Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Şehidlik ve bando

Şehidlik ve bando

Bu işe kim el atacak bilmiyorum, Başbakan mı, Milli Savunma Bakanı mı, Kültür Bakanı mı, Diyanet mi?


Bir de bir yarışma yoluyla Cenaze marşı yeniden yazılıp bestelenmeli.. Bethoven olmaz.


İki, “Şehidlik” tanımı yeniden gözden geçirilmesi.. Mesela, bu işin adına “Devlet üstün fedakarlık onuru” gibi bir şey söylenmeli. Bayrak, tabutun özel bir bölümünde, belli bir forumda yer almalı. Tabutun üzerine tamamen bayrak örtülmemeli. Dini ibareler ve sembollere de yer verilmeli. Bu bir ayet de olabilir, Hıristiyan bir yurttaş için “haç” da olabilir.


Mabet’de yapılan törenlerde tamamen dini kural ve ritüellere dini önderler tarafından yerine getirilmeli ve resmi tören, dini törenden önce ya da sonra ayrıca yapılmalı.


Mezarlığa girdikten sonra tamamen dini kuralların esas alındığı bir tören düzenlenmeli. Tabutun taşınması görevlilere değil, ailenin rızasına göre dini kurallara göre yapılmalı


Bando talep edilip edilmediği aileye sorulmalı ve bando sadece resmi törene has olmalı.


Askeri tören sadece asker şahıslar ve devlet birinci protokolüne has olmalı. Ancak askerler törende her aşamada temsil edilebilmeli.


Dinsiz ya da inancını açıklamak istemeyenler veya resmi ritüeller ve semboller konusunda, dini inanç ve gelenekleri açısından sorun oluşturan durumlarda aile tercihleri esas alınmalı. Genel ahlak, kamu düzeni, kamu güvenliği, kamu sağlığı açısından sorun teşkil edecek uygulamalar yapılamaz.


Kişinin agnostik olması, cesedinin yakılması, külünün göğe ya da suya savrulması gibi vasiyetlerin yerine getirilmesinde kamu otoritesi törene katılmak zorunda değildir. Bu konuda tüm tasarruf genel hukuk ilkeleri çerçevesinde aileye ait olması gerekir.


“Şehitlik” dini bir unvan olduğundan, kişinin şehit olup olmadığına dini bir kurul karar vermeli. Ve bu karar bir berat şeklinde, ayrı bir törenle aileye verilmeli.


“Onur” beratı ise madalya ve belge şeklinde ayrı bir törenle aileye takdim edilmelidir.


Ve tabii bu arada “Şehitlikler”in yeniden düzenlenmesi gerekir..


Şehidlik, din uğruna hayatını feda eden insanlara verilen dini bir unvandır ve bunun resmisi, askeri, polisi sivili olmaz.


Kültür Bakanı geçen gün törende korteje müdahele etti. Halk tekbir getirmek istiyor, bandoyu susturun diyor.. Bando kendi halinde, millet kendi halinde. Kimsenin kimseyi dinlediği yok. Eğer milletin sesine kulak verecekseniz, bandonun susması gerek.


Dini kurallar açısından ölüm karşısında aslında herkesin susması, başını öne eğmesi gerek.. Yüksek sesle koro halinde sloganlar söylemeye, feryadı figan etmeye de gerek yok..


Ondan geldik ve O’na döndürüleceğiz. Her nefis ölümü tadıcıdır.. Ecel, ne erken, ne de geç gelir..


“Şehid” Allah (cc)’nun adıdır aynı zamanda. Allah’ın dinine canı pahasına şahidlik etmek anlamına gelir..


Şehid için bir tören yapılacaksa, camide yapılır. Cenaze namazı öncesinde ve mezarlıkta yapılır..


Devlet onur nişanı, beratı, madalyası ayrı bir konu..


Bugünkü cenaze bandosunun ne dinle, ne tarihle, ne gelenekle bir ilgisi var..


Dini bir unvan, bugün fiilen resmi bir hal aldı.. Dini anlamda şehid olmayan birçok kişi şehid sayılıyor. Şehid olan birçok kişi de şehid sayılmıyor.. Sivillerin şehidliği pek tanınmıyor..


Batıda bizdekine benzer bir şehidlik anlayışı yoktur. Hıristiyanlıkta “şehadet kavramı savaşta ölenlerin aksine daha çok inancı nedeniyle -genellikle zulüm görerek- öldürülen din büyüklerini tanımlamakta kullanılır. Hıristiyan şehitlerinin büyük bölümü Roma İmparatorluğu’nda Hıristiyanlığın yayılmaya başladığı dönemlerde öldürülen erken dönem Hıristiyanlarıdır. Hıristiyan şehitlerinin bir kısmı azizlik ve azizelik mertebesine yükseltilmişlerdir.” Bir kişinin aziz ya da azize ilan edilmesi Papalığın yetkisindedir.. İngilizce’de “Şehidlik” karşılığı olarak “martyrdom” kullanılır. “Cemetery, patriotic death, baptism of blood, death in battle, war grave” gibi ölenin kimliğine ve ölüm şekline göre farklı anlamlar yüklenir.


İngilizce’de “şehid” kelimesinin karşılığı “Martyr”, eş anlamı “casualty”. İngilizce’de “Şehid”, “kurban”la eş anlamlı “Martyr” demek aynı zamanda “kurban” da demek.. “İşkence çekerek ölen kişiye de “mağdur” olarak ölen kişiye de aynı şekilde “Martyr” deniliyor.. “Martrize” de “şehid etmek” anlamına kullanılıyor.


Tabii ki, buradaki Şehidlik tanımı, tamamen bugününki “galatı meşhur” anlamı üzerinden anlaşılmalı..


Kuşkusuz İslam’da şehidin tek karşılığı vardır, o da Allah rızası ve dini mübini İslam için can vermektir. Kur’an-ı Kerim’de Şehidlerin ölmeyecekleri ve onların şahsi kusurlarının affedileceği ve cennetle mükafatlandırılacakları ve ölüm sırasında acı çekmeyecekleri ve ölmeyecekleri haber verilir: «Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz.” (Bakara: 154)»


Umarım, her gün şehid haberlerinin geldiği böyle bir zamanda meclis bu konuya da el atar ve mevzuat yeniden düzenlenir. En azından bando işine ara verilse ne iyi ederler.. İsteyen çaldırsın da, aile istemiyorsa en azından bu iş çalan için de tören sahibi için de bir işkenceye dönmesin..


Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi