M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Kendime Tâlimatnâme

Kendime Tâlimatnâme

1. İslam'a, Kur'ana, Sünnete, Şeriata nâçizâne hizmet etmeye devam etmelisin.

2. Bu hizmeti maddî menfaat, siyasî nüfuz ve şahsî prestij elde etmek için etmemelisin; İslam'ın paralı/kiralık askerî durumuna düşmemelisin.

3. Ülkenin ve halkının iyiliğini istemelisin, onlara zarar vermemelisin.

4. Devleti desteklemelisin, kötü düzene/sisteme muhalefet etmelisin ve onun değişmesi, yerine âdil ve hak bir düzen gelmesi için çalışmalısın.

5. Yalandan, iftiradan, fitne ve fesat çıkartmaktan, şahsiyat yapmaktan, isim vererek, hedef göstererek çamur atmaktan kaçınmalısın.

6. İsminin gündeme gelmesi, yazılarının daha fazla okunması için polemik yapmamalısın, kavga ve şamata çıkartmamalısın.

7. Mümkün olduğu kadar ben dememeye çalışmalısın, ben yerine bendeniz demeyi tercih etmelisin.

8. Müslüman olmalısın ama İslamcı olmamalısın.

9. Hizip, fırka, grup, cemaat, tarikat, klik asabiyetinden, fanatizminden, holiganlığından uzak durmalısın, Ümmet şuuruna sahip olmalısın.

10. Politikacıların, ünlülerin, din baronlarının yağcısı, yalakası, meddahı olmamalısın. Zaruret olmadıkça, dünya büyüklerini ziyaret etmemeli, huzurlarına çıkmamalısın.

11. Bütün kötülüklere karşı olumlu muhalefet yapmalısın, olumsuz ve yıkıcı muhalefet yapmamalısın.

12. Fâsık-ı mütecâhirleri, yani açıkça, küstahça, utanmazca, arsızca, hayasızca günah işleyenleri isim vermeden anonim şekilde tenkit etmelisin.

13. İnsanların gizli ayıplarını ve günahlarını araştırmamalısın, bunlara muttali olursan fâş etmemeli, aksine gizleyip örtmelisin.

14. Sahih itikattan (imandan) sonra İslam'ın ikinci önemli ve temel şartı olan namazın dosdoğru kılınması için çalışmalısın.

15. İslam'ın üçüncü temel şartı olan zekatın Kur'ana, Sünnete, Şeriata, fıkha göre dosdoğru bir şekilde, hakeden hakikî şahıslara verilmesi, tüzel kişilere verilmemesi için çalışmalısın.

16. Bütün Müslümanların ortak değerleri olan İman, İslam, Kur'an, Sünnet, Şeriat, Ümmet, Hilafet ve güzel ahlak için çalışmalısın.

17. Selef-i Sâlihîne, Eimme-i müctehidîne, Ehl-i Beyt-i Mustafa'ya (Salat ve selam olsun ona), evliyaurrahmana, İslam'ın muhlis hizmetkârlarına, gerçek ulema ve fukahaya, kâmil mürşidlere ve mü'minlere hürmet etmelisin.

18. Müslümanların büyüklerine saygı göstermeli, küçüklerine şefkat ve merhametle muamele etmelisin.

19. Kendini ve hizmetini büyük ve önemli görmemelisin.

20. Yaratıklardan ücret ve mükâfat istememelisin ve teklif edilirse kabul etmemelisin, şahsın hakkındaki övgüleri reddetmelisin.

21. Bunu yapamazsın ama hiç olmaya çalışmalısın.

22. Politikadan mümkün olduğu kadar uzak durmalısın. Şeriata aykırı yeminler etmemelisin.

23. Mümkün olduğu kadar halkla ihtilat etmemelisin.

24. Kendinde hiçbir fazilet ve üstünlük görmemelisin, nefsini aklamamalısın, onu devamlı olarak kınamalı ve kötülemelisin.

25. Âdil bir İmam veya Mehdi-i âhirzaman zuhur ederse ona hemen biat ve itaat etmelisin.

26. Kur'andan ve Sünnetten kendi re'y ve hevan ile hüküm çıkartmamalısın.

27. Mezhepsizlikten, telfik-i mezahibten, dinde reform yenilik değişim fitnesinden, İslam Protestanlığından, zındıkları ve bid'atçileri desteklemekten kaçınmalısın.

28. Din konusunda Cadde-i Kübra, Sevâd-ı Âzam ve cumhur-i ulema yolunda yürümelisin; çıkmaz sokaklara, dar patikalara sapmamalı, bid'atleri ve şazz görüşleri kabul etmemelisin.

29. Kur'anın zâhirine, Sünnete, Şeriata bağlı olmaları, beş vakit namaz kılmaları şartıyla sufileri sevmeli ve desteklemelisin.

30. Elinden geldiği kadar kaleminle mâruf ile emr ve münkerden nehy farizasını ifaya gayret etmelisin.

* (İkinci yazı)

Şemdinli'ye Kuş Gibi Tepeden Bakmak

Hürriyet gazetesinin genel yayın müdürü Şemdinli'ye gitmiş, şehre yukarıdan bakan bir tepenin üstüne portatif bir masa koymuş, kendisi de bir sandalyeye oturmuş, poz vermiş... Buralar güllük gülistanlık mı demek istiyor?

Öyleyse bendeniz tek başıma önce uçakla en yakın şehre, sonra otomobil veya otobüsle Şemdinli'ye gideyim, orada elbette temiz oteller vardır, onlardan birine ineyim, banyo yaptıktan sonra biraz şehri gezeyim, akşam yemeğini bir lokantada yiyeyim, yatsı namazını bir camide kılayım, bir bahçede çayımı içeyim, tanıdık biri çıkarsa biraz sohbet edeyim...

Ertesi günü ulemadan meşayihten birkaçını ziyaret edeyim. Şehrin nesi meşhurdur bilmiyorum, bir hatıra eşyası alayım ve o sonra civardaki başka bir şehre hareket edeyim...

Acaba güven içinde böyle bir seyahat yapabilir miyim? Yapamıyorsam, yapamayacaksam Hürriyet beni yanıltıyor demektir.

Bu ülkenin nice yerini, şehrini tek başıma gidip rahatça, güven içinde gezebilirim, dinlenebilirim, alış veriş edebilirim. Lakin heyhat vatanımın güneydoğu bölgesinde şu anda terör var, güvenlik yok.

Hürriyet zengin bir gazete. Masraf yapar, emniyet tedbirleri alabilir, koruma elemanları tutar ve Şemdinli tepelerinden etrafa mağrurane bakar ama bendenizin böyle lükslerim yoktur.

Ülkenin bir yerine, tek başına gidip, bir otele inip, şehri tek başına gezebilmek, herhangi bir lokantada yemek yemek, bir bahçede çay içmek, çarşı pazarda alış veriş etmek güvenliğine ve rahatlığına sahip değilsen, yüksek bir tepeye masa kurup resim çektirmenin fazla manası olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi