Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

İkili eğitim ve atama bekleyen öğretmenler

İkili eğitim ve atama bekleyen öğretmenler

Yeni öğretim yılı bir takım sorunlar ve tereddütlerle bugün başladı. Daha doğrusu birinci sınıflar bugün başladı, diğerleri ise önümüzdeki pazartesi günü ders başı yapacaklar. Öncelikli olarak yeni eğitim öğretim yılının hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bunun yanında bu köşede daha öncede dile getirmeye çalıştığım endişelerim ve eleştirilerim devam ediyor.

Yeni ders yılı unutulmaya başlayan ikili eğitim uygulaması bu ders yılı ile birlikte yeniden gündeme geldi. Söz gelimi bu seneye kadar pek çok okulumuzda sabah 8.30'da başlayan öğleden sonra 14.30'da sona eren tekli öğretim söz konu iken bu sene aynı binayı paylaşan ilkokul ve ortaokullar sebebiyle ikili eğitime döndüler. Ortaokullar sabahtan okula giderken, ilkokullar aynı binada öğleden sonra ders yapacaklar. Böyle olunca da sabahın köründe bir kısım öğrenciler yollara düşerken, diğer bir kısmı da akşam karanlığında okuldan eve dönecekler. Tekli eğitimin tüm yurtta yaygınlaştırılması için yeni okullar ve derslikler yapılması beklenirken yeni düzenleme ile düne kadar tekli eğitim veren okullarda da ikili eğitim başlıyor. Bu arada aynı bina içinde iki okul yönetimi söz konusu olacak. Yani ilkokul için ayrı, ortaokul için ayrı bir yönetim gündeme gelecektir. Bu noktada hemen belirteyim ki 6 yaşındaki çocuklar ile 15 yaşındaki çocukların aynı mekan içinde birlikte öğretim görmesini eleştirenlerdenim. Yeni uygulama ile ilkokul ile ortaokulların farklı zamanlarda aynı binada eğitim görmesi bazı sakıncalara son verecektir. Ancak, ikili eğitim ile çocukların okulda geçirdikleri zaman azalacaktır. Halbuki tekli eğitimin süresinin uzatılması gerekirdi. Yani sabah 9.00'da başlayan dersin öğle tatilinden sonra 16.00'ya kadar devam etmesi ideal olandı. Bu bakımdan yeni sistemde hazırlıksız yakalanma söz konusu. Bunun sonucu olarak bir takım yeni kazanımların yanında kayıplar da gündeme geldi.

Bu arada imam hatip okullarının orta kısımlarının yeniden açılması yıllardan beri istediğimiz bir hususun hayata geçirilmesi anlamına geliyor. Ancak, 28 Şubat sürecinin dayatmaları sonucu dayatılan 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim uygulaması sonucu pek çok imam hatip okulu kapanmış, orta kısımları ise tamamen yok edilmişti. Şimdi pek çok ilçede imam hatip orta kısımları yeniden açılmış, öğrenci kaydı yapılmış ama, lisesi bulunmadığı için 8. sınıfı bitiren öğrenciler bir başka ilçedeki imam hatip lisesine gitmek zorunda kalmışlardır.

Halbuki ön hazırlık yapılabilmiş olsaydı aynı ilçede orta kısım ile birlikte lisede açılabilirdi. Her iki kısmada öğrenci bulmak mümkündü. Aceleye getirilmiş yeni düzenleme sonucu bir garip durum ortaya çıkmıştır. Bu arada bazı ilçelerde açılan imam hatip ortaokulları bazı okulların ek binalarına sıkışmış, eskiden var olduğu halde kapanmış okullarına dönememişlerdir. Görünen o ki, halkımızın yaptırdığı imam hatip okulları elden çıkmış, yeni okullar yapma dönemi başlamıştır.

Tüm bunlara rağmen isteyen velilerin çocuklarını imam hatip okuluna kaydettirebilmesi gasbedilmiş bir hakkın iadesi olmuştur.

Bu noktada bir başka hususa dikkat çekmek istiyorum. AK Parti iktidarı 10 yılı geride bırakmış olmasına ve verilmiş tüm sözlere rağmen kamuda başörtüsü yasağı hâlâ devam etmektedir. Öğrencilerimiz yine okulun kapısına kadar başları kapalı egiecek, okul bahçesinden itibaren açmak zorunda kalacaklar. Bunun yanında okullarını bitirdiklerinde kamuda görev alacaklarsa başlarını açacaklardır. Bu ise zulmün devamı anlamına geliyor.

Ders yılının başlaması vesilesiyle atama bekleyen sınıf öğretmenlerinin durumuna da temas etmek ve bu meseleye çözüm bulunması gerektiğini ilgililere hatırlatmak istiyorum. Son KPSS sınavında 80'in üzerinde puan alan sınıf öğretmenleri büyük bir hayal kırıklığı yaşamaktadır. Çünkü,yeni uygulama ile ilkokulların 5. sınıflarının iptal edilmesi sonucu 300 bin civarında öğretmen fazlası ortaya çıkmış, bu ise yeni atamaların önünü kesmiştir. İşin garip tarafı atama bekleyen sınıf öğretmenleri bu gidişle önümüzdeki yıllarda da atama beklemek zorunda kalacaklar.

Bu ise binlerce sınıf öğretmeninin öğretmenlik hakkının ellerinden alınması anlamına geliyor. İsterseniz buna diplomalarının iptali de diyebilirsiniz.

Buna bir çözüm bulanması gerekir diye düşünüyorum. Söz gelimi bu öğretmen adayları eğitimin başka alanlarında değerlendirilebilir. Onlar üniversiteye başlarken birgün devletin sistemde değişiklik yapıp, alacakları diplomanın anlamsız hale geleceğini düşünmemişlerdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi