H.Celal Güzel

H.Celal Güzel

Her şey gün gibi açık

Her şey gün gibi açık

Türkiye’de son yıllarda meydana gelen olaylarla ilgili olarak birçok aydınımızın kafası karmakarışık...
Son yarım yüzyılın en yüksek oyunu alarak iktidara gelen siyasi partinin ‘örtülü şeriat devleti’ iddiasıyla kapatılmak istenmesi; yargının siyasallaştırılması ve millet iradesinin yerine geçirilmeye çalışılması; TSK içinde artık suyu çıkan darbe hazırlıkları; darbe ortamı oluşturmak için terör eylemi yapan gizli bir örgütün varlığı...
Bu arada, medya da tarafsızlığını bırakıp belli amaçlar doğrultusunda dezenformasyon ve psikolojik harekât peşinde... Star Gazetesi’nde yayınlanan ‘âcil ve senkronize reaksiyon uyarısı’ başlıklı, Ergenekon iddianamesi hakkında bir nevi ‘sulandırma plânı’nın medyaya dağıtıldığı doğruysa; bu durum, bir bakıma yazılı ve sözlü basının antidemokratik odakların tesirinde kaldığını gösterir ki, bu ise tek kelimeyle ‘fâcia’dır.
Bütün bu hayhuyun içinde doğru olanı görmek istiyorsanız, sokaktaki sade vatandaşa gideceksiniz. O, atalarından tevarüs ettiği basiret ve ferasetiyle size, olan biteni en basit şekilde açıklayacaktır.
Şimdi halka kulak verelim:
‘1. Türkiye’yi perde arkasından yıllardır idare eden bürokratlar ve CHP yöneticileri, AK Parti’nin üst üste seçim zaferleri kazanarak iktidara gelmesini hazmedemediler.
2. Askeri ‘irtica’ tehdidiyle tahrik edip, TSK içindeki 28 Şubat’tan kalma darbecilerin çeşitli tertiplerine sebep oldular. Ancak, özkök Paşa bu darbecileri engelledi. Daha sonra Büyükanıt Paşa da bunlara geçit vermedi.
3. Kendilerine ‘ulusalcı’ diyen bu zorba grup, ‘Ergenekon’ ismini verdikleri terörist bir darbe çetesi kurdu. Danıştay baskını, Cumhuriyet Gazetesi saldırısı ve çeşitli silâhlı eylemler düzenleyip darbe ortamı oluşturmaya çalıştılar. Hrant Dink ve misyoner cinayetleri gerisinde de bunların dahlinin bulunması ihtimali var.
4. Ergenekon çetesi ile TSK’daki bazı muvazzaf subayların da irtibatlı olduğu anlaşılıyor.
5. Diğer taraftan, AK Parti’nin kendi içerisinden bir Cumhurbaşkanı seçmesi ve çağdışı başörtüsü yasağının kaldırılması için Anayasa değişikliği yapması üzerine, ulusalcı zihniyetin siyasallaştırılmış yargıdaki temsilcileri eliyle AK Parti’nin kapatılması dâvasını açtılar. Bu dâvanın açılmasında, benzeri zihniyetteki örgütün üzerine gidilmesi de rol oynadı.’
***
Dün, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’in açıkladığı, ‘Ergenekon çetesi Hakkındaki İddianame’ değildir. Başsavcı, sadece ‘iddianamenin tamamlandığını’ ve ilgili Ağır Ceza Mahkemesi’ne verildiğini açıklamıştır. Ayrıca, 48’i tutuklu, 38’i tutuksuz sanık hakkında, ‘silâhlı terör örgütüne üye olmak ve yardım etmek’, ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti’ni ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs’ başta olmak üzere, çeşitli suçlardan iddianame düzenlendiği kaydedilmiştir. Bu suçlar arasında Danıştay Saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi’ne bombalı saldırı da vardır.
İddianame, mahkeme tarafından kabul edildikten sonra açıklanabilecektir.
Bu durumda, şu hususlar ortaya çıkmaktadır:
1. İddianame, suçlanan kişilerle sınırlı tutulmuş; bu kişiler haricindeki odaklarla ilişkiye girilmemiştir.
2. Hazırlık safhasının uzadığı iddiaları karşısında, iddianamenin eldeki verilerle tamamlandığı; 1 Temmuz gözaltılarıyla ilgili hazırlıkların daha sonra ek iddianame ile ikmal edileceği anlaşılmaktadır.
3. Darbe günlüğündeki iddialar ve bununla ilgili darbe teşebbüslerinin sadece tutuklanan emekli generallerle sınırlı kaldığı; soruşturmanın TSK içindeki bağlantılarını kapsamına almadığı görülmektedir. Bu tutumda, ‘adli-askeri yargı’ görev alanı tartışmasının da rolü vardır.
***
Bütün bu noksanlıklara rağmen bu dâva, Cumhuriyet tarihimizin en önemli olayıdır. Yarım asırlık ‘Darbe Dönemi’nde ilk olarak, -üstü kapalı da olsa- bir darbe soruşturması ve yargılaması yapılmaktadır.
Demokrasiye ve hukuka inanan, ‘derin devlet’e ve çetelere karşı olduğunu söyleyen herkesin, bu dâvayı ciddiye alarak tarafsızlıkla takip etmesi şarttır.
Ayrıca, TSK içinde de buna paralel bir soruşturmanın başlatılması lâzımdır. Böyle bir soruşturma, gözümüz gibi sakındığımız Türk Ordusu’nu aslâ yıpratmayacak, bilâkis darbeci unsurlardan temizlenerek değerini ve itibarını daha da artırmasını sağlayacaktır.
Herkesten üzerine düşeni yapmasını bekliyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
H.Celal Güzel Arşivi