Baygit milli muhalif, her konuyu saptırır
Gücü yetse millete susuz banyo yaptırır
Emrü ferman altında sadık bendelerine
Hem laiklik yedirir, tozlu postal öptürür.

"Atatürk'ün kurduğu parti" durmadan soldan sola yalpalıyor..
Sağa-sola diyemiyorum... çünkü, sağduyuyu ajandasından çıkaran parti, sadece solduyunun etkisi altında hep soldan sola patinaj yapıyor..
Şu sözler hangi normal düşünce sahibi demokratın ağzından çıkabilir:
"Gerçek savcıların, hakimlerin, dürüst, deneyimli, saygıdeğer hukuk sisteminin ayağa kalkmasını bekliyoruz.."
Bravo!..
Alkışların en büyüğü sayın Baykal'a..
Tıpkı eski genel başkanı Ecevit'in "Kumar borcu olmayan 11 milletvekiline ihtiyacımı var" diyerek, Demirel şürekasından 11 milletvekilini ayartarak transfer yapması gibi..
Yani Demirel hükümeti yıkılmıştı, Ecevit hükümeti kurulmuştu..
Saf değiştiren 11 milletvekilinin 10 tanesi Ecevit hükümetinde Bakan yapılmıştı..
Bunun adına her yerde "rüşvet" denir, amma "sol siyasetçiler" tanımlarken, /dürüst, namuslu, memleketsever, yiğit, kendini aşan, hukuku ayağa kaldıran/ laflarını sıralarlar..
"Kumar borcu olmayan" halkın oy vererek kendi partisinden milletvekili seçtiği zevat "Bakanlık" rüşveti karşılığında utanmadan, sıkılmadan bir başka görüşe ram olmuşlardı..
Ya sonra?
Sonrası resmen felaket..
Bakanlık için saf değiştiren milletvekillerinden 2'si yüce divanda yargılanıp mahkum olmuşlardı.. Ergenekon tüccarları gibi, cezaevinde çok yattılar ve onlardan Ecevit bile yüz çevirdi..
Şimdi ise, Ergenekon çetesine sahip çıkan CHP, savcılar-hakimler arasında apaçık bölücülük yapmaktadır..
İnsan sormadan edemiyor:
"Ergenekon'cular CHP'nin nesi olurlar?"
Hiçbir şeyleri diyemezsiniz... Yukardaki korkunç cümleleri kurgulamak bile her riski göze almış bir ekibin dışarı taşmış içyüzüdür..
Ergenekon savcısı Zekeriya öz her yiğidin cesaret edemeyeceği bir eyleme parmak bastı..
Şemdinli savcısı Ferhat Sarıkaya'ya görevden el çektiren iradenin yanlışlarını göre göre "ATO'dan gelirim adım Sinan'dır" aslanına, gözlerini "darbe" bürümüş emekli subaylara ve yandaşlarına, statüleri ne olursa olsun, aldırış etmeden soruşturma başlatmak kolay mı?
Bakınız, CHP hemen savaş baltalarını topraktan çıkardı..
HSYK’ya (Hakimler, Savcılar Yüksek Kurulu), ima yollu işaret vermek mi isteniyor acaba?
Olur mu olur..
Bu devirde, hele de özel brifing almış hukukçuların emekli/muvazzaf her alanda at koşturdukları zaman içinde Zekeriya öz olmak risktir..
Geçen dönemde Cemil çiçek müsade etmişti, şu an M.Ali Şahin var bakanlık koltuğunda.. Şahin'in aynı hataya düşeceğini sanmıyorum..
Genelkurmay dahi bazı hususları layıkı vechile anlamış vaziyette..
Hiçkimse bu millete darbeci dayatma yapamaz artık. Yapanın yakasından tutup yargılanacağı kanalları açılmıştır..
Bay Baykal, bir acayip laf daha yapmış:
Diyor ki:
"İzmir'i kimden alacaksın, Atatürk'ten mi?"
Eyvah, ben korktum.. Sayın Baykal kendini Atatürk sanmaya başlamış..
Her parti lideri taraftarlarına, teşkilatlarına, "Falanca yer belediye başkanlığını ya da falan ili sizden istiyorum" der.. Bu normaldir..
AKP başkomutanı sayın R.Tayyip Erdoğan teşkilat yöneticilerine: /İzmir'i sizden istiyorum/ demişse, bunun neresi hatalı?
Bay Baykal: /dürüst, namuslu hakimler ve savcılar/ derken, acaba ötekileri, yani kendi meydanlarında at oynatmayan, tarafsız, adil, yargı mensuplarını hangi sıfatla töhmetlendirmektedir?..
Konuşmaları demokratik kurallarla taban tabana zıt olduğuna göre, biz bay Baykal'a ne sıfat takmalıyız?
Ne oluyor arkadaş?
Halk sizi sevmiyorsa, ki sevmediği seçim sonuçlarından belli, kendi yanlışlarınızı görmeyip, muhataplarda suç aramak normal düşünenleri şüphelendirir..
Şurası bilinsin ki, hiçkimse kanunların üstünde değildir.. Kanunları, kanun adamlarını isteği doğrultusunda kullanamaz..
Ve sayın Baykal Atatürk olmadığını anlasa çok sevinirim..