Kavurucu etkisi azalmış güneş, binaların arkasına saklanmaya çalışırken, iftara yetişmek isteyenlerin telaşı yolları kaplamış.

Yerli yersiz çalınan kornalar, arabaların arasından geçmeye çalışan yayalardan daha çok, direksiyon başındakileri rahatsız ediyor.

Burası Eyüp.

Trafik öyle bir kilitlenmiş ki 'Bayrama kadar açılmaz burası. İyice kördüğüm olmuş' dedirtiyor.

Görünüş öyle.

Kırmızı ışık yanıyor sönüyor, yeşil yanıyor sönüyor fakat hiçbir ilerleme yok.

Oysa herkes biliyor ki biraz sonra açılacak.

Nasıl açılacağına kimsenin aklı ermese de...

* * *

Önce bir hareketlenme başlıyor.

Bir iki düdük sesi.

Demek kavşağı çözmek için polis gelmiş.

Derken bir cankurtaran sireni.

İçindeki hastayı hastaneye yetiştirecek.

Kalp krizi mi, yaralı mı, kim bilir!

Belki de bir bebek geliyor.

'Allah şifa versin.'

* * *

Cankurtaran bir kaldırıma bir refüje çıkıp indiği için yükselip alçalarak, aradan dereden bir yol bulup ilerliyor.

Siren ufaldı.

Bazı uyanıklar hasta taşıyan minibüsün peşine takılmakta bir beis görmedi.

Onları uyarıcı kornalarla protesto edenler yine yerli yerinde.

Genç polis ter içinde.

İki düdük sağa, üç düdük soldakilere...

Dur bakalım, iftarı kaçırsak da sahura yetişeceğiz galiba.

* * *

Kalabalık içindeki araçlardan biri, sabırsız davranıp dar alanda olmadık manevralar yapmaya başlamasın mı?

Bak şu densize!

İleri geri hareketler çılgınca.

Belli ki pek sinirlenmiş.

Artık kime diye sormak abes.

Motoru böğürterek savaş meydanındaymış gibi saldırıyor ama yer dar.

Direksiyondaki genç adamın o darlığa aldırdığı yok.

* * *

O haddini bilmez manevralar sırasında bir arabanın kapısını göçertti.

Bir başkasının farına arka tamponuyla vurdu.

Üçüncünün çamurluğunu yamulttu, darbe emici koruma çubuğunu yerinden çıkarttı.

Çıldırmış hakikaten.

Aklı başında değil.

Sonunda hedefine ulaştı.

Bağırış çağırışlara ve kornalara aldırış etmeden bastı gitti.

Öfkeli bakışları ve çatık kaşları da onunla beraber gittiler.

Sanki babasının katilini görmüş de yakalayıp kan davasına son noktayı koyacak.

* * *

Değil elbette.

Maksat iftara yetişmek.

Acelesi var.

Oruçlu ya, ondan...

Bir tek kendisi oruçlu sanıyor herhalde.

Ulan zırtapoz, sen oruçlusun da diğerleri Cizvit papazı mı?

Akşam akşam milleti hem zarara soktu, hem günaha.

Ha, işin tuhafı, herkes iftara yetişti.