Cemal Nar

Cemal Nar

Küçük Şirk Nedir Küçük Müşrik Kimdir?

Küçük Şirk Nedir Küçük Müşrik Kimdir?

Geçen yazımızda “Büyük şirk” nedir, anlatmaya çalışmıştık. “Bir de ‘küçük şirk’ vardır” demiştik. O da, sevabı ahrette alınacak ibadetleri ve iyi işleri Allah Teala’nın rızası için değil de insanlara gösteriş için, sevilmek ve övülmek için, çeşitli dünyevi karşılıklar almak için yapmaktır. Buna kısaca “riya” diyoruz.

Allah Teala şöyle buyurmuştur: ““Kim Rabb'ine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabb'ine ibâdette hiç kimseyi ortak tutmasın."( Kehf, 18/110)

Bu âyette geçen, “ibâdette Allah'a ortak tutmaktan” maksat, ibâdette ihlaslı ve samimi olmamak, Allah'ın rızasının dışında başka rızalar için de ibadet etmektir ki riya, süm’a, yani gösteriş ve yaptıklarını övünmek için anlatma, duyurmaktır. Bu ve benzeri duygularla ibadet etmek, iyilik yapmak riyakarlıktır. Bu da ahlakın en razilidir, en ayıplısıdır. Ahlakın da en kötüsü demektir.

Sevgili Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur:
- Sizin için en çok korktuğum şey, küçük şirktir.
Hazır bulunanlar:
- Ya Rasûlüllah! Küçük şirk nedir? diye sordukları zaman, Rasûlüllah (s.a.s) şöyle devam etmiştir:
- Küçük şirk, riya yani gösteriştir. Ahiret gününde insanlara amellerinin karşılığı verildiği zaman, Allah diyecek ki: "Dünya hayatında iken, kendileri görsün diye riya ve gösteriş yaptığınız kişilerin yanına gidin, bakın, onların yanında herhangi bir karşılık bulacak mısınız?" (Ahmed, Müsned, V. 428, 429)

"Ümmetim için en çok korktuğum şey, Allah'a şirk koşmaktır. Ama dikkat edin; Ay'a, Güneş'e veya puta tapacaklar, demiyorum. Fakat, Allah'ın rızasının dışındaki gayeler için harekette bulunacaklar ve gizli şehvet, yani riyâ ve gösteriş duygularını taşıyacaklar.”( İbn Mâce, Zühd, 21)

Ebu Hureyre (r.a) dedi ki, ben Rasûlüllah (s.a.s)'i şöyle söylerken işittim: "Kıyamet günü aleyhine hüküm olunacak halkın birincisi şehid edilen bu adam olacaktır. O kimse, Allah'ın huzuruna getirilir; Allah ona verdiği nimetlerini bir bir anlatır. O da bunları bilir ve hatırlar. Yüce Allah:
-Bu nimetlerin arasında ne yaptın? diye sorar. O kişi:
-Senin rızan için savaştım ve nihâyet şehid oldum " diye cevap verir.
Yüce Allah:
-Yalan söylüyorsun. Fakat sen, hakkında kahraman denilsin diye savaştın. Bir rivâyete göre, Allah'ın emri üzerine o kişi yüz üstü sürüklenerek Cehennem'e atılır.

İkinci olarak İlim öğrenmiş, başkalarına da öğretmiş ve Kur'an okumuş biri huzur'u ilâhiye getirilir. Yüce Allah ona da verdiği nimetlerini tek tek anlatır. O da bunları anlar. Allah ona:
-Bu nimetlerin arasında bulunurken, ne yaptın? diye sorar.
O şu cevabı verir:
-Senin rızan için Kur'an'ı, ilmi öğrendim ve başkasına öğrettim.

Yüce Allah ona da şöyle der:
-Sen yalan söylüyorsun. Fakat sen Kur'an'ı, ilmi riya ve gösteriş için, sana alim, güzel okuyor, densin diye okudun, öğrendin. Nitekim senin için bu övgüler yapıldı.
Allah'ın emri üzerine o da sürüklenerek Cehennem ateşine atılır.

Üçüncü olarak Allah'ın kendisine geniş çapta zenginlik ve çeşitli maldan verdiği biri getirilir. Allah, buna da verdiği nimetleri ayrı ayrı anlatır. O da, bu nimetleri kabul eder, hatırlar. Yüce Allah ona da şunu sorar:
-Bu nimetlerin arasında bulunurken, ne gibi hayırlı işler yaptın?
O da şöyle cevap verir:
-Senin rızan için, sevdiğin her türlü yola para harcadım. Maddi yönden, yardımda bulunmadığım hiç bir şeyi bırakmadım.
Yüce Allah ona da aynı şekilde cevap verir:
-Sen yalan söylüyorsun. Aslında sen bunları, sana cömert denilsin diye yaptın. Riya ve gösterişte bulundun. Beklendiğin medih ve övgülere de kavuştun.

O da Allah'ın emri üzerine yüzüstü sürüklenerek Cehennem ateşine atılır."( Müslim, İmâre, 152; Nesef, Cihâd, 22; Ahmed b. Hanbel, II, 322)

Aslında şehid olmak, alim olmak ve hayır yollarına maddi manevi yardımda bulunmak, tavsiye edilen son derece güzel şeylerdir. Ancak bunlar Allah rızası için değil de, riya ve süm’a için, yani gösteriş ve başkalarına duyurmak için, dolayısıyla maddi veya manevi herhangi bir dünya menfaati ummak ve elde etmek için olursa, hiç bir sevap ve değeri yoktur. Üstelik yasaklanmış bir ahlaksızlık olarak ceza görmeye de sebep olacaktır.

Öyleyse her işi yaparken kalbimizi yoklamalı, niyetimizi sorgulamalı, varsa bir yanlış, ondan tövbe ederek uzaklaşmalı, sonra da ihlas ve samimiyeti koruyarak o işi Allah için yapmalıyız.

Ben yazarken, siz de yorumlarken, kendimizi bir kere daha yoklayalım. “Ben ihlaslı ve samimiyim” diyerek “kendimizi temize çıkarmak” da hoş değildir. İnsan bırakın başkalarını, bazen kendini bile kandırabilir.

Ya Allah Teâlâ’yı?

Ya büyük mahkemenin hassa terazilerini?



Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi