İstersen de böbreklerinden birini açık artırmayla satışa çıkar!

Eğer bedenin sana aitse, dilediğin gibi kullan…

İster dişlerini tamamen sök, ister saçlarını kökünden kazıt, kimse bir şeyler demez… İster midene domuz eti indir ister ramazanda içki iç… Beden sana aitse hiç kimse sana laf söyleyemez…

Sanane kardeşim beden bana ait değil mi? Dilediğim gibi kullanırım! Dilersem parmaklarımı koparırım, dilersem de derimi yüzerim.” Deme hakkına her zaman sahip olursunuz… Tabi kullandığınız bedeniniz size aitse!

Unutmayalım ki bir ürün kime aitse o ürün hakkında tasarruf hakkı ürün sahibine ait olur. Bunun kadar doğal bir şey yok…

Şimdi;
Yıllardır kullandığımız bedenimize şöyle bir bakalım; bedenimize bu şekli veren bizler miyiz yoksa biz dışında herhangi biri mi? Doğum tarihimize biz mi karar verdik başkası mı? Anne ve babamızı biz mi seçtik, başkası mı?

Yaşlanmamıza niçin engel olamıyoruz? Hastalıkları niçin geri çeviremiyoruz? Niçin oruç tutarken iftar öncesi su içemiyoruz?

Kimden korkuyoruz? Neden oruç bozmak haram. O yüzden orucumuzu bozmayız deriz? Demek ki midemizin sahibi biz değilmişiz…

Değerli okurlar;
Bedenimiz tıpkı “bir araba gibi” içine girip yeryüzünde dolaşıyoruz… İşte o arabanın sahibi bizler değiliz. O arabanın sahibi o bedeni bizlere emaneten vermiş ve bedenimizi nasıl kullanmamız gerektiğinden -kılavuz göndererek- de bahsetmiş…

Bedenimiz emanet olunca da bedenimize mutlak anlamda hakim değiliz. Söz hakkı bizlere nadiren verilmiş.

Şimdi;
Bedenimizin mutlak ve tek sahibi Allah-u Teâlâ olduğu için bedenimiz hakkında ne derse o olur…

Kapanın, der; kapanmak zorundadırlar bayanlar… Ağzınıza sarhoşluk veren şeyler almayın, der; almamak zorundadır tüm inanan insanlar…

Faiz yemeyin der; yememek zorunda kalır inanan tüm insanlar…
Ürün kime aitse söz hakkı ona aittir…

Allah-u Teâlâ yeryüzünde bedenimizi hangi güzergâhlarda ve nasıl kullanacağımızı ve o güzergâhın sonu neyle bittiğini bizlere hem hayat kitabımız olan Kur’an da ham de hadislerde bizlere bildirmiş. Dileyen bedenini şer güzergâhta kullanır dileyen hayır güzergâhta kullanır…

Ama herkes yolun sonu ne ile bittiğini bilip ona göre hazırlıklı yola çıkmalı hepsi bu…