan yanadır.

Haşa kimse Allah’a ya da İslam’a “demokrasi normu”, “bilimsellik normu” filan da tayin etmeye kalkışmasın.. Bu dini, din olmaktan çıkarır ve religiolaştırır ki, dine karşı bir tuzaktır bu!

Selâm ve dua ile.




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi