Kenan Alpay

Kenan Alpay

Sizin Kabeniz ajitasyon ve provokasyondur

Sizin Kabeniz ajitasyon ve provokasyondur

Malatya Doğanşehir’in Sürgü beldesinde Ramazan davulcusuyla Alevi bir aile arasında yaşanan hadisenin konuşulacak birçok farklı yönü vardır muhakkak. Ancak bu yazıda bir siyasal ideoloji ve hareket olarak Türkiye’deki sol-sosyalist örgütlerin niteliği ve varlık sebebi üzerine bir kez daha düşünmemize vesile olan yönü üzerinde durmak istiyorum.

Malum İttihatçılık ve Kemalizm gibi Türkiye’deki sol-sosyalist hareketler de bir asırlık iktidar mücadelesini en çok da “irtica-gericilik” metaforuna yaslayarak sürdürdüler. İlerleme ve aydınlanmaya dayalı pozitivizm olgusu mezkûr İttihatçılık, Kemalizm ve sol-sosyalist hareketler eliyle İslam karşıtlığında somutlaştırıldı.

KanamalI Hasta İçin Aranan

Kan Sürgü’de Bulundu!

Türkiye’deki sol-sosyalist örgütler toplumsal anlamda öteden beri ciddi bir varoluş krizi yaşıyorlar. Bu varoluş krizi 12 Eylül darbesi ve SSCB’nin dağılma süreciyle birlikte iyiden iyiye yükseldi. İş-emek-sendikal mücadele alanında karşılıksız kalan söylem ve eylemler sol-sosyalist örgütleri zayıflattı. Kürt sorununda ancak PKK’nın kanatları altında varlık gösterebilen sol-sosyalist hareketler toplumsal sorunu ise salt Alevi kesimlerin sorunlarına endeksleyerek toplumsal meşruiyet ve eleman ihtiyacını karşılamaya hedefliyorlar.

İdeolojik anlamda laikliği korumak ve İslamcı yükselişi önlemek üzere Kemalist cuntaların söylemlerine ortak olan, geleneksel toplum yapısını itibarsızlaştırarak kendine alan açma adına töreye karşı çıkıp zinaya, cinsiyetçi dayatmaya teslim olmama adına homoseksüellik pazarından pay kapmaya çalışan ve böylece hem ahlaki hem de toplumsal-siyasal alanda iyiden iyiye marjinalleşen sol-sosyalist hareketin sadece çözülmesine değil aynı zamanda çürümesine de şahitlik ediyoruz.

Aleviler Öldürülsün ki

Sol Örgütler Ekmek Yesin

Sürgü beldesinde yaşanan ve bir davulcunun Alevi bir aileyle arasında yaşanan kavganın biraz daha büyümesi ve Alevi ailenin evinin bir grup tarafından sloganlar eşliğinde taşlanmasına Jandarma tarafından müdahale edildi. Olay büyümeden kapatıldı. Fakat olayın büyümeden kapatılması Alevi toplumunu değil daha ziyade sol-sosyalist örgütleri rahatsız etti. Rahatsız etmek ne kelime, olayın büyümemesi sol-sosyalist çevre ve örgütleri kelimenin tam anlamıyla çılgına çevirdi.

TKP, ÖDP, Halkevleri, EMEP, ESP, SDP, AKA-DER, KESK Şubeler Platformu, PSAKD ve ABF gibi örgütlerin katılımıyla İstanbul, Ankara, İzmir ve Eskişehir’de gösteriler yapıldı. Sürgü’de yaşanan olayları sol-sosyalist örgütlerin haber sitelerinde okuyunca kanınız mı donar yoksa gülmekten midenize kramplar mı girer bilemem! Ama Doğanşehir Sürgü’den beklentilerin nasıl boşa çıktığını görmek açısından sol-sosyalist haber sitelerinde dolaşıma sokulan bazı ajitatif ve prokovatif ifadeleri buraya almakta fayda var:

“Günlerdir Alevi yurttaşlara dönük gerici saldırılara sahne olan Malatya’nın Sürgü ilçesinde yaşananlar gerici saldırılardır. Binden fazla kişinin tekbir sesleriyle Alevi evlerine saldırı girişimde bulunduğu jandarmanın ise grubu dağıtmadığı, saldırıların sürdüğü haberleri alınıyor. Saldırı iki gündür aralıksız sürerken, konuyla ilgili bilgi aldığımız bir Alevi yurttaş ‘Bizleri yakacaklarını söylüyorlar ama biz direneceğiz. Yaşadığımız yerden sürgüne gitmeyi kabul etmiyoruz’ diyordu.
Alevi kurumları, saldırının sorumlusunun AKP iktidarı olduğunu belirtirken, ‘CHP’li vekillerin saldırı yok’, ‘itidal’ çağrılarının da doğru olmadığı ifade edildi. Ramazan davulcusunun tacizleri sonrasında patlak veren olayda, yüzlerce kişi iki gün boyunca ailenin evini taşladı, kurşunladı ve aileyi linç etmeye kalktı.

Bin kişilik gerici faşist güruh 2 gündür Alevi yurttaşların yaşadığı mahallelere gelerek evlerinin camlarını kırıyor, silah çekiyor, ateşliyor, ahırları yakıyor, yürüyüşler yapıyor, ‘Sürgü Alevilere mezar olacak’, ‘Sürgü Kürtlere mezar olacak’ sloganları atıyor. Doğanşehir’deki katliam girişiminin sorumlusu başta Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP iktidarıdır. Gerici faşist saldırılar kolluk kuvvetlerinin gözetiminde devam etmiştir. Tüm bu yaşananlardan Alevilerin inançları hakkında fetva vermeye soyunan Diyanet İşleri Başkanı sorumludur.”_

Taraf gazetesinde ‘Solaçık’tan Kemalizme bitişik nizam işleyen Ortodoks sol-sosyalist örgütlere harika goller sıralayan Melih Altınok’un “Tüh yine mi katliam yoktu!” diyerek solun ürettiği katliam asparagaslarını makaraya sardığı ilgili yazısını okumakta fayda var. Altınok’un çarpıcı ironisiyle “Malatya yanıyordu. Şeriatçılar ‘kalkışmış’ Kürt- Alevi bir aileyi yutmaya hazırlanıyorlardı.”

Doğanşehir Sürgü örneğinde de görüldüğü üzere Türkiye’deki sol-sosyalist örgütlerin siyasal-sosyal olayları çözümleme yeteneklerinden değil olsa olsa akıl ve ahlak dışı iktidar tutkularından mülhem ajitasyon ve provokasyon becerilerinden bahsedebiliriz.

Yaşanan sürecin tercümesi şudur: Ajitasyon ve provokasyonla varlık bulan bir hareketin meşruiyet bulması ve kitle kazanması mümkün değildir. Kıblesini pragmatizme dönmüş, amaca varmak için her türlü aracı mubah gören siyaset biçimi mide bulandıran bir zavallılığın tezahürüdür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kenan Alpay Arşivi