Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Önce çocuk öldürmekten vazgeçin

Önce çocuk öldürmekten vazgeçin

Çok sayıda PKK’lı okurum var. Sık sık mesaj atıp hatırımı soruyorlar, konu hakkında (terör konusunda) bilgilendiriyorlar (!), arada sırada duygulanımlarını yazıyorlar ve çok öfkeliler.

Bir önceki yazıma da çok öfkelenmişler.

PKK’ya yaptığım “kardeşlik çağrısı”nın bir “Türk oyunu”, faşizan bir oyalama taktiği olduğunu yazıyorlar ve ekliyorlar: “Bizim de bir bayrak altında yaşamaya hakkımız var, bizim de bir devletimiz olmalı, bunu zorbalıkla elimizden alamazsınız...”



Tabii bu kadar nezih değiller.

Küfür kıyamet...

Mesajların büyük çoğunluğu elbette “yurt dışı”ndan geliyor...

Belki de yasal takibattan uzak olduklarını düşündükleri için özellikle dikkatsiz ve pervasız bir dil kullanıyorlar.

Olabilir...

Ayrıca mühim de değil...

İsteyen istediği üslubu kullanır, meramını istediği hakaret sözcükleriyle anlatabilir. “Kişisel hesap” görecek ne zamanım, ne takatim var... Kaba olmayı kendi vicdanlarında telif edebiliyorlarsa, buna benim yapabileceğim bir şey yok. Üslup, sonuçta sahibini bağlar ve üsluptan türeyecek şeref sahibine aittir. Budur...

İlginçtir, “üslupsuz okurlarımın” PKK’ya yükledikleri anlamla, bir kısım BDP’li politikacıların PKK’ya yükledikleri anlam arasında, “göze çarpan koşutluklar” var.

PKK’nın bir terör örgütü (terör üreten bir yapı) olduğu “doğal olarak” kabul edilmiyor. Daha çok “demokratik haklar” temelinde bir tanımlama çabası benimseniyor.

Hayır, elbette PKK’nın bir sosyoloji üzerinde yükseldiği ve hayatiyetini sürdürdüğü gerçeğini inkâr etmiyorum.

Fakat, PKK’yı var eden sosyoloji değiştikçe, yani PKK’yı “demokratik haklar” temelinde tavır almaya zorlayan gerekçeler ortadan kaldırıldıkça, örgüt daha bilenmiş, daha hırçınlanmış bir tavırla ortaya çıkıyor ve kan dökmeye devam ediyor.

Bazı BDP’li politikacıların, “Demokratikleşme bizi kesmez... Federasyon bile kesmez...” yaklaşımıyla, terör örgütünün sistemli gerilim politikaları arasında bir yakınlık, bir akrabalık, hatta bir “fikir ortaklığı” aramak ve durumu net bir şekilde ortaya koymak zorundayız.

PKK’nın amacı Güneydoğu Anadolu bölgesinde racon kesmek, yani bölgenin yönetimine ortak olmak mı, yoksa “Kürt devletine” giden kapıyı aralamak mı?

Uzun vadeli projeksiyon Kürt devletiyse, PKK’yı “demokratik haklar” çerçevesinin dışında mütalaa etmemiz gerekecek. Yani, BDP’li politikacıların da, üslupsuz okurlarım kadar net olmaları gerekiyor.

Nedir amaç?

Hedef ayrılmak, farklı bir bayrak altında toplanmaksa, açıkça dile getirebilirler...

Bunu tecziye edecek bir ceza maddesi bulunmuyor.

Hem, ayıp da değil...

Nasıl ki federasyon tartışmaları yapıyoruz ve “federasyon bizi kesmez” diyen politikacıları derin bir anlayışla karşılıyoruz, “Kürt devleti” tartışmaları da aynı anlayışla karşılanacaktır.

Herkes eteğindeki taşı döksün ama ben de diyorum ki, “ayrılık” fikriyatı “terör”le sonuç alamaz, almamıştır. Boşu boşuna birbirimizi öldürüp durmayalım. Konuşalım.

Kaldı ki, hangi bayrak altında yaşayacağına karar verecek olan Kürt halkıdır...

Bir kısım eli silahlı adamlar ve onların “Stalinist” örgütlenmeleri istiyor diye, Kürt halkı bir ayrılığı benimsemez ve sindiremez...

“Benimser” diyorsanız, elinizdeki silahı bırakıp, adam gibi politik mücadele yapacaksınız... Çocuk öldürmekten de vazgeçeceksiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Ahmet Kekeç Arşivi