Süleyman Yaşar

Süleyman Yaşar

Hımmmm...

Hımmmm...

Yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) daha uygulanmasına fırsat verilmeden değiştirilmeye çalışılıyor. Oysa yeni TTK AB'ye uyum ve yapısal değişim yasası olarak TBMM'de geçen yılbaşında kabul edildi.
Böylece artık bu ülkede de ticaret hayatı ve şirketler dünyası gelişmiş dünyanın ölçülerine göre çalışacaktı. Bu kanunla patronun, şirketinin içini boşaltması önlenecekti. Kanserojen çocuk giysisi satanlara, dana eti etiketi koyup tavuk derisinden sucuk yedirenlere karşı tüketici korunacaktı. Kısacası şirketlere şeffaflık getirilecekti. Yani kayıt dışı ve kara para aklama en aza indirilecekti. İlk kez bu ülkede vergi yükü fakirden zengine doğru kaydırılacaktı. İ
şte tüm bunların uygulanmasını önlemek için TOBB ve ona destek veren TÜSİAD yeni TTK'nın değişmesi için hükümete baskı yaptılar. Bu arada medya da bilgi kirliliği yaratarak asılsız ve abartılı haberlerle kafaları karıştırdı. Biz bu iki statükocu kuruluşun yeni TTK'yı değiştirmek için kendi başlarına bir tasarı hazırladığını zannederken, bunların arkasında siyasi güç olarak CHP'nin bulunduğu ortaya çıktı.
Nereden çıkartıyoruz bunu? CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak 18 Haziran 2012 tarihli Dünya gazetesine verdiği röportajda kendisi açıkladı... Yeni "TTK ile işletmelere yük getirildiği görüşünü savunan ve yeni TTK'nın AB normu olmadığını ileri süren Öztrak, "Biz üç ay önce CHP olarak yeni TTK'nın değişmesi için kanun teklifi verdik. TEPAV'ın (TOBB'un araştırma kuruluşu) yaptığı araştırmaya göre, yeni TTK 4.7 milyar lira yük getiriyor. Bu neredeyse gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde birine yaklaşıyor" diyor.
Kısacası CHP'li Öztrak "tüketici hakkını arayamasın, hortuma devam edilsin" demek istiyor. Ne kadar tuhaftır ki, yeni TTK'nın şirketlere getireceğini ileri sürdüğü 4.7 milyar liralık yük, Öztrak için 2001 krizinde bankalardan hortumlanan ve Hazine'ye yük olan 380 milyar liradan daha büyük oluyor.
Hatırlayacaksınız, bankalardan paravan şirketlere verilerek hortumlanan kredilerin Hazine'ye maliyeti 380 milyar lira olmuştu. Yeni TTK'nın bir AB normu olmadığını söyleyen Öztrak, AB 2011 Türkiye ilerleme raporunun 60-61'inci sayfalarına bakarsa yeni TTK'nın AB normu olduğunu da kolayca görebilir ayrıca. F
aik Öztrak, bu röportajda söyledikleriyle aslında TOBB, TÜSİAD ve CHP üçlüsünün Türkiye'ye çok önemli bir yapısal reformu yaptırmadıklarını ve üçlünün Türkiye'yi ekonomide nasıl batağa doğru çektiğini açıklıyor. Çünkü yeni TTK'nın ana kolonları kesilip patronun şirketten para çekmesi serbest bırakılırsa, kanunun şeffaflık getiren maddeleri kaldırılıp kayıt dışına izin verilirse, Türkiye bu vergi yapısıyla kamu maliyesini sürdüremez.
Toplam vergilerin yüzde 67'sini dar gelirliler dolaylı vergi olarak ödüyor. Yani dar gelirliler ekmek, yoğurt, süt, giysi alarak ödüyor bu dolaylı vergiyi. Yüksek kazanç sahipleri ise toplam vergilerin ancak yüzde 33'ünü doğrudan vergilerle ödüyor. Artık dünyada böyle bir vergi yapısı kalmadı. Tam aksine doğrudan vergiler yüzde 70, dolaylı vergiler yüzde 30 oldu dünyada. Ama CHP, TOBB ve TÜSİAD ile birlikte olup dar gelirlinin dolaylı vergi ödemesini savunuyor.
Şimdi bu yazıma "hayır biz bu vergi yapısını istemiyoruz, biz kayıt dışına karşıyız" diye itiraz edebilirler. Hiç itiraz etmesinler çünkü artık inandırıcı olamazlar. Yeni TTK'da bu üçlünün yaptırmaya çalıştığı değişikler, bize hortumu ve kayıt dışını desteklediklerini açıkça gösteriyor. Eğer hortuma, kayıt dışına, vergi adaletsizliğine ve tüketicinin aldatılmasına karşıysanız, çıkın üçlü olarak yaptırmaya çalıştığınız değişiklikleri geri çekin. Bırakın, yeni TTK 1 Temmuz'da aynen yürürlüğe girsin...
Bu süreçte bazıları da yeni TTK'yı gözden düşürmek için getirilen düzenlemeler hakkında pek çok haksız söylem geliştiriyorlar. İşte bu haksız söylemlerden bir örnek size: "Yeni TTK'ya göre, özel şirketler yönetilemez duruma düşerse, devlet kayyum atayacak. Sana ne kardeşim? Yönetemezsem, şirket batar. Ben zarar ederim. Tipik, 'devlet benim' zihniyeti. Sözüm ona, liberal ekonomi" diyor bazıları.
Oysa bu şekilde düşünenler, "şirket yönetilemez duruma düşerse çalışanların hakkı ne olacak, alacaklılar alacaklarını nasıl alabilecek" sorularını akıllarına getirebilseler herhalde bu türden boş konuşmalar yapmazlar.
Anlayacağınız 12 Eylül 2010'da anayasa değişikliklerine karşı çıkan üçlü ittifak, şimdi yeni TTK'ya karşı tekrar işbaşı yaptı.
Dün değerli bir akademisyen aradı "Dünya gazetesini okudum. Yeni TTK'nın değiştirilmesini isteyen ve bunun için Meclis'e kanun teklifi verdiklerini söyleyen CHP'li Öztrak bankalar hortumlandığında Hazine Müsteşarı değil miydi" diye sordu. Herhalde öyleydi, dedim. Telefonda karşıdan sadece şu ses geldi: "Hımmmm..."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Yaşar Arşivi