Cemal Nar

Cemal Nar

Tekfirin Gereğini Anlamada İki Soru

Tekfirin Gereğini Anlamada İki Soru

Yukarıdan beri bilinçsizce kullanılırsa tekfirin zararlı yönlerini yazdık. Ancak yer yer belirttiğimiz gibi, bilgi ve şuura dayanan yerinde yapılmış tekfir hiç şüphesiz güzeldir, gereklidir, yararlıdır ve mutlaka yapılmalıdır.

Önceki yazılarımızda yazdık, çağımızda büyük ve korkunç bir irtidat yaşanmaktadır ve bunun önüne geçilmek için hastalık iyi teşhis edilmeli ve acilen tedavisi yapılmalıdır. Bizim son bir iki asırda en büyük derdimiz budur maalesef. “Ben Müslümanım” diyen, belki de bunda samimi olan, ama bilmesi gereken dininin akaid ve fıkhını bilemediğinden dolayı cahil kalmış bir çok insan, söylediği bir söz, yaptığı bir iş yüzünden, dinden çıkmış gitmiştir, geçmiş bütün ibadetlerini sildirip atmıştır, ama bundan haberi yoktur.

Haber verenlere de maalesef teşekkür edecek yerde kızmakta, onları aşırılıkla suçlamaktadır. Bu bir can alıcı yaramızdır. Yarayı yok saymak, sağlığa zararlıdır. Öyleyse ele alıp tedavi etmekten başka çare yoktur.

Bu gün medeniyet değiştirdiğinden ve çağdaş uygarlık düzeyini yakalamaya çalışmaktan dolayı iftihar eden bir ülkede yaşıyoruz.

Öyle mi?

Evet!

Peki, hangi medeniyetten çıktık ve hangi medeniyete girdik?

Yakalamaya çalıştığımız çağdaş uygarlık düzeyi nedir?

Bunun cevabı bile meselenin ehemmiyetini izaha kafidir.

Evet, İslam medeniyetinden çıktık, batı medeniyetine girdik…

Çağdaş uygarlık düzeyi denilen seviye veya zemin ise dini bireysel ve toplumsal hayatından atmış, tamamen dinden ve Allah’tan kopuk, dinden ve Allah’tan bağımsız yaşayan, buna da “insanın Allah’tan kullukla kaybettiği bağımsızlığını tekrar kazanması anlamına” özgürlük” diyen, dinsiz, imansız, materyalist, pozitivist, laik, seküler zemin ve seviyedir.

Peki, İslam medeniyetinden çıkıp, batı medeniyetine girmekle iyi mi ettik?

Allah’a karşı savaş vererek kulluktan kurtulup özgürlüğümüzü kazanmakla iyi mi ettik?

İslama’a savaş açmakla, şeriatı kaldırmakla, İslamî kılık ve kıyafetleri yasaklayarak Hıristiyan kılık ve kıyaferlerini, kanunlarını, yaşama biçimini almakla iyi mi ettik?

Medreseleri kapatarak, tekkeleri kapatarak, cem evlerini kapatarak iyi mi ettik?

Okullarda dini öğretmeyerek iyi mi ettik?

Çarşı pazarda İslamî olan her şeyi yasaklamakla, ona ait görüntüleri “irticaî faaliyet” diyerek ezmekle iyi mi ettik?

Önce buna iyi düşünerek bir cevap vermemiz gerekiyor.

İyi ettik ise, bilerek veya bilmeyerek dinden çıkıp kafir olmalara bir şey demememiz gerekiyor. Hatta “iyi olmuş” diye sevinmemiz gerekiyor.

Bu iki soruya böyle diyene bir sorumuz daha var.

Ama “galiba iyi etmedik” diyene de can alıcı bir sorumuz daha var.

Her iki kesim de bu soruyu kendi vicdanında iyi düşünerek, bütün şartlanmışlıklarından bağımsız, dürüst ve samimi bir şekilde cevaplamak zorundadır.

Nedir bu soru?

Yazı uzadı, en yakın geleceğe bırakalım inşallah, olmaz mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi