Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

İslâmcı yanaşmalar ile solcu liberaller Akit’e karşı el ele!

İslâmcı yanaşmalar ile solcu liberaller Akit’e karşı el ele!

“At izinin, it izine karıştığı günler” yaşıyoruz... Televizyonlarda “Dallas” dizisinin yeni bölümlerinin gösterilmeye başladığı şu günlerde, Türkiye’de de “Dallasvari” ilişkiler yaşanıyor... “Kimin eli, kimin cebinde” belli olmadığı gibi, kimin “kim” olduğu da belli değil...

Kim “İslâmcı”dır,

Kim “Solcu”dur, “Marksist”tir veya “liberal”dir, o da belli değil!..

Hepsi “kol kola!”

Ve neredeyse;

“Kucak kucağa!”

Ve hepsi “birlik” olmuş;

“Akit’e saldırıyorlar!”

Hem de;

“PKK’lı teröristler” ile “BDP’li milletvekilleri”nin “Şemdinli’de kucaklaştığı” ve birbirleriyle “sarmaş-dolaş” olduğu günde!..

“PKK’lı teröristler”in, “asker”lerimizi ve “polis”lerimizi “hedef” aldığı günlerde, Akit’in, “PKK semtapizanları”nı deşifre etmesi, “hedef gösterme” olarak gösteriliyor ve bu gazete “PKK’ya hedef gösteriliyor” iyi mi?..

Hem de, “kimler” tarafından?..

MEŞRUİYET KOMPLEKSİ

Yazarımız Prof. Dr. Namık Açıkgöz’ün ifadesiyle “Yanaşma İslâmcılar” ve “Sol Liberaller” tarafından!..

Prof. Dr. Namık Açıkgöz, dünkü yazısında; “Vay vay vay!.. Kimler, kimlerle sarmaş-dolaş” diyor ve devam ediyordu:

“Bunu bekliyordum... Çünkü son zamanlarda ortaya çıkan “yanaşma İslamcılar”ın meşruiyet kompleksi yüzünden “sol liberaller”e yanaşma sevdasına düştüklerini tespit etmiş ve yazmıştık.

Hatta sadece bu konuyu ele alan “Anneme yanaşma olduğumu söylemeyin, o beni hâl⠑İslamcı’ sanıyor” diye bir yazı yazmış ve demlenmeye bırakmıştım.

O yazı demlene dursun; biz güncele gelelim.

Yeni Akit ve Habervaktim’e karşı bir linç kampanyası başlatıldı. Efendim Yeni Akit’in ve Habervaktim’in gazetecilik dilini beğenmiyorlarmış. Hangi haber ve yazılardaki dili beğenmiyorlarmış?

PKK’yı masum gösteren yazı ve haberlerdeki; PKK’nın iç yapısını ve medyadaki gönüllü destekçilerini duyuran dildeki üslubu; bölücülüğü yavaş yavaş topluma zerk etmek isteyenleri deşifre eden haber dilini beğenmiyorlarmış.

Kendileri ne mektuplar yayınladılar, ne haberler yaptılar, kimlerle ilgili haberi manşetlerine taşıdılar!... Açın gazetelerini, görürsünüz...

Şemdin Sakık’ın mektubu bu “beyaz Türkler”in gazetelerine gelseydi, ballandıra ballandıra yayınlarlardı ve Türkiye fil dalmış züccaciye dükkânına dönerdi. Biz bunların cemaziyelevvellerini de biliyoruz.

Partizan cumhuriyet artığı liberal solcu “beyaz Türkler”i anlarız... Onların asılları şap; ne kadar kaynatırsak kaynatalım, şeker olmazlar.

(....)

Bunların böyle bir linç kampanyasına imza atmalarına şaşırmamak gerek... “Müslümanlardan Yeni Akit’e büyük tepki” manşetine şaşın, şaşıracaksanız. Manşete ve manşetin altındaki isimlere şaşın...

Listeyi görünce ben şaşmadım...

Çünkü yazımın başında da dediğim gibi, bir meşruiyet bunalımı yaşayan bazı “İslamcılar”, biraz da “medyatik” olmanın büyüsüne de kapılarak son zamanlarda, partizan cumhuriyetçi artığı liberal solculara “şirin görünme” (...) ve yanaşma yarışına girdiler. Merak edenler internetten baksınlar listeye.

Duruma bakar mısınız? Militarist örgüt bülteni geleneğinden gelenler, Türkiye çapında bir günlük gazete ile internetin en büyük ve en etkin sitelerinden birini suçluyorlar ve bir kısım “İslamcı” da, yayınlanan haberleri 28 Şubat andıcı formatına oturtup gazeteye ve internet sitesine saldırıyor...

Buyurun buradan yakın!...”

BALTANIN SAPI BİZDEN!

Prof. Dr. Namık Açıkgöz’ün de “isabetli bir tesbit”te bulunduğu gibi, “Türkiye Müslümanları”nın ve hatta “dünya Müslümanları”nın en büyük problemi “karşı taraftakiler” değildir... Müslümanların problemi, “meşruiyet kompleksi” yaşayan “yanaşma İslâmcılar”dır!..

Bu “yanaşma İslâmcılar”dır ki;

İçinde bulundukları “ezik-büzük”lükten ve “kompleks”ten kurtulabilmek için, dünün “Marksistleri”, bugünün “liberal maskelileri” ile birlik olup, Akit’e saldırıyorlar!.. Böylece, “çığırtkanlar korosu”nda yer alıp, hem seslerini duyuruyorlar, hem de “meşruiyet” kazandıklarını zannediyorlar... Ehh, “isim”lerini de duyurup, “şöhret” oluyorlar...

Aslında; “PKK yanaşmaları” ile “Yanaşma İslâmcılar”ın Akit’e yönelik “saldırı”larını ve hatta “yargısız infaz”larını ciddiye alıyor değiliz... Özellikle de, “Marksist-Ateist artığı kalemşörler”den gelen saldırıları!.. Üzüntümüz, bu saldırılara “yanaşma İslâmcılar”ın da katılması!..

Ne de olsa;

“Baltanın sapı bizden!”

AMAÇ, PKK’YI ÖRTBAS MI?

Olayı biliyorsunuz...

10 Ağustos Cuma günü, bir zamanlar “PKK’nın 2 numaralı adamı” olan, daha sonra “PKK’nın içyüzünü deşifre eden” açıklamalar yapıp, mektuplar yazan Şemdin Sakık’ın Akit’e gönderdiği bir mektubu yayınlamıştık... Sakık, o mektubunda “PKK sempatizanları”nı deşifre ediyor ve tavırlarını eleştiriyordu... Ki, bunlar arasında Aysel Tuğluk da vardı, Hasan Cemal de... Cengiz Çandar da vardı, Ahmet Altan da... Mihri Belli de vardı, Doğu Perinçek de...

Ama, ne hikmettir bilinmez;

Cengiz Çandar üzerinden, bir “hedef gösterme” kampanyasıdır başlatıldı, hâlâ devam ediyor...

Merak ettik;

Cengiz Çandar “çok önemli”dir de, “diğerleri”nin kıymet-i harbiyeleri yok mudur?..

Öyle ya;

Ortada, iddia edildiği gibi bir “hedef gösterme” varsa, niye “sadece Cengiz Çandar”dan söz ediliyor da, “diğerleri”nin adı hiç telâffuz edilmiyor?..

Onların “kıymeti yok” mu?..

Hem, bu ne biçim “kampanya”dır ki; bir yandan “objektif gazetecilik”ten dem vurulurken, bir yandan da ekranlarda “tek kale maç” yapar gibi, “tek yönlü görüşler”e yer veriliyor?..

Bir yandan “ekrandan saldırılar”, bir yandan “Akit aleyhinde imza kampanyaları” ve Akit üzerinden Başbakan’a saldırmalar!..

N’ooluyor Allah aşkına?..

Akit’in; bir “linç kampanyası”na dönüşen bu “mahalle baskıları”na boyun eğeceğini, ezilip-büzüleceğini ve susacağını mı zannediyorlar acaba?..

Boşuna heveslenmesinler!..

Akit’e yönelik bu “linç ruhu”nun sebeplerini irdelerken, şöyle bir soru geldi aklımıza;

“İslâmcı yanaşmalar ile solcu liberallerin Cengiz Çandar üzerinden yürüttükleri kampanyanın amacı Cengiz Çandar’ı savunmak mı, yoksa eli kanlı PKK’nın katliamlarını örtbas etmek mi?..”

Bize öyle geliyor ki;

Akit’e yönelik “şiddet” boyutuna varan “saldırı”ların amacı “Cengiz Çandar’ı korumak” filan değil... Bizi, “Cengiz Çandar’ı hedef göstermekle” itham edenler acaba “PKK’nın terör eylemleri”ni ve “PKK-BDP kucaklaşması”nı örtbas etmeye mi çalışmaktadır?..

Son günlerde yaşadığımız “PKK cinayetleri” ortada... Şemdin Sakık’ın deşifre ettiği isimlerden bazılarının PKK’ya verdiği destek de ortada... Akit’e saldıranlar, PKK’yı “masum bir örgüt” olarak mı göstermek istiyor acaba?..

PKK-BDP KUCAKLAŞMASI

Cengiz Çandar’ı “bahane” ederek Akit’i kınayanlar ve dolayısıyla “PKK’yı aklamaya” çalışanlar, 17 Ağustos günü Şemdinli’nin Bağlar Köyü’ndeki “BDP-PKK kucaklaşması” konusunda ne der acaba?..

“9 BDP’li milletvekili”nin; güya yollarını kesen “5 PKK’lı terörist” ile kucaklaşması ve dakikalarca sohbet etmesi, “eli kanlı teröristi meşrulaştırma” çabasından başka bir şey değildir...

Ne ilginç değil mi;

Bir yanda BDP’liler, bir yanda solcu liberaller, bir yanda da “yanaşma İslâmcılar” el ele vermiş, “birbirlerinin boynuna” sarılırken, Akit’in de gırtlağına sarılıyorlar!..

Oysa, yazarımız Ali İhsan Karahasanoğlu’nun dün yazdığı gibi; “BDP’lilerle sarmaş-dolaş” olan o teröristler, belki de Şemdinli’de şehit edilen Tokatlı er Sinan Dündar’ın katilidir!.. Ya da; henüz 9 aylık Selçuk’un babası Samsunlu er Umut Bulut’un katili!.. Kimbilir, belki de “ikisinin de katili”dirler!..

Sahi; “Yanaşma İslâmcılar”ın da toz kondurmadığı Ertuğrul Kürkçü’nün şakalaştığı o terörist de kim?

10 aylık Ecrin’in babası; Van’a gönüllü olarak giden polis memuru Murat Dilmaç’ın katili mi?

Yoksa, 6 yaşında yetim kalan Çağrı’nın, Diyarbakır’da şehit edilen babası Ramazan Tavşancı’nın katili mi?

Hangi şehidin kanında, Kürkçü ile şakalaşan o teröristin parmaklarının izi var?

Ya o kadın terörist?

Gültan Kışanak’ın sıkı sıkı sarıldığı o kadın terörist kim?

Silvan’da şehit edilen; daha doğmamış/ismi konulmamış bebeğin babası, uzman çavuş Mustafa Güney’in katili mi?

Yoksa, Şırnak’ta mayın patlaması sonucu şehid olan Yıldırım Kuzucular’ın katili mi?

ŞEHİTLER İÇİN DE ADALET!

“Yargısız infaz” uygulayıp, “Akit’in sesini boğmak” isteyenler, bu “manzara”ya ne derler acaba?..

Yoksa, bir yandan “solcu liberaller”in gözünde kendilerini “meşrulaştırmaya” çalışırken, bir yandan da “PKK’yı meşrulaştırmaya” mı çalışıyorlar?..

Sorumuz, “kaşar”lara değil,

İçlerindeki “saftorik”lere!..

“Adalet Talebimiz Var İnisiyatifi” diyerek yola çıkanlar, bakalım “PKK’lıların katlettiği” asker ve polis için ne zaman “adalet” isteyecek?..

Ve son soru;

“Düşünce ve ifade özgürlüğü” diye yırtınanların “Akit’i susturma” girişimleri bir “ikiyüzlülük” değil midir?..

Ramazan Bayramınızı en içten dileklerle tebrik ediyor, selâm ve saygılarımızı sunuyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi