Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Çek’lerde ortalık toz duman

Çek’lerde ortalık toz duman

Ticari hayatta bir türlü rayına oturtamadığımız konulardan biri de çekler. Eskiden çek verenler bu çeklerin karşılığını ödemediğinde hapis cezası vardı. Çeklerini ödeyemeyen binlerce kişinin hapse girmesi ve “çek mağdurları” olarak seslerini duyurmalarıyla ekonomik suça-hataya ekonomik ceza kapsamında çeklerde hapis cezası kalktı. Bankaların karşılıksız çıkan çeklerle ilgili sorumlulukları arttırıldı. Her bir karşılıksız çıkan çek için banka bin TL ödemekle yükümlü kılındı. Karşılıksız çek kesen kişi mahkeme kararıyla çek yasaklısı olarak kara listeye girecek ve çek bedelini yasal faiziyle ödemedikçe 10 yıl boyunca çek alamayacak.

Mahkeme kararıyla çek alamayacak çek yasaklıları ise aydan aya son derece hızlı bir şekilde artıyor. Nisan ayında 40 bin kişiye çek yasağı getirilirken geçtiğimiz Mayıs ayında ise 90 bin kişi çek yasaklıları listesine girdi. Geçen yılın toplamında 48 bin kişi bu kara listeye girmişken bu yılın sadece ilk beş ayında sayı 157 bini geçti.

İstanbul Ticaret Odası başkanı Murat Yalçıntaş, Mayıs ayında karşılıksız çek sayısının 80 bini geçtiğini belirterek çeklere sigorta getirilmesini öneriyor. 83 bin olan karşılıksız çek adedi ciddi bir rakam ancak bunu son iki seneye bakarak “rekor” olarak nitelemek doğru olmaz. Nitekim 2010 Ocak ayında karşılıksız çek adedi 100 binin üzerindeydi. Ben de şimdi karşılaştırmayı bu tarihin rakamlarını baz alarak yaparsam karşılıksız çek adedi %20 düştü diyebilirim pekala… Bu konuda en mantıklı kıyas, ibraz edilen çek adedi kaç tane, ödenmeyen çek adedi kaç tane şeklinde olmalıdır. Yani karşılıksız çekler ibraz edilen çeklerin yüzde kaçı verisi en sağlam ve dikkate alınması gereken veridir. Buna baktığımızda ise, bankalar arası takas odalarına ibraz edilip karşılıksız çıkan çek adetlerinin, toplam ibraz edilen çek adetlerine oranının yüzde 3,76 olduğunu görüyoruz. 2009 Mart’ında yüzde onu geçen bu oran çok vahim bir seviyede değil diyebiliriz şu aşamada.

Takasa verilen çek adetlerinde banka dağılımına baktığımızda mevduat bankalarının çeklerinin yaklaşık yüzde 60’ının sırasıyla Garanti, İş, Yapı Kredi ve Akbank çekleri olduğu görülüyor. Kamu bankaları çeklerinde ise Halkbank’ın %58’lik payı söz konusu. Vakıf yüzde 26, Ziraat ise %16 paya sahip. Katılım Bankaları segmentinde takastaki çeklerin yüzde 35’i Türkiye Finans’ın, yüzde 29’u Kuveyt Türk’ün, yüzde 21’i Bank Asya’nın ve son olarak yüzde 15’i Albaraka’nın çeklerinden oluşuyor. Banka türüne göre sınıflandırdığımızda mevduat bankalarının payı yüzde 76, Katılım bankalarının payı yüzde 13, kamu bankalarının payı ise yüzde 11.

Karşılığı ödenmeyen çeklerde durum ne olacak, bu sorun nasıl çözülebilir noktasında ise en makul çözüm sigorta vs değil, kim ne derse desin bankaların yükümlülüğün arttırılması. Takasa verilen çek tutarlarının ortalaması yaklaşık 14 bin TL. Yani piyasanın rahatça çekle dönebilmesi için bankanın sorumlu olduğu tutarın bu tutara yaklaştırılması kesin çözüm olur. Bankanın bin TL değil yaprak başına 10 bin TL sorumlu olduğu halde bankalar ister istemez çekleri çok çok ince eleyip sık dokuyarak gerçekten basiret sahibi tüccarları kişileri tercih etmek zorunda kalacaklardır. Bu halde, ticarette çek kullanan firmalar yahut kişiler ancak bankalar tarafından titizlikle çalışılmış ve bunun akabinde kendisine çek defteri verilmiş itibarlı kişiler firmalar olacaktır. Çek defterleri 20’lik değil belki 5’lik defterler halinde verilecek, piyasada dönen çek sayısı epey azalacak ama çeklere itibar kazandırmanın en garanti yolu bu görünüyor…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Deniz Arşivi